Need something traducir turco
14,247 traducción paralela
You need something, Dr. Williams?
- Bir şey mi istedin Dr. Williams?
Maybe I need something new.
Yeni bir şeylere ihtiyacım vardır belki.
Do you need something else?
Bir şey mi lazım?
We need something distinctive, so did he have like a... he walked with a limp or he had a hook hand or a neck tattoo... anything?
Daha ayırt edici bi şey lazım, mesela topallıyor muydu ya da kanca eli mi vardı belki bir dövme, var mı böyle bir şey?
The hot girls need something from the nerds like in science class or any marriage in LA.
Seksi kızlar ineklerden birşey istiyor Bilim dersindeki gibi ya da herhangi bir evlilikte olduğu gibi Los Angelestaki
You need something more... brutal.
Sana daha gaddar birşey lazım.
I'm afraid I urgently need something from Windsor Castle.
Acilen Windsor Kalesi'nden bir şeye ihtiyacım var.
I think I need something stronger.
Sanırım daha güçlü bir şeye ihtiyacım var.
I'm gonna need something of Abby's for the search team.
Arama ekibi için Abby'nin bir eşyası gerekecek.
Looks like you need something more than my welcome.
Benim karşılamamdan daha fazlasına ihtiyacın var gibi. Neye ihtiyacın var?
We need something more traditional, like Elizabeth perhaps, or Anne.
Daha geleneksel bir isim olabilir, Elizabeth ya da Anne gibi.
I just really need to get something off my chest.
Gerçektende içimi dökmeye ihtiyacım var.
But Ike and I need to do something, and we have to be able to use the computers.
Ama Ike ve ben bir şey yapmalıyız, ve bunun için bilgisayarı kullanmamız gerekli.
Well, maybe there's something you need to resolve before you... you go.
Gitmeden önce halletmen gereken bir şeyler olabilir.
I need to talk to you about something.
Seninle konuşmam gereken bir şey var.
Marge, there's something I need to tell you.
Marge, sana söylemem gereken bir şey var.
But for that, I need you to do something for me.
Bu olmasa da benim için yapmanı istediğim bir şey var.
I need to get to Braeston, finish something that I started.
Braeston'a gitmem lazım. Başladığım şeyi bitirmeliyim.
We need to do something.
Bir şeyler yapmamız lazım.
There's something we need to, erm... er... yeah, the way you drift in and out whenever you want.
İhtiyacımız olan bir şey... evet, istediğin zaman içerde ve dışarda bırakmanın yolu.
Before we go, there's something you need to know.
Gitmeden önce bilmen gereken bir şey var.
Kara, there's something I need to tell you...
Kara, söylemem gereken bir şey var.
There's something you need to know.
Bilmen gereken bir şey var.
Is there something you need to tell me?
- Bana söylemek istediğin bir şey mi var?
I need you to promise me something.
Bana bir söz vermeni istiyorum.
- Um, no, I need to tell you something.
- Um, hayır, sana birşey söylemeliyim.
There's something you need to see.
Görmen gereken bir şey var.
Mr. Smit, I have something I need to show you.
Bay Smit, size göstermem gereken bir şey var.
But we-we need to talk about something first.
Ama önce bir konu hakkında konuşmalıyız.
We need to bind these wounds with something. Here we are, gently.
Bu yaraları bir şeyle sarmalıyız.
I need you to do something for me.
Bir şey yapmanı isteyeceğim.
You need to do something, but nothing.
Bir şey yapmalısın, ama hiçbir şey de yapmayacaksın.
What we need is something that doesn't exist in 2044.
Bize 2044'de olmayan bir şey lazım.
There is something else you need to see.
Görmeniz gereken bir şey daha var.
I need to explain something.
Açıklamam gerek.
There's something you need to see.
Görmeniz gereken bir şey var.
Just get out of there before the countdown starts in approximately 15 minutes, because I need to turn off the loop before the engine starts smoking, or else mission control's gonna know something's up.
15 dakika içinde, geri sayım başlamadan önce oradan çık çünkü motor duman saçmaya başladığında tekrarlı kapatmam lazım yoksa görev kontrol bir şeyler döndüğünü anlar.
I guess what I'm saying is if you think you need to do something to make up for that, don't think that.
Demem o ki bunu telafi etmek için bir şey yapman gerektiğini düşünüyorsan sakın böyle düşünme.
But if you need a job, I can hook you up with something.
Ama iş istersen bir şeyler ayarlayabilirim.
I got something you need to see.
Bunu görmelisiniz.
But I need you to promise me something first.
Ama önce bana söz vermen gerek.
So... when you need to go do something that might worry me, tell me.
Bu yüzden gerçekten endişelenmem gereken yerde bana söyle.
I need to talk to you about something.
Konuşmam gereken bir şey var.
So I need to talk to you about something.
O zaman söyleyeceklerim var.
I need to ask you something.
Bir şey sormam gerek.
I need your opinion on something.
Bir şey üzerinde fikrinize ihtiyacım var.
So, uh, there's something I need to tell you.
Size birşey söylemem gerekiyor.
- Okay, good, because I need your advice on something.
- Tamam, güzel, çünkü bir konuda tavsiyenize ihtiyacım var.
Well, we need a theater or a big space, but we don't have the money to rent something like that.
Sinema salonu ya da daha büyük bir yere ihtiyacımız var,... ama bunun gibi bir yeri kiralayacak paramız yok.
The thing is that, uh, emotional intelligence isn't something that, uh, just young people need to work on, just you need to work on.
Duygusal Zeka'da olay sırf üzerinde çalışmanız gerektiği için genç insanların üzerinde çalıştığı birşey değildir.
I need you to settle something.
Bir şeyi çözmen lazım.
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something is wrong 141
something's wrong here 34
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something new 87
something is wrong 141
something's wrong here 34
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something new 87