My dear boy traducir turco
319 traducción paralela
My dear boy, perhaps you'd like us to arrange a visit to the craters of the moon.
Belki de aydaki kraterlere bir gezi düzenlenmesini istersiniz.
Oh, my dear boy, if you only knew how happy, how happy...
Sevgili oğlum, eğer bir bilseydin ne mutlu, ne mutlu...
- My dear boy...
- Sevgili oğlum.
And present you, my dear boy, with this token of their affection and esteem.
Ve sana olan sevgi ve saygımızın nişanesi olarak sana bu ödülü sunuyorum.
- Pres, my dear boy.
- Pres, canım benim.
My dear boy, have your breakfast before Tarzan eats you raw.
Sevgili oğlum, Tarzan seni çiğ çiğ yemeden kahvaltını et.
But, my dear boy, this is most urgent.
Fakat, sevgili oğlum, bu çok acil.
My dear boy.
- Sevgili çocuğum!
- Yes, my dear boy.
- Evet sevgili oğlum, biliyorum.
No proof, my dear boy!
Hiç kanıt yoktu, sevgili dostum!
Do you understand, my dear boy?
Anlıyor musun evladım?
Put everything else aside, my dear boy.
Gerisi teferruattır.
- This is beautifully inspired, my dear boy.
- Bu ne güzel bir ilham, tatlı oğlum.
- Oh, my dear boy!
- Oh, sevgili oğlum!
My dear boy wouldn't it look rather awkward if you suddenly canceled all your plans?
Sevgili oğlum tüm planlarını iptal edersen garip olmaz mı?
My dear boy, what's the matter?
Evlat, sorun nedir?
My dear boy, he's a barrister, not a businessman.
Sevgili oğlum, o avukat, iş adamı değil.
- My dear boy, I'm delighted!
- Sevgili oğlum, çok sevindim.
My dear boy, you have put your finger on the loophole.
Sevgili dostum, çok iyi bir noktaya parmak bastın.
My dear boy, what on earth are you doing here?
Sevgili dostum, burada ne arıyorsun?
Warren, my dear boy, a Prosecuting Attorney is like a race horse.
Warren, sevgili delikanlı, Savcı bir yarış atı gibidir.
Yes, my dear boy, I have been.
Evet, sevgili dostum, gittim.
- Don't be an ass, my dear boy.
- Kötü çocuk olma dostum.
Gambling, my dear boy.
Kumar dostum.
London is your oyster, my dear boy and I'm the one who can open it for you.
Londra senin istiridyen ve ben onu senin için açabilecek adamım dostum.
- Patience, my dear boy, patience.
- Sabır, evlat.
This is all very well, my dear boy, but I can't swim.
Bütün bunlar gayet iyi ama ben yüzme bilmem evlat.
My dear boy.
- Sevgili oğlum.
- My dear boy, these eternal questions of yours.
- Evladım, çok soru soruyorsun.
My dear boy, your thinking is not only fuzzy, it's economically unsound.
Sevgili oğlum, deüşüncelerin sadece bulanık değil, aynı zamanda ekonomik olarak sağlıksız.
Oh, my dear boy! Forgive me!
Sevgili evladım, bağışla beni!
My dear boy, I haven't the faintest idea who you are.
Sevgili çocuğum, kim olduğunuz hakkında en ufak fikrim yok.
My dear boy this formula's quite clear look, with one vital difference.
Formül önemli bir ayrıntı dışında açık, evladım.
Now there's another point to consider my dear boy, eating - we can't!
Diğer önemli nokta ise evladım : Yiyemeyiz. Yemek bulsak bile, yiyemeyiz.
No no my dear boy, no.
Hayır evladım, hayır.
Not at all my dear boy, always at your service.
Doktor ne oldu laboratuarda?
What on Earth are you doing, my dear boy?
Ne yapıyorsun, çocuğum?
Where are you, my dear boy?
Chesterton! Neredesin, evladım?
Don't just sit there my dear boy, stand up, stand up
Orada öyle oturup durma, evladım. Kalk ayağa.
My dear boy, when I was here before, the, what, the total population amounted to, a handle of people, merely a hundred.
Buraya geldiğimde tür nüfusu yüze yakındı.
My dear boy, there's a great deal of difference between resting and... being sort of, bone idle!
Evladım, dinlenmek ile tembellik yapmak arasında büyük bir fark var.
I mean, your daughter... to, uh, be mine. Why, my dear boy!
Oh, sevgili oğlum!
It's a dark part of my life, dear boy.
Hayatımın karanlık tarafı oğlum.
My dear, this is the boy from the workhouse I told you of.
- Sevgilim yetimhaneden gelecek olan çocuk bu. Sana söylemiştim.
A very good-looking boy, that, my dear.
Ne kadar yakışıklı bir çocuk, Tanrım.
Pardon my vulgarity, dear boy.
Benim bayağılığımı bağışla, sevgili çocuk.
My dear, dear, dear boy.
Sevgili, sevgili oğlum.
No, my dear, you don't think I'm like any other boy.
Hayır tatlım, başka çocuklar gibi olduğumu düşünmüyorsun.
My dear boy...
Büyükbaba herşey yolunda!
My dear boy!
Canım evladım!
You just wait, my dear boy.
Dayan, evladım.
my dear 4216
my dear friend 145
my dear brother 42
my dear sister 34
my dear lady 50
my dear mother 17
my dearest 65
my dear husband 20
my dear friends 54
my dear cousin 20
my dear friend 145
my dear brother 42
my dear sister 34
my dear lady 50
my dear mother 17
my dearest 65
my dear husband 20
my dear friends 54
my dear cousin 20
my dear son 50
my dear girl 54
my dears 83
my dear children 17
my dear man 45
my dearest friend 17
my dear fellow 167
my dear doctor 39
my dear chap 50
my dear sir 70
my dear girl 54
my dears 83
my dear children 17
my dear man 45
my dearest friend 17
my dear fellow 167
my dear doctor 39
my dear chap 50
my dear sir 70
my dear mr 32
my dear mrs 20
my dear child 71
dear boy 203
boyle 310
boys 7010
boyka 121
boyd 649
boyfriend 977
boyce 31
my dear mrs 20
my dear child 71
dear boy 203
boyle 310
boys 7010
boyka 121
boyd 649
boyfriend 977
boyce 31
boyfriends 122
boyo 55
boy or girl 87
boy meets girl 28
boychik 17
boys and girls 256
boys will be boys 42
boy wonder 27
boy scout 43
boykewich 37
boyo 55
boy or girl 87
boy meets girl 28
boychik 17
boys and girls 256
boys will be boys 42
boy wonder 27
boy scout 43
boykewich 37