No contest traducir turco
279 traducción paralela
- No contest, lady.
- Galip bu bayan.
No contest.
Yarışma sona ermiştir.
No contest, it's a boat race.
Rakip olamaz. Kolay bir yarış.
No contest.
- Kıyas kabul etmez.
- So far there's no contest.
- Henüz maç başlamadı.
There's no contest in this.
Onu bilmeyecek ne var.
Yes, indeed! No contest!
Rakibi yok!
Man, that's no contest.
Bu bir yarışma değil, oğlum.
No contest.
İtiraz yok.
Knocked out the first round... no contest.
İlk raundda nakavt! Yarışma bitmiştir.
- No contest!
- Rakip bile olamazlar!
- There's no contest.
- Bu yarış değil.
- No contest.
- Mahkeme yok.
It means, old man, you haven't got a case. No contest.
Dava mava yok demek bu, dostum.
It would be no contest.
Böylece rekabet doğmayacaktır.
I swear if there was a world cup for boredom, those guys would win for Italy no contest.
Yemin ederim sıkıcılık dünya şampiyonluğunda rakip tanımazlar İtalya adına.
I wanted you know that Alan seems to think he can plead no contest... and get you a suspended sentence.
Bilmeni isterim, Alan yapacağı savunmayla senin cezanı tecil... ettirebileceğini düşünüyor.
It was no contest. The guy chickened out halfway. I kept going.
Çok kolay olmuştu, adam yolun yarısında atladı, ben devam ettim.
No contest.
Rekabet şansı yok.
" Between love and the noblest cause, there should be no contest.
" En yüce sebepler ve aşk arasında, münakaşa olmamalı..
In'77, he pleaded "no contest" to a charge of cheque-kiting.
1977 de karşılıksız çek kullanımını itiraf etti.
Your Honor, the defendants wish to plead no contest to a charge of voluntary manslaughter.
Sayın Yargıç, sanıklar karşı gelmek istemiyorlar teamüden cinayet suçlanmasına karşı.
Our subs against their remaining ICBMs - no contest.
Denizaltılarımıza karşı kalan ICBM'leri - yarışamazlar.
- No contest.
- Mücadele yok.
And there was no contest in the bedroom.
Yatak odasıyla ilgili bir yarışma yoktu
No contest.
- Kesinlikle.
No contest... the one on the left.
Yarışma yok... Solda duran.
No contest, although their chef does wear shoes.
Tartışmasız, ama tabi oranın aşçısı ayakkabı giyiyordu.
If it's all-time, there's no contest.
Farketmiyorsa uğraşmayalım.
From this distance, there is no contest.
Bu mesafeden, avlanmak çok da zor olmayacak.
- Then there is no contest.
- O zaman bir rekabet yok.
Such a trial is no contest of reason, it is a war.
Böyle bir dava saçmadır, resmen savaştır.
There'd be no contest, you know.
- Sen mi? Benden tek bir maç dahi alamaz.
Vice President Agnew resigned today after pleading no contest to a charge of income tax evasion.
Ahlaksız başkan Agnew bugün istifa ediyor. gelir vergisi yolsuzluğundan dolayı.
For the first time, a beauty contest has no official jury.
İlk aşamada, güzellik yarışmacılarının.. .. resmi bir jürisi olmayacak.
No one can contest that you're a good person to know.
Kimse sana iyi aşçı olduğunu söylemedi.
No, it's a contest.
Hayır, yarışma bu.
No, thanks. What is this, some sort of endurance contest?
Ne bu, bir çeşit dayanıklılık yarışması mı?
"If there be a contest, there can be no love"
Yarış olacaksa, aşk olmaz.
Stay in this contest, or we're no longer friends.
Ya bu yarışmaya katılırsın ya da arkadaşlığımız biter.
Brother, it seems that you have no confidence in fighting the contest.
Birader, sanırım kendinize olan güveniniz azalmış! Yoksa düelloda gene yeneleceğini mi düşüyorsun? Birader!
Look. I am not in the contest, alright? There are people who are be No.1
bak, yarışmada yokum tamam mı bir numara olacak insanlar var.
I wrote to her six months ago that I would no longer contest a divorce.
Altı ay önce ona boşanmaya karşı çıkmayacağımı yazmıştım.
My heart is filled with sorrow but I can find no reason to contest the just sentence of the Holy Inquisition.
Kalbim kederle dolu ama kutsal engizisyonun adil hükmüne karsı çıkmak için bir neden göremiyorum.
Look, I got no illusions about winning a popularity contest with any of you.
( Gekko ) Bakın, herhangi birinize karşı popülerlik yarışması kazanmak gibi bir düşüncem yok.
No disrespect, Rhinestone Cowpie. But I really don't think her idea of a hot date is a butter-churning contest in Tobacci-flats.
Saygýsýzlýk etmek istemem "Sayýn Bostan Danasý" ama Rebecca'nýn güzel randevu anlayýþýnýn Tabaccy Flats'te tereyaðý çalkalamak olduðunu hiç sanýyorum.
It ain't no pie-eatin'contest.
Bu kek yeme yarışması değil.
No, I told you, you won a contest!
Hayır, bir yarışma kazandın!
Look, I got no illusions about winning a popularity contest with any of you.
Bud bunu hep yapıyor. ( Gekko ) Bakın, herhangi birinize karşı popülerlik yarışması kazanmak gibi bir düşüncem yok.
A deadly failing in any match, you must agree, but in this particular contest, quite disastrous, as we play for grave stakes, the likes of which you have no doubt surmised.
Herhangi bir maçtaki hatanı umursamayabilirsin. Ancak burada ölümüne oynadığımızdan zaafının sonuçları çok korkunç olabilir. Ki hiç şüphesiz senin gibi biri bu sanıya kapılmayacaktır.
Now, Luca beats Robin at the archery contest and then Dirty Ezio makes Robin no more.
Luca okçuluk yarışmasında Robin'i yenecek, sonra da Kirli Ezio, Robin'i öteki dünyaya yollayacak.
contest 36
contestant 17
contestants 23
no comments 23
no comment 524
no complaints 60
no connection 21
no contact 82
no coffee 52
no cops 96
contestant 17
contestants 23
no comments 23
no comment 524
no complaints 60
no connection 21
no contact 82
no coffee 52
no cops 96