Obsessed with you traducir turco
910 traducción paralela
I know you hate him... because he is not obsessed with you like the others
Ondan nefret ettiğini biliyorum... Çünkü sana diğerleri gibi bakmıyor
- You are obsessed with your nose! You have a nasal obsession! - Just a minute!
Bu bir takıntı ve önemli bir güç.
You were obsessed with your inventions.
Kendini icatlarına vermiştin.
You're obsessed with your position.
Kafayı, ailedeki konumuna takmışsın.
He's become obsessed with you.
Seni takıntı haline getiriyor.
You're so obsessed with your career and all.
Kariyerine aşırı derecede kafayı takmışsın.
You're too obsessed with your work to even notice.
İşinle ilgili dikkat çekici bir saplantın var.
You still obsessed with that Colt?
Hala Colt'unla mı yatıyorsun?
You're obsessed with clothes, your career, luxury!
Kıyafetler konusundaki takıntın, kariyerin, lüks düşkünlüğün!
You probably think this whole house is obsessed with mystery.
Belki de bütün bu evin gizemli olmayı bir saplantı haline getirdiğini düşünüyorsunuz.
You're still obsessed with her
Hala ona çok Aşıksın!
But how odd, you get obsessed with a woman you hate as if you loved her.
Ama ne kadar garip ki, nefret ettiğin bir kadını sanki onu sevmişçesine saplantı haline getiriyorsun.
I am obsessed with Buddhist statues because... they all look at you with the same mysterious smile
Hepsi aynı gizemli gülümsemeyle baktığı için Budist heykellere takıntılıyımdır.
You're obsessed with me.
Kafayı benimle bozmuştun.
I'd say you've finally become obsessed with a vision of Matsushima.
Bence, sonunda Matsushima kuruntusu sende takıntı haline geldi.
Acclaimed as one of the most brilliant minds in the Western hemisphere, - yet you seem obsessed with...
Batı yarım kürenin en zeki adamlarından biri olarak kabul ediliyorsun ve şimdi de tutkuyla -
I said I knew you to be a man obsessed with games-playing... and murder considered as a fine art.
Senin oyunlar oynamaya takıntısı olan ve cinayeti sanat olarak gören biri olduğunu söyledim.
Why are you obsessed with fighting
Neden dövüşmeyi bu kadar çok istiyorsunuz?
Why are you obsessed with fighting
Neden döğüşmeye bu kadar meraklısınız
You're obsessed with it.
Kafanı eve takmışsın.
You're obsessed with the idea!
Bu fikre saplanmışsın!
You're obsessed with Damien.
Damien'ı kafana taktın.
As usual, you're obsessed with Joey
Ortada. Annem hastanede olduğu için Joey'e...
You know what they're all obsessed with, don't you?
Hepsinin neye takıntılı olduğunu biliyor musun?
You're becoming obsessed with the ugliness of old age.
Yaşlılığın çirkinliği sizde takıntı haline gelmiş.
Yes, Mr. Teabag. You see, the Israelis already have a man who can take his own left leg off and swallow it with every alternate step, whereas the Japanese, cunning electronically obsessed little... Mad as a hatter.
- Peki, Bay Çay Poşeti.
You're obsessed with cleaning.
Sen de temizlik manyağısın.
- Why are you so obsessed with her?
- Ona bu saplantın niye?
You seem obsessed with this woman dying.
Bu kadını ölümüne kafayı fazla taktın.
Lutan, why are you so obsessed with this Lt Yar?
Lutan, neden Yüzbaşı Yar'a bu kadar takmış durumdasın?
I know she's obsessed with killing and you're obsessed with her.
Tek bildiğim, onun saplantısı öldürmek, senin saplantın da o.
That's what I have to find out. You're a man obsessed with what you do.
Siz yaptığınız işi saplantı haline getirmiş bir insansınız.
Why are you Americans so obsessed with food?
Siz Amerikanların neden yemekle bu kadar takıntısı var?
The same way I've been obsessed with every account I've gotten for you.
Aynı şekilde senin için yaptığım her işte takıntılarım oldu.
Since you're currently obsessed with the question of what's going down and why are you going with it, what shape are you in to take on some new baby from God knows where, who has God knows what health and emotional problems
Hep nelerin ters gittiğine ve neden onlarla sürüklendiğine takmışken, kim oluyorsun da Tanrı bilir nereden gelmiş, ne tür sağlık ve duygusal sorunları olacak bir bebeği üstleniyorsun?
You'll wake up, you'll be Peter Banning, a selfish man who drinks too much who's obsessed with success and runs and hides from his wife and children.
Uyandığında, çok içen, hırslı, çocuklarından ve karısından saklanan, Peter Banning olacaksın.
Look, Frank... I know it's awkward, but you're not still obsessed with our relationship, are you?
Zor olduğunu biliyorum ama ilişkimiz konusunda hala saplantılı mısın?
And he's obsessed with destroying you all.
Ve sizi yok etmek takıntısı olmuş.
The doctor says, "you're obsessed with sex."
Sonra doktor derki, "Siz seks ile kafayı bozmuşsunuz!"... sonra hasta derki, " Oh!
Monsieur Clayton was obsessed with the possibility that his wife had been unfaithful and so you fueled his jealosy, for your own end.
Mösyö Clayton, karısının ona sadık olmadığı fikrine kafayı takmıştı. Siz de kendi amaçlarınız için onun kıskançlığını körüklediniz.
You're dealing, then, with someone so obsessed... that he or she is willing to kill an irrelevant and innocent victim... in order to place the blame on the person who wrote that book.
O halde karşınızda, yazarı zan altında bırakmak için masum birini öldürecek kadar hasta ruhlu biri var demektir.
She makes up this story about me. She's handing you somebody who's obsessed with her.
Kendisinden etkilenen biri varmış gibi hikayeler uyduruyor.
If you're so obsessed... with your dirty-minded little cripple and his sexy wife... why don't you just go back for another helping and leave me in peace.
O pis fikirli sakat herifi ve seksi karısını kafana bu kadar taktıysan neden yardım etmeye gidip beni rahat bırakmıyorsun?
- You are obsessed with football.
- Maça taktınız.
Whatever it is you won't show us that's what we're obsessed with seeing.
Bize göstermek istemediğiniz şey her ne ise biz de onu görmekle kafayı bozuyoruz.
You two have abandoned the straight path, become obsessed with the evil cult and brought chaos and confusion to Chung Yuan.
Siz siyam ikizleri, Chung Yuan yolunu terk edip Kara büyüye kafayı takmışsınız Chung Yuan'a karmaşa ve kötülük getirdiniz
Junbao, I'll never allow myself to be defeated by you. you're obsessed with lust and desires.
Asla sana yenilmeyeceğim Junbao. Sen şehvet ve arzularını hiç aklından çıkarmıyorsun.
Why, when you seem obsessed with this idea of musical perfection... do you hum as you play?
Madem müziksel mükemmeliyette bu kadar ısrarcısınız neden çalarken mırıldanıyorsunuz?
You can't spend your life being obsessed with death.
Tüm hayatınız boyunca yas tutamazsınız.
You're obsessed with what you think you're missing, the "call on the other line".
Kafanı kaçırdıklarına takmışsın. Daha iyi bir teklif, diğer hattaki kişi.
You're completely obsessed with her.
Onu bir takıntı haline getirdin.
with you 1138
with you by my side 17
with your family 23
with your permission 239
with your wife 28
with your 48
with your help 124
with your dad 25
with your mother 23
with your father 34
with you by my side 17
with your family 23
with your permission 239
with your wife 28
with your 48
with your help 124
with your dad 25
with your mother 23
with your father 34
with your life 24
with your hands 23
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
with your hands 23
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you suck 398
you can do it 1412
your 1839
you bitch 789
you're cute 195
you okay 9168
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
yourself 387
you can do it 1412
your 1839
you bitch 789
you're cute 195
you okay 9168
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
yourself 387
your own 34
yours 1007
youn 21
you tell 24
you know that 5741
younger 104
you got a pen 63
you are 6060
you're welcome 5601
your full name 16
yours 1007
youn 21
you tell 24
you know that 5741
younger 104
you got a pen 63
you are 6060
you're welcome 5601
your full name 16