Or not at all traducir turco
559 traducción paralela
I'll dance with Lucky or not at all.
Ya Lucky'le dans ederim ya da hiç etmem.
They are given freely or not at all.
Özgürce verilir ya da verilmez.
- I'll go alone or not at all.
- Ya yalnız giderim, ya hiç gitmem.
Find it now or not at all.
Ya şimdi ya da hiç.
-... or not at all. - But why?
- Ama neden?
Those who need them must take them my way or not at all.
İhtiyacı olanlar ya benim istediğim gibi alır ya da hiç.
I want her love for the poor fool than I am, or not at all.
Ya beni bu halimle sever, yahut hiç sevmez.
I'm a woman who wants to be loved for her own sake or not at all.
kendi iyiliğim için sevilmek istenilebilecek bir kadınım başkaları için değil.
Either you're all mine or not at all.
Ya hepten benim olursun, ya da hiç.
We go where I can afford or not at all.
Paramın yettiği yere gideriz veya gitmeyiz.
I'II be entertaining some colleagues and their friends, people I hardly know, or not at all.
İş arkadaşlarımı ve onların arkadaşlarını davet edeceğim. Zar zor tanıdığım ya da tanımadığım insanları.
The way things are going, it had better be soon or not at all.
Gidişata bakılırsa, ya çok çabuk olmalı, ya da hiç.
But if we don't get there on time or not at all?
Ya oraya zamanında veya hiç varamazsak?
I never crawl to one. They either take me as I am or not at all.
İstedikleri gibi olmaya çabalamam.
In future, we travel alone together, or not at all.
Bundan böyle, ya tek başımıza seyahat ederiz ya da hiç etmeyiz.
It'll be the way I say or not at all.
Ya dediğim gibi olur, ya da hiç olmaz.
Or not at all?
Yoksa değil mi?
- We go together or not at all.
- Ya birlikte gideriz ya da hiç.
Well, you must come to me freely, with love or not at all.
Özgür iradenle gelmen gerekir, aşkla ya da asla.
We do it properly or not at all.
Doğru dürüst yapmayacaksak hiç yapmayalım.
It's Caligula alone or not at all
Ya tek Caligula, ya da hiç.
- We go now or not at all.
- Zamanımız kalmadı, ya şimdi ya hiç.
Love lasts forever Or else not at all No matter where we are
Sevgi sonsuza dek sürer veya başlamadan biter önemli değil olduğumuz yer.
I haven't any connection here at all, whether you believe it or not.
İster inan ister inanma burayla hiç bir bağlantım yok.
You behave more like an upstairs maid or something, not like the mistress of the house at all.
Daha çok bir üst kat hizmetçisi gibi davranıyorsun evin hanımı gibi değil.
Ah, rusty or not, you can do as much for me as any other lawyer... and I reckon that ain't hardly anything at all.
Paslanmış ol veya olma benim için her hangi bir avukattan daha fazlasını yapabilirsin ve sanırım bu hiç zor değil.
They do not look at all like people who are tired or people who feel faint in a stuffy room.
Yorgun birine hiç benzemezler... Ya da boğucu bir odada bitkin düşen birine.
You'll build that cathedral as I want it... or you'll not build it at all.
Bu katedrali, ya istediğim gibi inşa edeceksiniz... ya da hiç etmeyeceksiniz.
I could do that, or not dine at all.
Öyle yapmalı ya da hiç akşam yemeği yememeliyim.
You're not being at all understanding or generous, Richard. Not even friendly.
Halden anlamıyorsun, hiç anlayışIı değilsin Richard.
He's not at all like Asa or his wife.
Kesinlikle Asa veya eşi gibi değil.
I didn't go to bed at all last night... and it doesn't matter whether he shoots it down or not... because the whole thing is utterly impracticable.
Dün gece hiç yatmadım. Ayrıca işi bozup bozmaması da önemli değil, çünkü bu işin olacağı yok. - Ne?
Either the three of you are up there opening night, or you're not there at all.
Ya aşılış gecesinde üçünüz de yukarıda olursunuz ya da hiç biriniz olmazsınız.
Not now, ever or at no time. There's no Zelda, all right?
Ne şimdi, ne de bundan önce.
Ladies and gentlemen... I'm not a part of this show, so don't encourage me or pay me any mind at all.
Bayanlar baylar... programda yerim yok... o yüzden beni alkışlamayın, benimle ilgilenmeyin.
- I'll go to it later, or maybe not at all.
- Belki sonra giderim belki de hiç gitmem.
There wasn't much resistance on the beaches, not at all like the day we got to Sicily or Salerno, or...
Plajlarda fazla direnişle karşılaşmıyorduk. Sicilya ya da Salerno'daki durum yoktu.
Today I may not have a thing at all Except perhaps a dream or two...
Bugün elimde birkaç hayalden başka hiçbir şey olmayabilir.
It seems the world's most liberated women are not so liberated at all or you wouldn't so quickly jump to the same conclusions.
Belli ki, dünyanın en özgür kadınları bile o kadar da özgür değilmiş yoksa hemen aynı sonuçları çıkarmazdınız.
But to me, she didn't look at all like he described her. Not a bit worldly or sensual.
Fakat bana göre kadın hiç de onun tanımladığı gibi dünya zevklerine düşkün ya da şehvetli değildi.
Not a count or a tyrant at all.
Kont veya gaddar biri olmak istemiyor artık.
One can start the New Year lots of ways... or not start it at all.
İnsan yeni yıla çok farklı şekillerde başlayabilir, ya da hiç başlayamaz.
Not at all, Mr. Spock. The choice was burning this lithium crystal or the destruction of another man's ship.
Seçim yapmalıydık, ya bu lityuma ya da birinin gemisine zarar gelecekti.
Are we to know the terms, or would you rather tease us? Not at all.
Bize şartları söylemeyi düşünüyor musun yoksa eziyet etmeye devam mı edeceksin?
And all the people of the galaxy who will not bow to my will must be confined or destroyed.
Galaksinin bana boyun eğmeyen tüm insanları, ya hapse atılacak ya da yokedilecektir.
Does she go... Or does she lie there quiet and not do anything at all?
O böyle ses çıkarıyor muydu yoksa sessiz yatıp, bekliyor muydu?
In fact, I'm not at all sure about Mr. Fischer. Or Miss Tanner.
Aslında Tanner ve Fischer ile ilgili hiçbir şeyden emin değilim.
And when the war is over, they tend to go home or back to where they came from and expect people to look up to them and to look after them, which is not what people are going to do at all, nor what people ought to do.
Savaş bittiğinde evlerine ya da geldikleri yere döndüklerinde insanların onlara saygı göstermesini ve onlarla ilgilenmesini beklediler. Ki bu insanların hiçbir surette yaptığı bir şey değildi, buna mecbur da değildiler.
It is not a premeditated action, or rather it's not an action at all, but an absence of action, an action that you don't perform, actions that you avoid performing.
Önceden düşündüğün bir eylem değil hatta bir eylem bile değil eylem yoksunluğu gerçekleştirmediğin bir eylem gerçekleştirmekten kaçındığın bir eylem.
You ought to be more careful, or not drive at all.
Ya daha dikkatli olmalısın, ya da hiç kullanmamalısın.
Or shall I not live at all?
Ya da yaşamaya devam etmeli miyim?
or not 1023
or nothing at all 18
or nothing 52
or not to be 27
not at all 5606
at all 631
at all costs 35
at all times 43
or now 20
or no 97
or nothing at all 18
or nothing 52
or not to be 27
not at all 5606
at all 631
at all costs 35
at all times 43
or now 20
or no 97