English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / My hand

My hand traducir turco

14,399 traducción paralela
I swear, it was in my hand, in the lab, and then I put it in the little case thing.
Yemin ederim laboratuardayken elimdeydi. O kutu gibi şeye koyup Atlas'a verdim.
Pick, I would rather chop off my hand than get rid of you.
Pick, senden kurtulmaktansa elimi kesmeyi tercih ederim.
I'm gonna take it in my hand.
Onu elime alıcağım.
Let me worry about my hand.
- Bırak da elimi ben düşüneyim.
Can you feel my hand?
Elimi hissedebiliyor musun?
If you don't believe me. Then hold my hand.
Bana inanmıyorsan tut ellerimden.
Take my hand and say : I love you too.
Elimi tut ve sen de beni sevdiğini söyle.
He had me talk to her, put my hand on hers.
Onunla konuşmamı istedi, Elimi onunkinin üzerine koydum.
- What are you doing? - Hold my hand.
- Ne yapıyorsun?
- My hand went through the leather.
Elime hayvan leşi bulaştı.
My hand.
Elim.
Nah, I'm good right here. I'm extending my hand in the name of the Lord so we may greet you as a congregation. No, no.
Hayır, ben böyle iyiyim.
Well, I got the money right here in my hand.
Para şu an elimde var.
And I had the gun in my hand, and I didn't think.
Elimde silah vardı, düşünmedim.
Cassandra, sweetie, whatever you do, do not let go of my hand.
Cassandra, tatlım, ne yaparsan yap. Elimi bırakma.
Got my hand?
Elimi tuttum
Hold my hand.
Elimi tut.
Are you going to hold my hand there too? - Yep.
- Elimi orada da tutacak mısın?
write it on my hand.
Elime yaz.
Now, do you remember what you said to me on my island, holding my hand under the stars?
Adamda, yıldızların altında elimi tutarken bana söylediğin şeyi hatırlıyor musun?
What's in my hand?
Elimde ne varmış?
Ron, do I have to keep my hand pressed on the red button? - What?
Kayıt düğmesini basılı tutmam şart mı?
I had it right in my hand, and you acted like I wasn't even there!
Elimdeydi ve sen orada yokmuşum gibi davrandın.
She didn't say anything, so I touched her to wake her and felt in my hand something wet.
Cevap vermedi, ben de uyandırmak için ona dokundum. Sonra elimde bir ıslaklık hissettim.
He held my hand all night.
- Bütün gece elimi bırakmadı.
Even if you can't see me or hold my hand... you can always talk to me.
Beni göremesen de, bana dokunamasan da benimle istediğin zaman konuşabilirsin.
But the party's not going to wait until next week and they are understandably forcing my hand.
Ve anlaşılır bir şekilde elimi zorluyorlar.
If I were still a pickpocket I'd slip my hand inside...
Hâlâ bir yankesici olsaydım elimi içeri sokar...
And please... Don't ever again put my hand on your tiny joke of a cock.
Bir de lütfen bir daha sakın elimi o şaka gibi minik sikinin üstüne koyma.
Pick up my hand.
Elimi kaldır.
- Manny, my hand.
- Manny, elim!
My hand.
Elimi.
Which is why I didn't come here with a retainer in my hand.
O nedenle bir vekalet sözleşmesi getirmedim.
I didn't realize I stabbed his ass until police pulled the scissors out my hand.
Polis gelip de makası elimden alıncaya dek.. ... adamı delik teşik ettiğimin farkında değildim.
Okay, hand me my laptop.
Tamam, bana dizüstü bilgisayarımı ver.
Stay by my side Or I'll go astray. With empty palms, at Your door I stand. Seeking wisdom from Your generous hand.
Rabbim...
- My right hand turned against me.
- Sağ kolum bana ihanet etti.
If they do, then I'll hand you my wings myself.
O durumda brövemi sana kendim veririm.
What I heard was, you know, the sound of a hand hitting flesh, and then I'd hear my mom cry out.
Duyduğum şey, bilirsiniz, Ete elle vurulma sesi, Ve sonra annemin ağlayışını duydum.
Come on, grab my hand, man, grab my hand.
- Çabuk, elimi tut.
When I collect glasses, they grab my arse or put their hand between my legs.
Ben de o zaman bardakları toplarken popomu elletir, ellerini bacak arama alırım.
This is my lovemaking hand, Joe.
Bu benim sevişme elim, Joe.
So, please, my son, kindly climb down, hand over the reins...
O yüzden evlat, lütfen atından in, yuları teslim et...
Oh, my, what happened to your hand? You're bleeding.
Eyvah, elinize ne oldu, kanıyor mu?
Motherfucker, my fucking hand!
Elim gitti orospunun evladı!
- I don't have to keep my hand
- Ne?
My sister Athena was touched by the hand of God.
Kız kardeşim Athena'ya Tanrı'nın eli değmişti.
I'm holding the pen in my left hand.
Kalemi sol elimle tutuyorum.
Would you please just take your hand out of my cunt?
Elini amımdan çeker misin lütfen?
- It was on my left hand, right here.
- Sol elimdeydi, hemen burada.
But then when the nerves were damaged in my left hand, that was not to be.
Ancak sol elimdeki sinirler hasar gördüğünde bu artık olmayacaktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]