Nobody's there traducir turco
2,560 traducción paralela
There was a murder here... And there's no police cars... there's nobody.
Burada bir cinayet olmuş ve hiç polis arabası yok.
The amazing thing is that nobody had actually been able to prove the existence of a giant squid up until the 1870s, when finally, after countless reports of these things by sailors who were never really believed, finally dozens of them washed into the shore in Newfoundland, proving that there really were these amazing creatures.
Şaşırtıcı olan şey ise ; 1870'lere kadar, bu ilginç yaratıkların kesin olarak yaşadığını kanıtlar nitelikteki sayısız raporlar, hiç inanmayan denizcilerden gelene dek ve düzinelercesi Newfounland kıyılarına vuruncaya dek, hiç kimse dev kalamarların var olduğunu kesin olarak kanıtlayamamıştı.
This time, there's nobody interfering.
Bu sefer, araya giren birisi de olmayacaktır.
there's nobody here that can help me with him, with this, with any of it.
Kimse bana onunla ya da yaptıklarıyla ilgili yardım etmiyor.
A heart problem that you and I both know nobody else will touch because there's no money in it.
Biliyoruz ki ucunda para olmadığı için kimse yanaşmaz.
See.. there's nobody!
Gör.. Hiç kimse yok!
There's nobody around here.
Etrafta kimse yok.
There's nobody else who can cover for deb.
Deb'in yerine geçecek kimse yok ama.
His name is Larry Pancake. Honey, there's nobody at the company named Larry Pancake or anybody else named after food.
Tatlım şirkette larry pancake ya da yiyecek ismli başka biri yok
"But there's nobody out there." He says.
"Ama ortalıkta kimse yok," dedi.
You'd all rather stick to the old beliefs, watch us get cut down and dragged away until there's nobody left?
Hepiniz eski inançlara bağlı kalıp ta ki kimse kalmayana kadar her birimizin katledilişini ya da sürüklenerek götürülüşünü izlemeyi mi tercih ediyorsunuz?
Nobody knows what's going on down there, it's a very confusing situation.
Aşağılarda neler olduğunu kimse bilemez.
You two go round the back, check nobody's there.
Siz arkadan gidin, biri var mı bakın.
There is nobody here you can trust.
Bu, ekibinin seni yanlış yönlendirdiği ilk olay değil. Burada hiç kimseye güvenemezsin.
Nobody here? She said there's no one at home.
Hani kimse yoktu evde.
There's nobody from heavy industry, there's nobody from the auto sector, nobody from Silicon Valley, nobody from big oil, nobody from defense, no labor, no women, no retirees, no small business, nothing!
Ağır sanayiden kimse yok, otomobil endüstrisinden kimse yok, Silikon Vadisinden kimse yok, büyük petrol şirketlerinden, savunma şirketlerinden, işçi sendikalarından, kadınlardan, emeklilerden, küçük müteşebbislerden kimse yok!
Baxter is a bipolar sentencer, but nobody wants... To confront him because we all gotta go back there.
Baxter cezalarında çifte standart uyguluyor, ama kimse yüzüne vurmuyor çünkü hepimiz yine karşısına çıkmak zorundayız.
If there's a diamond deposit right under our feet then why is nobody extracting the diamonds?
Hemen altımızda elmas madeni varsa neden kimse inip elması almıyor?
For pity's sake, there's nobody there.
Allah aşkına orada kimse yok.
There's nobody there.
Orada kimse yok.
There is nobody in my office are mung beans and eat and think of Patchouli oil.
Hiçbir beş kuruşluk pis hippi herif benim oval ofisimde oturup pis parfümümü sıkıp çerezlerimi atıştıramaz!
She's got a lot of expensive stuff over there, so I'm gonna have to go and live there for a while, make sure nobody takes anything.
Orada halanın bir sürü pahalı eşyası var, bu nedenle bir süre gidip orada yaşamak zorundayım, birşeyler alınmasını engellemek için.
There's nobody here but me, pal.
Burada benden başka kimse yok, dostum.
There's nobody here but Daddy.
Burada babandan başka kimse yok.
It's kind of my home because nobody else is really there most of the time.
Aslında tamamen kendi evim sayılır. Genelde kimse olmuyor.
- There's nobody out there.
- Dışarıda kimse yok.
There's nobody out there.
Dışarıda kimse yok.
- There's nobody else.
- Başkası yok.
There's clearly been nobody living here, and my guess is that we won't find prints anywhere.
Belli ki burada kimse yaşamıyordu, bence hiçbir yerde ize rastlamayacağız.
Forget that I'm here. There's nobody else in the room.
Burada olduğumu unut, odada senden başka kimse yok.
There's nobody here.
Burada kimse yok.
There's nobody on the plane.
Uçakta hiç kimse yok.
Dylan, there's nobody.
Dylan, başka kimse yok.
There's nobody.
Kimse yok.
And there's nobody better than my guys.
Ve benim adamlarımdan daha iyisi yok.
Nobody wants to pay them, and thanks to the Internet, everyone knows there's no law requiring them to do so.
Kimse onlara ödeme yapmak istemiyor ve İnternet sağolsun, herkes de yapmalarını söyleyen bir kanun olmadığını biliyor.
Nobody died, there's no crisis.
Kimse ölmedi, felaket yok.
There's nobody here.
Oda boş.
There's nobody here
Lisa. Bak, orada kimse yok.
There's nobody with me, Mam.
Birlikte olduğum kimse yok anne.
There's nobody here.
Kimse yok.
There's nobody here.
Burada hiç kimse yok.
There's nobody here.
Daha kimse ortada yok.
Nobody's gonna confess to a crime they didn't commit just to make you popular with the mob out there!
Hiçbirimiz işlemediğimiz bir suçu sadece siz popüler olasınız diye itiraf etmeyeceğiz.
- No, there's nobody else.
- Hayır, kimse yok.
If planning to stay with my cousin and now there's nobody home.
Evet, ben de kuzenimde kalayım dedim ama şu anda evde kimse yok.
DMT is astonishingly widely available in plants and animals all around the world but so far nobody knows why it's there!
DMT, şaşırtıcı birşekilde doğadaki bitki ve hayvanlarda çokça görülmektedir. Fakat şu ana dek kimse bunun nedenini ya da işlevini bulamadı.
Baby, I promise you, look at me, there's nobody in the hall.
Bebeğim, inan bana salonda kimse yok.
I promise you, there's nobody there.
İnan bana, orada kimse yok.
There's nobody around here for miles, you know that.
Buranın yakınlarında yaşayan hiç kimse yok.
There's nobody, let's face it.
Kabul edelim, kimse yok.
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48