English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / My partner

My partner traducir turco

5,883 traducción paralela
And the disappearance of an investigator sent to find her, my partner, Keri Torres.
Ve onu bulmak için gönderilen partnerim, dedektif Keri Torres kayboldu.
- You are not my partner.
- Ortağım değilsin.
Guess I'm just not ready to lose my partner.
Sanırım iş ortağımı kaybetmeye hazır değilim.
I'm on the new captain's hit list and my partner's.
Ortağımın ve yeni Yüzbaşı'nın kara listesindeyim.
That's my partner checking in.
Arayan ortağımdı.
You know what's funny? My partner was actually worried - that this meeting might not go well.
Ne tuhaftır, iş ortağım bu toplantının pek de iyi gitmeyeceğinden endişeliydi.
This is my partner, Thomsen.
Bu da ortağım Thomsen.
Frankly, it has me and my partner looking sideways at our colleagues.
- Hayır. Açıkçası, ortağım ve ben artık arkadaşlarımıza yan gözle bakmaya başladık.
I called my partner, Thomsen.
Ortağım Thomsen'i aradım.
This is my partner, Detective Baez.
ortağım, Detective Baez.
Aubrey is fine, okay? But you, you are my partner.
Ama sen partnerimsin.
We must forgive my partner for the feelings took a bit too much.
İş arkadaşımı bağışlayın, biraz duygusallaştı.
Look, Kelly just moved to town and you're my partner.
Bak, Kelly kasabaya yeni taşındı ve sen de benim partnerimsin.
My partner and I are in service of Minister Tua of Lothal...
Ortağım ve ben Lothal'ın bakanı... -...
- Well, he's my partner.
- Ortağım kendisi.
Fortunately, that can easily be avoided by simply paying me and my partner here $ 150.
Şanslısınız ki, bana ve ortağıma 150 dolar vererek bu işten kurtulabilirsiniz. İkimize de.
And here I thought my partner had gone to the trouble of tracking you down.
Ben de ortağımın seni bulmak zahmetine katlandığını sanıyorum.
My partner here thinks you're as bad as the scum you kill.
Ortağım en az öldürdüğün pislikler kadar beter olduğunu düşünüyor.
My partner and I caught the case.
Dosyayı ortağım ve ben aldık.
Well, this investigation that my partner and I are here on, it's - - it's big.
Ortağımla yaptığımız araştırma büyük bir şey.
We're investigating the disappearance of my partner,
Ortağımın ortadan kaybolmasını araştırıyoruz.
My partner tells me you see a link between my homicide and some suicide you're working? Yeah.
Ortağım sizin intiharla benim cinayet arasında bir bağlantı olduğunu söylediğinizi söyledi.
My partner?
- Ortağımla mı?
Margaux : My partner didn't show, and your new client just joined the club.
Partnerim gelmedi yeni müşterin kulübe yeni katılmış.
Miss Winter is my protégée, not my partner.
Bayan Winter benim çırağım, ortağım değil.
Become my partner.
Benim ortağım ol.
Hello, everyone, my name is Pam panning, and what my partner, Ellen, was trying to say is, we making very beautiful artisan cupcakes.
Merhaba millet. Benim adım Pam Panning ve ortağım Ellen'ın demek istediği gibi biz çok güzel sanatsal cupcakeler yapıyoruz.
Well, me and my partner doing all the rounds of you black market sawbones.
Ortağımla beraber karaborsacı doktorları geziyoruz.
This is my partner, Harvey Bullock.
Bu da ortağım Harvey Bullock.
My partner- - he gets the tags, works behind the scenes.
Ortağım künyeleri hazırlar ve sahne arkasından işleri yürütür.
Instead, you let my partner bleed out so you could go after the shooter.
Onun yerine ortağımın kan kaybından ölmesine izin verdin ve saldırganın peşinden gittin.
He's my partner. You can trust him.
Kendisi benim ortağım.
Hey, I need to help my partner, talk to her.
Ortağıma yardım etmem gerek. Onunla konuşmalıyım.
I have to go see what my partner's learned.
Gidip ortağımın neler öğrendiğine bakmalıyım.
You know, I had some doubts About working without my partner, But I learned that I can still do this,
Ortaksız çalışmakla ilgili bazı şüphelerim vardı ama bunu hâlâ yapabileceğimi anladım.
You're trying to put my partner in prison?
Ortağımı hapse atmaya çalıştığın için mi?
Look, if we do find the intruder, could you please tell your partner to call off the squad car parked outside of my house?
Eğer şahsı yakaladıysanız, ortağınızı arayıp evimin önündeki polis arabasını çektirir misiniz?
The man who lost me my company and his partner who tore it to shreds.
Şirketimi kaybetmeme sebep olan adam ve onu parçalayan ortağı.
Have you met my partner?
Ortağımla tanışmış mıydınız?
No one will give me the time of day, let alone partner up with me. Found a dead rat on the hood of my car yesterday.
bana kimse güvenmiyor kimse benimle ortak olmak istemiyor dün arabamın üzerinde ölü bir fare buldum
'Cause Randy Cutter was my first partner.
Randy Cutter benim ilk ortağımdı.
I'm looking for a partner With whom to drown my sorrows And you definitely
Üzüntülerimi atabileceğim bir ortak arıyorum ve sen de içki içmeye ihtiyacı olan biri gibi duruyorsun.
I can't be an effective partner to Berlin if I'm always looking over my shoulder.
Eğer sürekli arkama bakarsam, Berlin için etkili bir ortak olamam.
May I introduce my new partner.
Size yeni ortağımı tanıştırayım.
I'm a partner at my law firm.
Kendi hukuk şirketimde ortağım.
My other partner.
Ortağım.
Your anxiety can be solved with your own will alone, but my anxiety can be only treated if the partner helps me.
Senin hastalığın tek senin isteğinle hallolabilir ama benim hastalığımın geçmesi için partnerimin de yardımcı olması lazım.
There's my handsome business partner.
İşte benim yakışıklı iş ortağım.
My partner left a note.
Ortağım not bırakmış.
You know, Mona, my secret word partner and daughter.
Bugün ki konuşmanız, neredeyse ilgi çekiciydi.
So, you think my mother drove away the man who was my only chance at happiness, and the sweetest revenge would to become your partner and abandon that controlling shrew?
Bana neden onun albino olduğunu söylemedin? Çünkü senin de bir albino olacağını bilmiyordum. Dahası bu çok ırkçı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]