No surprise there traducir turco
181 traducción paralela
No surprise there.
Sürpriz değil.
No surprise there.
Gerçi normal.
The world's most decrepit room service waiter remembers nothing out of the ordinary about the night. No surprise there.
Dünyanın en eli ayağı tutmaz oda servisi elemanı olay gecesiyle ilgili hiçbir şey hatırlamıyor.
- No surprise there.
- Hiç şaşırmadım.
No surprise there.
Benimki mi ne? Şaşırtıcı bir şey değil...
There's no surprise there, Potter.
Bu sürpriz değil, Potter.
No surprise there.
Orada Hiç bir süpriz yok
No surprise there.
Bekliyordum zaten.
No surprise there.
Orası sürpriz değil.
I guess there's no surprise there.
Onu bekliyorduk zaten.
No surprise there.
Burada sürpriz yok.
No surprise there.
Sürpriz olmadı.
No surprise there.
Bunda şaşılacak bir şey yok.
Yeah, well, guy's a federal judge.No surprise there.
Şey, adam federal yargıç. Bunda şaşırılacak bir şey yok.
The math rock star. No surprise there, right?
Matematik yıldızı.
Fluid in her lungs. No surprise there.
Ciğerleri su dolmuş, şaşılacak şey değil.
No surprise there.
Hiç sürpriz olmadı.
RALPH : No surprise there.
Herhangi bir sürpriz yok.
Well, no surprise there.
Hiç şaşırmadım.
No surprise there.
Buna şüphe yok.
Australian Bull ants, on the other hand, nasty little bastards, but more of a nuisance than a threat. - No surprise there.
Avustralya boğa karıncalarıysa pis heriflerdir fakat tehlikeli olmaktan ziyade mide bulandırırlar.
No surprise there.
Buna şaşırmamak gerek.
No surprise there.
Bu sürpriz değil.
Well, no surprise there, right?
Pek sürpriz sayılmaz.
Then there'd be no surprise!
Sürpriz bozulur.
Really, in a place like this, where there are so many people, it's no surprise to run into the poor thing.
Gerçekten, pek çok insanın olduğu böyle bir yerde... böyle bir felaketle karşılaşmak şaşırtıcı değil.
There's been gold in Koshu for a long time, so it's no surprise he found gold up there.
Koshu'da uzun zamandır altın vardı yani orada altın bulmasına şaşırmamak lazım.
In a critical orbit, there's no time for surprise.
Kritik bir yörüngede sürpriz için zaman yok.
But then there would be no surprise, would there, madame?
Ah, o zaman surprise olmazdı, değil mi madam?
I'm sure it comes as no great surprise to you when I say that there are little corners in everyone which were better off left alone.
Her insanda, rahat bırakılması gereken küçük köşeler olduğunu söylesem... eminim sana şaşırtıcı gelmez.
Give it up, man - there's no surprise left in it.
Hepiniz teslim olun. Artık sürpriz şansınız kalmadı.
In a surprise attack, there's no time.
Sürpriz bir saldırıda zaman olmaz.
But with you there's no surprise.
Ama seninle bir sürpriz olmaz.
And after I'm dead, there's to be no jealousy... and no surprise.
Ve ben öldükten sonra ne bir kıskançlık istiyorum ne de bir sürpriz.
There will be no surprise witnesses or tearful confessions.
Beklenmeyen tanıklar veya acıklı itiraflar olmayacak.
There was no surprise about this, either.
"Aslında buna da şaşırmamıştım".
You've seen everything, there's no surprise.
Gördün, sürpriz yok.
This year's surprise : There is no party.
Bu yılın sürprizi, parti yapılmayacak olması.
I'm sorry, but there's no more Marsupial Surprise.
Özür dilerim, başka Marsupial Surprise kalmadı.
No surprise there.
Hayır sürpriz orda.
Sultan Schahriar planned to take his enemy by surprise... there was no fear in his heart as he went boldly on the attack.
Sultan Şehriyar düşmanına sürpriz bir baskın planlamıştı. Saldırıya geçerken kalbinde korkudan eser bile yoktu.
There are no constraints, no boundaries. Surprise me. Challenge me.
Baskı yok, sınır yok beni şaşırtın, bana kafa tutun, bana meydan okuyun, kendinize meydan okuyun
Um, dad, there's no surprise party.
Sürpriz parti falan yok, baba.
[Abe] In olden days, there were no surprise attacks.
Eskiden sürpriz saldırılar olmazdı.
No real surprise there.
Buna hiç şaşırmadım.
- But then there's no surprise. - Ouch.
Evet ama o zaman şaşırtma imkanımız olmaz.
No surprise there.
Bu da normal.
Well, no great surprise there.
Bunda büyük bir sürpriz yok.
Each of us knows his job and there is no doubt in my mind that we will do it... provided we show organisation, precisión and surprise.
Herkes görevini biliyor. ve aklımda bunu yapamayacağımıza dair zerre kadar şüphe yok... Yeter ki takım halinde hareket edelim.
There's no surprise party.
Sürpriz parti var.
- There is no surprise.
- Sürpriz yok ki.
no surprises 48
no surprise 59
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
there you are 4720
therefore 1419
there's always hope 39
there we go 2292
no surprise 59
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
there you are 4720
therefore 1419
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35