Well i traducir turco
255,965 traducción paralela
I look back to see how well I completed the goals I set for myself, but this year, when I look back, it just feels like the year was kind of "meh."
Ama bu yıl arkama baktığımda tüm yıl "peh" gibi geçmiş hissediyorum.
Well... I might have something to make you feel better.
Kendini daha iyi hissettirecek bir fikrim olabilir.
Well, I don't really know about that, but... now that you brought it up, I have actually... kind of been... seeing someone.
Buna gerçekten emin değilim ama madem konuyu buraya getirdin aslında birisiyle görüşüyorum.
Mm. Well, it just so happens, I can help you with that.
İşe bak ki sana bu konuda yardımcı olabilirim.
Well, I need you to read over these questions - before I film you tomorrow.
- Yarın seni çekmeden önce bu soruları okuman gerek.
Oh, well, at least I got him a cute card a while ago.
En azından az önce ona şirin bir kart aldım.
Uh, well, obviously, I love him'cause I married him.
Onu sevdiğim ortada çünkü onunla evliyim.
Uh, I'm based in the corporate office, so I don't really know Mike Heck that well, which kind of makes it hard for me to share my favorite, uh, "Mike moment."
Şirketin ofis çalışanıyım Mike Heck'i iyi tanımıyorum bu yüzden en sevdiğim Mike anımı paylaşmak zor olacak.
Well, I know I need to get in shape, so I did the only thing that made sense to me.
Forma girmem gerektiğini biliyorum ve bu yüzden bana mantıklı gelen tek şeyi yaptım.
Well, it just so happens I can help you with that.
İşe bak ki sana bu konuda yardımcı olabilirim.
I just really want to do well.
Gerçekten iyi yapmak istiyorum.
Well, I don't know why.
Neden bilmiyorum.
Well, I got eight pies, half pineapple, half pepperoni, for "Johnson."
Johson için sekiz tane yarısı ananaslı yarısı pepperonnili sekiz pizzam var.
Well, I guess things have changed since back in my day.
Sanırım benim zamanıma göre işler değişmiş.
Well, I have to listen to my body.
Bedenimi dinlemek zorundayım.
Well, I'm not 100 % sure about the slug,
Salyangozdan yüzde yüz emin değilim ama evet.
Yeah, well, I left a note, just in case.
Ne olur ne olmaz diye not bıraktım.
Well, Kenny's paying for the ticket, so, I don't know, maybe he should go.
Yol masrafını Kenny ödeyecekmiş, bilmiyorum belki de gitmelidir.
Well, I... I didn't break in.
Aslında zorla girmedim.
Well, not really, obviously, but I don't want to get in any trouble.
Belli ki gerçek değil. Sadece belaya girmek istemiyorum.
Well, I teach.
Ben öğretirim.
Well, for one, I could get my hands on some tetrodotoxin from the liver of a puffer fish.
Temel olarak bir balon balığının karaciğerinden tetrodotoksin alabilirim.
Well, I'm afraid he felt it was his duty.
Korkarım ki göreviymiş gibi hissetti.
Well, "catch" usually stands for "fish", I know that much.
Yakalamak genelde balıkla alakalıdır. O kadarını anladım.
Well, I'll let you into a little secret.
Sana küçük bir sır vermene izin vereceğim.
Well, that's just a little generator that keeps the battery topped up if I need it.
Bu sadece küçük bir jeneratör. Bu, ihtiyacım olduğunda pili topuklu tutuyor.
Well, it was £ 40,000, but I got £ 5,000 back from the government, so actually it's £ 35,000, which is less than yours, I think.
40.000 pounddu. Ama hükümetten 5.000 £ aldım. Yani aslında £ 35,000,
So I'm paying for your fuel- - well, your electricity- - as well?
Yakıtınız için para ödüyorum... Iyi, elektrikin... De mi
I thought I'd better let James know that as well.
James'in de bunu iyi bildireceğini düşünmüştüm.
Well, I say it's "much better", it's less shit.
Eh, ben "çok daha iyi" diyorum. Bu daha az bok.
Well, I know from personal experience, hovercrafts are tricky to control.
Ben sadece... Şey, kişisel deneyimlerimden biliyorum, Hoverkraftlar kontrol etmek zor.
Well, I'm gonna clean that off, if you don't mind.
Sakıncası yoksa bunu temizleyeceğim.
He came back from France, where he'd spent one day saying, "Well, I'm brilliant now."
Fransa'dan döndü, Bir gün nerede geçirdiği "Eh, şimdi parlakım" diyerek.
Yeah, well, I am.
Evet, şey, öyleyim.
Well, now, I'm sorry.
Şimdi, üzgünüm.
- Well, I did.
- Ben yaptım.
It seems James and Jeremy want their old mate to do well after all, because, unless I'm mistaken, it would appear that I'm up against a child and a man with no arms.
James ve Jeremy'ye benziyor Eski dostun nihayetinde iyi şeyler yapmasını ister, Çünkü yanılmadığım sürece,
No, well, I've got some items from the unseen footage bin that would suggest otherwise.
Hayır, şey, bazı öğelerim var. Görünmeyen filamanlık kutusundan Bu aksini önerebilir.
Well, then tell her thanks for changing the security codes on me, and I want my goddamn tools from the warehouse.
Elçi misin sen? O zaman ona güvenlik şifrelerini değiştirdiği için teşekkürlerimi ilet. Lanet olası aletlerimi depodan almak istiyorum.
Well, then, I don't need a messenger, okay?
O zaman elçiye ihtiyacım yok, tamam mı?
Well, I'm opening the bar tonight, so...
Barı bu gece açıyorum.
Okay, well, then when I call a meeting, you come.
Tamam o zaman, toplantıya çağırdığımda geleceksin.
By the way, I hear he's not getting along with your uncles too well. Oh, yeah.
Bu arada onun dayılarınla pek iyi anlaşamadığını duydum.
Well, it was a lot easier when I could copy off of you.
Senden kopya çekerken daha kolaydı.
All right, well, next time, I'll just do it off your bar.
Tamam, bir dahaki sefere barından çıkaracağım. Olur.
I will personally lead the investors'meetings as well.
Yatırımcı toplantılarına da şahsen başkanlık edeceğim.
Well, I sort of like it.
Hatta hoşuma da gider.
That's right. I think of her time to time. I wonder if she is doing well.
Doğru, zaman zaman düşünüyorum acaba durumu iyi mi diye.
Since I replied well, you're not going to tell Heo Joon Jae, right?
Güzelce cevap verdiğim için Heo Joon Jae'ye söylemeyeceksin değil mi?
I erased it, but did it not erase well? Wait!
Silmiştim ama iyice silmemiş miyim?
If I just control my strength well... I think I can get it to work.
Gücümü kontrol edebilirsem başarabileceğimi düşünüyorum.
well i don't know 35
well i'm sorry 20
well in that case 21
well it's 16
well i never 20
i don't care how long it takes 27
i mean 97485
i lost my mind 16
i know 63170
ines 33
well i'm sorry 20
well in that case 21
well it's 16
well i never 20
i don't care how long it takes 27
i mean 97485
i lost my mind 16
i know 63170
ines 33
i love my sister 16
i love you 17750
it's fine 7136
i don 542
irene 487
i'm fine 13072
i am 12154
i do 17590
i just 13298
i don't think so 6892
i love you 17750
it's fine 7136
i don 542
irene 487
i'm fine 13072
i am 12154
i do 17590
i just 13298
i don't think so 6892
it is 11007
it's not fair 795
ivan 848
in fact 10253
irma 94
i'm too old for this shit 16
imbecile 102
iris 595
india 252
internet 115
it's not fair 795
ivan 848
in fact 10253
irma 94
i'm too old for this shit 16
imbecile 102
iris 595
india 252
internet 115