No one's here traducir turco
2,060 traducción paralela
Here's the one thing no one talks about :
Ama kimsenin kesin bir şey diyeceği yok.
There's no one here anyway
Zaten burada kimse de yok!
No-one here is immune.
Burada kimse virüse bağışıklı değil.
Oh, yeah, she's fine ; there was no one here.
İyi. Kimse yokmuş.
There's no one here. It's just me, I swear.
Burada benden başka kimse yok.Yemin ederim
Believe me, no one's looking to hang around here.
İnan bana kimse buralarda takılmak istemez.
He's still not here yet, and no one knows where he is.
Bir FBI ajanı Oliver'ı arıyor. Buraya gelmedi ve kimse nerede olduğunu bilmiyor.
No one's gonna be here in time.
Kimse zamanında varamaz.
I might have to go public here, But no one's gonna believe me.
Herkese anlatmam gerekecek ama kimse bana inanmaz.
The girl's got no one here.
Kızın burada kimsesi yok.
No idea how you're here, but there's only one person in the universe who hates me as much as you do.
Nasil burada oldugunla ilgili hiçbir fikrim yok ama evrende benden senin kadar nefret eden tek bir kisi var.
No one's here to see the movie.
Buradaki kimse o filmi görmek istemiyor.
But here is the interesting part. In the past few years, no one has seen him.
Ama işin garibi son birkaç yıldır kendisini gören olmamış.
Does no-one turn down the central heating in here?
Merkezi ısıtmayı kimse kapamazmı burda?
I mean, no one was back here after midnight.
Yani gece yarısından sonra kimse buraya gelmez.
No one's been in here for months.
Aylardır kimse girmedi.
It's ok, no one will see us here!
Bir şey olmaz, kimse görmez burada.
There's no one else here.
Burada başka kimse yok.
No, I'm not the bad guy here, you're the one who's wrong.
Hayır, burda kötü adam ben değilim. Yanılan sensin.
That's why no one else is here.
- I-ıh.
There's no one here.
Burada kimse yok.
No one's trying to play you for a fool here, Wallace.
Burada kimse seni kandırmaya çalışmıyor, Wallace.
No one's going to ask you to show your tits here.
- Burada kimse öyle bir şey istemeyecek.
No one's here.
Kimse yok.
Well, he's already got a nice little nest egg here but maybe Renner was getting rid of it so no one would come after Sander Lee looking for it.
Çoktan güzel bir hazine bulmuş. Belki de hiç kimse onu aramak için Sander Lee'nin peşinden gelmesin diye ondan kurtulmak istiyordu.
There's no one else here.
- Evde kimse yok.
- There's no one here!
- Kimse yok ki burda
Okay, listen, here's the deal... no one is gonna talk any more about my... birthday.
Pekala, bir anlaşma yapalım.. Şu saatten sonra kimse doğumgünüm hakkında tek kelime etmeyecek.
There's no one here but me.
Burada benden başka kimse yok.
There's no one here.
Bloktaki siviller.
There's no one here.
Salaam aleikum.
One of your guards here caused an accident. Now he's pulling the "me no speak English" routine.
Korumalarından birisi, bir kazaya sebep oldu ve şimdi bana, "dilinizi bilmiyorum" ayağı çekiyor.
Huh. There's no one here.
Burada kimse yok.
No. But the medicine he prescribed only helped a little, and wife's out of town, so no one is here to massage my temples.
Hayır ama yazdığı ilaç biraz yardımcı oldu ve karımda şehir dışında olduğundan şakaklarıma masaj da yapacak kimse yok.
In here. No one's in here.
Burada kimse yok.
When no one's here, she comes here and sleeps.
Kimseler olmadığında, buraya gelir ve uyur.
No, there's no one here!
- Burada kimse yok!
Make sure no one knows she's here.
Hiç kimsenin onun burada olduğunu bilmediğine emin ol.
We're fine, but no one's here.
Biz iyiyiz ama burada kimse yok.
No one's gonna know what happened here tonight.
Bu gece burada olanları kimse bilmeyecek.
There's no one here.
Ama kimse yok burada.
There's no one else here?
Başka kimse gelmedi mi?
And no one's proposing here, so...
Sana evlenme teklif eden de yok, yani...
No one's here, godson.
Burada kimse yok vaftiz oğlum.
- since no one's here. - That's using your head.
Kafanı kullanıyorsun.
Well, it's out of the way, It's monsoon season, and no one's here.
Göz önünde değil muson mevsimi ve kimse de yok.
No one here's going to miss us.
Burada kimse bizi özleyeceğe benzemiyor.
I mean, if they were facing forward, the unsub's back here down low, he pops up with his gun, there's no chance for them to fight back.
Eğer öne doğru bakıyorlarsa buraya uzanmıştır. Elinde silahıyla ortaya çıktığında karşı koyma şansları olmaz.
There's no one here to talk to them.
Onlarla konuşacak kimse yok.
Yeah, well, no one's supposed to know that we're here.
Evet güya kimse bilmiyor burada olduğumuzu
But there's no way I can get one here in time.
Ama şu anda onu bulup getirme imkanım yok.
no one's coming 31
no one's stopping you 29
no one's gonna hurt you 33
no one's safe 16
no one's going to hurt you 20
no one's gonna die 16
no one's going anywhere 44
no one's home 41
no one's answering 16
no one's 28
no one's stopping you 29
no one's gonna hurt you 33
no one's safe 16
no one's going to hurt you 20
no one's gonna die 16
no one's going anywhere 44
no one's home 41
no one's answering 16
no one's 28
no one's there 25
no one's seen him 26
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
no one's seen him 26
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545