Not bad at all traducir turco
524 traducción paralela
Not bad at all.
Hiç fena değil.
Not bad at all, but it's a long way from my real interest, research.
Degil, ama gerçek ilgi alanïmïn çok dïsï, arastïrmanïn.
It's not bad at all
Hiç fena değil.
Not bad at all.
Hem de ne değme.
Not bad at all.
Hiç kötü değilmiş.
- Not bad at all.
- Hiç fena değilmiş.
It's not bad at all.
Hiç fena değil.
Some are not bad at all.
Bazıları hiç fena sayılmaz.
You should, it's not bad at all.
İç, fena sayılmaz.
Not bad at all.
Fena değiller.
He's not bad at all.
Hiç fena değil.
Not bad at all!
Hiç de fena değil!
Not bad, King, not bad at all.
Fena değil, Kral, hiç fena değil.
Not bad at all.
Kötü değil.
This is not bad at all.
En azından yemek fena değil.
A little skinny, perhaps, but not bad. Not bad at all.
Biraz sıska belki de, ama fena değil.Hiç fena değil.
- That's not bad at all.
- Aslında o kadar da kötü değil.
It's not bad at all.
Kesinlikle kötü değil.
He's not bad at all!
Kim görmüştü onları cidden iyi gidiyor.
Look at her, she's not bad at all.
Ona bir bak. Hiç fena değil.
No, not bad at all.
Hayır, hiç değil.
Those figures for May are not bad at all.
Mayıs ayı rakamları fena değil, hiç fena değil.
- That's not bad at all.
- Hem de hiç fena değil.
It's not bad at all, really.
Hiç de kötü değil, aslında.
- Not bad. Not bad at all.
- Fena değil, hiç fena değil.
- Not bad at all.
- Hiç fena değildi.
He's not bad at all.
Şu anda kötü değil.
- Not bad at all.
- Kötü değil aslında.
You know, it's not bad at all.
Aslında hiç fena değil.
Not bad at all.
Doğru, hiç hem de.
Not bad at all. That was very good.
Hiç fena değildi...
- Not bad, not bad at all.
- Fena değilim, fena değilim.
He's not bad at all, that chap.
Kötü bir insan değildir.
You know, you know, you're not at all bad looking...
Biliyor musun,... Biliyor musun, aslında pek de sert görünmüyorsun.
All three and not bad at making love, eh, Martha?
Üçü de, aşkta da fena sayılmam, ne dersin Martha?
You're not too bad at all.
Hiç fena gitmiyorsun.
Not at all bad.
Hiç de fena değil.
Not a bad contraption at all.
Hiç de fena bir zamazingo değil.
Not a bad job at all.
Hiç fena bir iş değil.
Not only bad, it's no good at all.
Yalnızca kötü değil, Hiç mi hiç iyi değil.
I'm a woman, full-grown, very smart... and not at all bad to look at.
Ben akıllı, yetişkin bir kadınım. - Aynı zamanda da güzelim.
That's not a bad idea at all.
Bu hiç de kötü bir fikir değil.
Not a bad trick at all, right, sheriff?
Bunların hepsi kötü bir alışkanlık değil değil mi, şerif?
Could use a bit more practice... but not at all bad.
Biraz daha alıştırma yapman lazım ama hiç fena değil.
Not at all bad.
- Hiç fena değil.
- Not a bad bouquet at all.
- En kötüsü diyemem.
It's not a bad shape at all
Hiç de kötü bir durum değil.
Not at all bad.
Hiç de fena sayılmazdı.
Not at all bad.
Hiç fena değildi.
I say, that's not at all bad.
Aslında hiç de o kadar kötü değil.
Just because people cheat and steal, does not make it bad at all.
Düşündüğün gibi, kötü niyetli değiliz.
not bad 2340
at all 631
at all costs 35
at all times 43
not bloody likely 20
not because of you 21
not because of me 29
not by a long shot 121
not better 39
not by yourself 18
at all 631
at all costs 35
at all times 43
not bloody likely 20
not because of you 21
not because of me 29
not by a long shot 121
not better 39
not by yourself 18