No and no traducir turco
96,044 traducción paralela
You love to go where life takes you, and I am so grateful that life brought you to me, because I know that no matter what our future brings, we will have each other.
Hayatın seni götürdüğü yere gitmeyi seviyorsun ve hayat seni bana getirdiği için çok minnettarım çünkü biliyorum ki gelecek bize ne getirirse getirsin birbirimize sahip olacağız.
And there's no rush at all.
Acele etmeyin.
Well,... surely, someone has snuck into your office and dramatically stabbed a knife into a map to make a point, no?
Şey, elbette, biri var Ofisine sokmak Ve dramatik bir bıçak bıçakladı Bir nokta haline getirmek için bir haritaya, hayır?
Which I've already tried today, and no, thank you.
Bugün zaten denedim, Ve hayır, teşekkür ederim. - Sonraki.
No, and you didn't just lose me like keys.
Hayır ve sen yapmadın Beni anahtarlar gibi kaybedersin.
No, I'm saying that I'm not just that guy anymore, and I think that you...
Hayır, söylüyorum ben değilim Sadece o herif artık Ve sanırım sen...
We'll make sure that the dean doesn't get away with his usual bullshit and no action.
Dekanın her zamanki gibi palavra atıp hiçbir şey yapmamasına mani olacağız.
No guns, consequences for things like blackface parties and fire that idiot campus cop.
Silah olmamalı, siyah yüz partisi gibi şeylerin sonuçları olmalı ve o aptal kampüs polisi kovulmalı.
Here, I can do any job and no one will know.
Burada yaptığım işi kimse bilmeyecek.
But the way I saw it... and it bought me a 911 my first year... is never give them a reason to say no, because if you take "no" out of their vocabulary...
Ama ben başladığımda ki o zamanlar ilk yılımda 9 Eylül olayları da oldu. Onlara "hayır" diyecek bir sebep vermemek. Çünkü "hayır" kelimesini sözlüklerinden çıkartırsan...
No, it's where metallurgy gets subjected to the speed and pressure it'll face in space.
Hayır, burası metalürjinin uzayda karşılaşılacak hızı ve basıncı ölçen yer.
What you've just described... and no offense, since I know it's your home... but what you've just described is a shithole.
Daha yeni tanımladığın şey... Alınma ve senin evin olduğunu biliyorum ama ama tanımladığın şey bir bok çukuru.
"I've learned that you are now" "a prisoner in Bermondsey Abbey" "and have no means to write."
Şu anda Bermondsey Manastırında tutsak olduğunu öğrendim ve sana yazma şansım yoktu.
It's a pox that spreads like a plague and whispers in men's ears, "Rise up!" "For no one loves the King!" "Rise up and spread this poison."
Bu, erkeklerin kulağına, "Kimsenin sevmediği Krala karşı ayaklanın!" diye fısıldayan bir veba gibi yayılan hastalık.
And be thankful that he has no need to return to a father - who would sell him for a keg of ale. - Henry...
Ayrıca artık kendisini bir fıçı biraya satan bir babaya da muhtaç değil, buna sevinmeli.
And you would like another round of playing Queen, no doubt, driving all the plots yourself.
Şüphesiz Kraliçeliği oynamak için başka bir round istiyorsun bütün dengeleri kendi başına kurmak.
They have no claim to the throne and yet they force themselves upon it with a swagger that must make God in heaven weep.
Taht üzerinde hiçbir hakları yok fakat Tanrıyı bile kızdıran kabadayılıkla zorla tahta geçmeye çalışıyorlar.
And I have no doubt those who hate me and reject my claim will do the same.
Benden nefret edip, saltanatımı reddeden insanların da aynısını yapacağına eminim.
You are not crowned Queen and have no jurisdiction.
Kraliçe olarak henüz tahta çıkmadığınız için hiçbir yetkiniz yok.
Whatever you may think, I had no knowledge of this threat against your person and no hand in it.
Düşündüğünün aksine, sana karşı olan bu girişimle ilgili bilgim ve dahlim yoktu.
And still no satisfaction when they get here.
Geldiklerine pek memnun görünmüyorlar hâlâ.
And she has no function at the service.
Hem de kız daha düzelmedi.
You will pray for four hours a day and see no visitors.
Günde dört saat ibadet edeceksin ve ziyaretçin olmayacak.
And it has. So, no.
Ki soktu da o yüzden hayır.
Chuck is not your savior. And if I'm not your friend, you have no friends.
Eğer ben arkadaşın değilsem hiç arkadaşın yok demektir.
I mean, it's almost Thanksgiving and still no burn from not one of these guys. They're all too busy with their Alpha Delta Rhos.
Şükran Günü neredeyse geldi ve bu adamlardan hâlâ bir hareket yok.
If you're just tuning in, again, there will be no indictments for Officer Stevens and Lieutenant Smith in the shooting death of 17-year-old Caleb Jones.
Nasıl olur? Yeni açtıysanız tekrarlıyorum. 17 yaşındaki Caleb Jones'un vurularak öldürülmesi vakasında
20 euro fine and no points at all!
20 euro para cezası ve hiç puan yok!
At this point, I decided, for no particular reason, to scrap the MG idea and go for something else instead.
Bu noktada, hiçbir özel sebep olmaksızın, MG fikrini atmak Ve onun yerine başka bir şey yapın.
All we have to do is fit the children with harnesses and I could have this charged up in no time at all.
Tek yapmamız gereken, çocuklara koşum takımı takmaktır. Ve bu kadar zaman hiç şarj olmasını sağlayabilir.
Sadly, however, in London, it was the middle of the day and no one had been using James's door.
Maalesef Londra'da gün ortasıydı. Kimse James'in kapısını kullanmıyordu.
No fossil fuel has been burned, and no atoms have been split.
Hiçbir fosil yakıt yakılmadı, Ve hiçbir atom parçalanmadı.
Alfas have had their faults and then no good bits to compensate.
Alfas'ın hataları vardı Ve sonra dengelemek için iyi bir bit yok.
And the trouble is, I've always known there's no Alfa Romeo a true petrolhead would actually want to buy.
Ve sorun şu ki, hep biliyorum Alfa Romeo yok Gerçek bir petrol kulübü aslında satın almak isteyebilir.
Well, no, cos I couldn't make my mind up between that and the 4C.
Hayır, çünkü aklımdan çıkamıyordum Ve 4C arasında.
No, it's a BMW for people with taste and discernment.
Hayır, tadı ve kavrayışa sahip insanlar için bir BMW.
And then, this Peugeot was no good as a car, but will be... but the coral will just stick to it, oxidising and algae.
Ve sonra, Bu Peugeot araba gibi iyi değildi, Ama olacak... ama mercan sadece sadık kalacak,
Well, James, he's been hammered to the thickness of an envelope and his spine is now a jigsaw, so that is a no.
James, dövüldü. Bir zarfın kalınlığına Ve omurgası şimdi bir puzzle, bu yüzden hayır.
And ours, through no fault of our own, except James's, was no exception.
Ve bizimkiler, kendi hatamız olmadan, James'in dışında, Istisna değildi.
And we'd just like to say no coral was damaged while we were building our reef.
Ve biz sadece mercan hasarlı olduğunu söylemek isterdik Biz resifimizi inşa ederken.
You get no heat in here and I can't de-mist at all.
Burada ısı yok, ben de buğu çözemiyorum.
This is a system that is cheap, works anywhere in the world, and you can fit it to any car, no matter how old it is.
Bu ucuz bir sistemdir, Dünyanın herhangi bir yerinde çalışıyor, Ve onu herhangi bir arabaya sığdırabilirsin,
Right, so I've no brakes and no engine.
Doğru, bu yüzden frenim yok Ve motor yok.
No, and there wouldn't be, because I was in another part of the port with my own travel plans.
Hayır, olmayacaktı Çünkü limanın başka bir yerindeydim Kendi seyahat planlarımla.
And the extraordinary thing is, no-one can work out what was wrong with it.
Ve olağanüstü bir şey, kimse çözemez Nesi yanlıştı.
This mixes the fuel with the air, and then, with no trickery at all, blows it up!
Bu yakıt ile havayı karıştırır, Ve sonra hiç hile yapmadan, Havaya uçuruyor!
And that's a bad thing, make no mistake.
Ve bu kötü bir şey, hata yapmayın.
And if there were no monster, what would you do for a tourist industry up here?
Ve canavar olmasaydı, Ne yapardın Burada bir turizm endüstrisi var mı?
We fix these to the dash where they can see the speedo, and then there's no cheating.
Bunları, hızlandırmayı görebilecekleri çizgiyle düzeltiyoruz, Ve sonra hiçbir hile yapmazlar.
Yes, it is a fine morning, and no, it's not a faulty relay switch.
Evet, güzel bir sabah,... ve hayır, bozuk bir röle anahtarı değil.
But sstill... no, no, why... Why would he blow up that station and kill all those innocent people?
Ama yine de, hayır hayır, neden istasyonu patlatıp masum insanları öldürsün?
and now 4728
and now you know 21
and now it's your turn 20
and now look at you 30
and now i know 37
and now it's over 33
and now we're here 21
and now you're here 41
and now he's dead 107
and now you're back 23
and now you know 21
and now it's your turn 20
and now look at you 30
and now i know 37
and now it's over 33
and now we're here 21
and now you're here 41
and now he's dead 107
and now you're back 23
and now i do 31
and now you 88
and now it's too late 24
and now they're gone 21
and now i'm here 35
and now here you are 25
and now he's gone 75
and now it's gone 56
and now what 91
and now she's gone 54
and now you 88
and now it's too late 24
and now they're gone 21
and now i'm here 35
and now here you are 25
and now he's gone 75
and now it's gone 56
and now what 91
and now she's gone 54