Must be traducir turco
67,389 traducción paralela
It must be killing you.
Seni öldürüyor olmalı.
Oh, must be very...
- sey yuzunden olsa gerek...
Everybody thought he must be the good one.
Herkes onun iyi olan olduğunu sanıyordu.
Mal must be counting the days until the Royal Cotillion...
Bu durum Kraliyet Balosu'yla birlikte resmilik kazanacak.
Mal must be counting the days until the Royal Cotillion,
Bu durum Kraliyet Balosu'yla birlikte resmilik kazanacak.
♪ Although for you, that must be hard ♪
♪ Bu her ne kadar senin için zor olsa da ♪
You must be wondering who's next, and why.
Sıradakini ve nedenini merak ediyorsundur.
I must be, like, really stoned or something.
Kafam iyice uçtu galiba.
I mean... his dick must be huge.
Aleti kocaman olmalı.
[ringing continues ] [ Hannah] It must be possible to swim in the ocean of the one you love without drowning.
Mümkün sanırdım, sevdiğinin okyanusunda boğulmadan yüzebilmeyi
It must be possible to swim without becoming water yourself.
Mümkün sanırdım, suya dönüşmeden yüzebilmeyi
Oh, God, I must be in huge trouble.
Tanrım, başım büyük dertte olmalı.
It must be possible to swim in the ocean of the one you love without drowning.
Mümkün sanırdım, sevdiğinin okyanusunda boğulmadan yüzebilmeyi
It must be true.
Sahici olmalı.
Must be trying to make it hard to get to them.
Onlara ulaşmayı zorlaştırmaya çalışmışlar.
Must be your lucky day, haircut.
Şanslı gününde olabilirsin afili saç.
Do what must be done.
Yapılması gerekeni yap.
You must be really worried if you're trying to split everyone up.
Herkesi ayırmaya çalıştığına göre çok endişeleniyor olmalısın.
You must be Rick.
- Sen Rick olmalısın.
You must be in agony.
Acı içinde olmalısın.
I know you were sucking the Kool-Aid out of the Vindicators'dicks so the fact that I was right about them must be pretty hard to admit.
Takdir ediyorum, Morty, Aklayıcıların sikinden şekerleme emiyordun biliyorum o yüzden kim oldukları konusunda haklı çıkmış olduğumu kabul etmek epey zor olsa gerek.
To defeat the one, your senses must be sharp.
Onu yenmek için duyuların keskin olmalı.
The truth is is I finally realized that I've been feeling exactly what you must be feeling.
Açıkçası şu anda tam da senin hissettiğin gibi hissettiğimi sonunda farkına vardım.
Must be nice to be so right.
' - Her zaman haklı olmak güzel olmalı.
There must be, however dormant.
Olması gerek, ne kadar derin uykuda olurlarsa olsunlar.
You must be the ones!
Sende onlardan olmalısın!
You must be kidding!
Dalga geçiyor olmalısın!
- You must be kidding!
- Dalga geçiyor olmalısın!
♪ I must be a hell of a man ♪
♪ I must be a hell of a man ♪
Must be a hell of a man.
Must be a hell of a man.
You must be Sy.
Sy olmalısın.
These must be the martians that lopez told you about.
Lopez'in sana bahsettiği Marslılar bunlar olsa gerek.
Must be something there they don't want us to find.
Orada bulmamızı istemedikleri bir şey olmalı.
We're breathing, it must be good.
Nefes aldığımıza göre her şey yolunda olmalı.
There must be some way to fight this.
Bununla savaşmanın bir yolu olmalı.
You must be gratified.
Tatmin olmuşsundur.
There must be something.
Bir şeyler olmalı.
Must be my taxi.
Bu çağırdığım taksi olmalı.
Oh. That must be your cool kid sitter.
Havalı bakıcın geldi herhalde.
You must be military.
Asker olmalısın.
I'll be asking you questions, and you must answer them truthfully... unless your attorney clearly instructs you otherwise.
Size bazı sorular soracağım ve avukatınız açıkça aksini belirtmedikçe bunları doğru olarak cevaplayacaksınız.
Here, they must cease to be to be able to find peace.
Huzurlu bir yaşam sürebilmeleri için kimlikleri son bulmalı.
Two things you must know if you're gonna be spending time here with us.
İki şeyi bileceksin. Burada bizimle zaman öldüreceksen.
HOLY BIBLE No!
"İncil" Çeviri : She-who-must-not-be-named82 İyi seyirler.
Both of us.
İkimizin de. Çeviri : She-who-must-not-be-named82
I need your help.
Yardımına ihtiyacım var. Çeviri : She-who-must-not-be-named82 İyi seyirler.
I'm going back to Hilltop in the morning and getting ready.
Sabah Hilltop'a dönüp hazırlanacağım. Çeviri : She-who-must-not-be-named82
Either way, you must've thought it was gonna be the end, coming in on your lonesome like that.
Her hâlükârda, buraya tek başına gelerek sonunun da geleceğini düşünmüş olmalısın.
Geez, I must have planned a whole party.
Vay be, koca bir parti planlamışım sanırım.
Man, Grandpa Rick must have gotten shitfaced.
- Of be, Rick Dede'nin ağzına sıçılmış anlaşılan.
Oslo, and um, we often employ language which must seem to be a quaint and hermetic.
Sıklıkla dili çekici ve sihirli göstermek için kullanırız.
must be nice 94
must be hard 20
must be important 16
bebe 93
beyonce 24
bela 54
belle 613
beatrice 271
because 7201
beni 31
must be hard 20
must be important 16
bebe 93
beyonce 24
bela 54
belle 613
beatrice 271
because 7201
beni 31