Not well traducir turco
52,528 traducción paralela
Well, whoever it is, I'm glad I'm not him.
Her kim yaptıysa, yerinde olmadığım için memnunum.
Well, it would help not having to waste time reinventing the wheel.
Helix'in bakış açısını değiştirmekle zaman harcamamak iyi olurdu.
Well, it's not gonna scar, but I was thinking maybe- - maybe getting some Kevlar sleeves.
İzi kalmayacak ama düşünüyordum da... Kurşun geçirmez kolluklar olsa iyi olur.
Well, every defense attorney in town just found out that the D.A. is a serial killer, so not good.
Şehirdeki tüm savcılar, başsavcının bir seri katil olduğunu öğrendi iyi değil anlayacağın.
Well, the good news is there's not much left for him to do.
İyi haber, yapacak pek bir şeyi kalmadı.
Well, maybe you should start because I'm not Oliver, Johnnie.
- Belki düşünmeye başlasan iyi olur çünkü ben Oliver değilim, Johnnie.
Yeah, well, I don't know about you, but I'm sure as hell not staying here, waiting.
Seni bilmem ama benim burada beklemeye hiç niyetim yok.
Well, I won't say that I'm not impressed, but... this certainly complicates things.
Etkilenmediğimi söyleyemem ama bu işleri kesinlikle karıştırır.
Well, not from me.
Pekâla ama benden değil.
Well, let's not stick around until they make an appearance.
Ortaya çıkana kadar çok ortalıkta dolaşmayalım.
Well, the date you're sectioned is not a date you easily forget.
Hastaneye kapatıldığınız tarihi unutmak öyle kolay değil.
Well, it'll have secure units, but it's not a prison, so I imagine if you wanted to get out, you could.
Güvenlik ekibi vardır ama hapishane değil sonuçta. Bence çıkmak istersen çıkarsın.
- Well, he told me not to say anything.
- Kimseye söyleme dedi.
Well, firstly I was only 14 in 1983 and my parents were not that relaxed about that sort of thing.
1983 yılında 14 yaşındaydım. Ailem bu konularda rahat insanlar değildi.
Well, not physically, anyway.
Fiziksel olarak yani.
Yeah, well, not the roci.
Evet ama Roci değil.
Well, he's not a homicidal maniac, he just no longer has the capacity to consider any life other than his own meaningful.
Adam cani bir manyak değil. Sadece artık kendi anlamlı hayatından başka hayatları düşünecek kapasitede değil.
Yeah, well, not the Roci.
Evet ama Roci değil.
Well, I... I told them not to come.
Gelmemelerini söyledim.
Well... I know you, and I know you're not vegetarian.
Seni tanıyorum ve vejetaryen olmadığını biliyorum.
Well, um... she's not expecting you, and we're kind of in the middle of some...
Seni beklemiyordu ve şu anda bir işin ortasındayız.
Well, she's not here right now, so...
Şu an burada olmadığına göre...
Well, from... everything you said, she's... She's not suicidal, she's just the opposite.
Söylediklerine bakılırsa intihara meyilli değil, hatta tam tersi.
Well, she's not into women.
- Kadınlarla ilgilenmiyor.
Well, you have to talk to him about not forcing other kids to do things that are dangerous.
Diğer çocukları tehlikeli şeyler yapmaya zorlamaması için onunla konuşmak zorundasın.
Yeah, well, any other time I might be shy or scared, but... not now, not tonight.
Evet, başka zaman olsa utanabilir veya korkabilirdim ama şimdi değil, bu gece değil.
- Yeah, well, that's not how I'd do it.
Evet, ben olsam öyle yapmazdım.
Well, she often changes the schedule, so she's not actually coming today.
Programı sık sık değiştirir, bugün gelmeyecek yani.
Well, maybe I'm not gonna let you off the hook so easily anymore.
Belki de artık paçayı kurtarmana öyle kolay kolay izin vermem.
Well, if it's not too inconvenient, yes.
Sorun olmayacaksa evet.
Well, not exactly ansel Adams, but I think it went pretty well.
Tam olarak Ansel Adams değil, ama bence çok iyi gitti.
- Well, maybe I'm not crazy.
- Belki de deli değilimdir.
Well, despite the heroic actions of this mystery man, unfortunately it's not all good news, as the rescued woman's elderly mother, Elise partridge, was a victim of this deadly Blaze.
Eh, buna rağmen kahramanca eylemler bu gizemli adamın, maalesef hepsi iyi haber değil, kurtarılmış kadın olarak yaşlı anne, Elmalı kek, bir kurban oldu Ölümcül Blaze'in.
Well, and I mean, it's really not a big deal, but since we are headed east, I think Jackson is further.
Peki, bence çok büyük bir olay değil ama... bence doğuya doğru gideceksek Jackson daha uzakta kalıyor.
Well, Sam's not here.
Sam burada değil.
- Well, not at this very moment, no, but that's what we're discussing.
- Tam şu anda değilsin.
Well, I'm not getting in there.
Oraya girmeyeceğim.
Well, I wasn't going to do it, and then I was going to do it, and then I wasn't going to do it, and then it felt really good having not done it, and then... the cat died... and, um...
Şey, ben yapmayacağım, Ve sonra bunu yapacağım, Ve sonra bunu yapmayacağım,
Well, you're not taking it anywhere, dead wife, not without me, not until that coin is back in my pocket
Sonrası sende filan değil ölü karı. Bensiz olmaz. O para ait olduğu yere yani cebime geri dönene kadar olmaz.
Uh, well, it's not mine, it's my boss's.
İyi de benim değil, patronun arabası.
Well, I most definitely do not belong here.
Ben de kati surette buraya ait değilim.
Well, not to burst your bubble, but wanted or not, no one is going to be afraid of the Riddler.
Hayallerini yıkmak olmasın ama aran veya aranma, kimse senden korkmayacak Riddler.
I have an army to build, a war to plan, and we really do not know each other that well.
Kurmam gereken bir ordu planlamam gereken bir savaş var. Ve ikimiz birbirimizi pek de tanımıyoruz.
You fool me twice... well, that's just not gonna happen.
İkinci kez kandırırsan bu asla olmayacak.
Well, we're not shooting our way out.
Çok yoğun olmalılar. Çıkış yolumuzu açamıyoruz.
This does not bode well.
- Bu hiç iyiye işaret değil.
Well, I'm not gonna kill anyone, not even a gorilla.
Kimseyi öldürmem ben, goril bile olsa.
I'm not as well as I once was.
- Eskisi kadar iyi değilim.
Well, technically, I'm not even the only one here who can sing.
Teknik olarak buradaki şarkı söyleyebilen tek kişi ben değilim.
Well, not anymore.
- Ama artık değil.
Well, I'm not sure.
Emin değilim.
not well enough 17
well 438053
wells 385
weller 130
wellington 57
welles 22
wellesley 18
well done 4465
well thank you 29
well hello 20
well 438053
wells 385
weller 130
wellington 57
welles 22
wellesley 18
well done 4465
well thank you 29
well hello 20
well spotted 23
well played 346
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
well you know 47
well come on 26
well that's good 18
well i'm sorry 20
well no 77
well played 346
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
well you know 47
well come on 26
well that's good 18
well i'm sorry 20
well no 77
well spoken 20
well now 184
well in that case 21
well yeah 97
well i 89
well it's 16
well yes 116
well i never 20
well uh 21
well enough 63
well now 184
well in that case 21
well yeah 97
well i 89
well it's 16
well yes 116
well i never 20
well uh 21
well enough 63