Our thing traducir turco
3,633 traducción paralela
If we get into this tennis club, it could be our thing.
Eğer bu tenis kulübüne girebilirsek, bu sadece bizim olayımız olur.
Because I never want their thing to be our thing.
Onların meselesinin bizim meselemiz olmasını hiç istemedim.
And the way to keep it from becoming our thing is to stop talking about them.
Bunun bizim meselemiz olmamasının yolu da... -... onlar hakkında konuşmayı bırakmak.
I mean, for so long, this little green olive was just our thing, and now it's everyone's thing.
Yani, uzun süre, bu yeşil zeytin sadece bizim şeyimizdi, ve şimdi herkesin şeyi.
It's still just our thing.
Bu hala sadece bizim şeyimiz.
It'll always be just our thing.
Bu her zaman sadece bizim şeyimiz olacak.
Our thing.
Bizim meseleye.
Get back to our thing.
Biz işimize bakalım.
He's a schmuck, but he lets us do our thing in exchange for certain community services, like keeping our fangs out of the locals.
Adam aşağılık herifin teki. Fakat gel gör ki bizlere, bazı kamu hizmetleri karşılığında göz yumuyor. Mesela hiçbir çalışanına dokunmuyoruz.
The only thing left to do is head topside and go our separate ways.
Tek yapılması gereken yukarı çıkıp kendi yollarımıza dağılmak.
The thing is... our Choocha is a golden goose... every morning he lays a golden egg.
Hmmm.. Şeeyyy... Bizim Choocha altın yumurtlayan bir kaz... her sabah bir altın yumurtluyor.
The thing is... our friend Choocha here has a God given gift.
Mesele şu ki... Dostumuz Choocha Allah vergisi bir yeteneğe sahip
Our appetite is a gift, the most joyful thing in the world.
Bizim şehvetimiz bir lütuftur. Dünyadaki en mutluluk verici şey.
One thing's for certain, I'm not gonna allow nuclear missiles in our backyard.
Kesin olan bir şey var ki, arka bahçemizde nükleer füzelere izin vermeyeceğim.
Could it be that the thing that's been stolen has something to do with our grand plan?
Acaba çalınan,... büyük planımızla ilgili bir şey mi?
So now we can spend the rest of our lives inside this damn thing.
Artik yasamimizin geri kalanini bu lanet seyin icinde gecirebiliriz.
The poor thing found our house with great difficulty.
Zavallı şey evimizi zorla bulmuştur.
You don't know a damn thing about our relationship.
İlişkimiz hakkında tek bir şey bildiğin yok.
An inspiration to face our own uncertain future with strength and unity, because one thing is certain.
Kendi belirsiz geleceğimizle güçlü ve birlik bir şekilde yüzleşmek için bir ilham. Çünkü tek bir şey kesindir.
- Furthest thing from our minds.
- Aklımızın ucunda bile değil.
♪ our future days... ♪ Because love's the best thing we do.
Çünkü yapabildiğimiz en iyi şey âşık olmaktır.
Let's get all our grandfathers and chuck them down this thing.
Hadi hepimiz dedelerimizi getirip onları buradan kaydıralım.
I'm sure you and I will have our own thing.
Eminim zamanla ortak bir şeylerimiz olacak.
The only thing I do know is, our daughter would never stay in a place like that.
Bildiğim tek şey, kızım asla böyle bir yerde kalmaz.
So, I want the work we do going forward to prove that this was the right thing to do and that our town does have a bright future to look forward to, thanks to the generosity of Mr Reid.
Yapılması doğru ve şehrimizi bekleyen parlak bir gelecek olduğunu kanıtlamak için, Bay Reid'in de katkıları sayesinde çalışmamıza hız vermek istiyorum.
At work it's one thing, you know, all the shoes are around, the people, but here, on our time, please get it together.
İş başka şeydir. Yani, her yerde ayakkabılar ve insanlar fakat burada, boş vaktimizde, lütfen toparlan artık.
This is our thing.
Hop beyler.
Tom, listen, our family is the only thing that matters, okay?
Dinle. Şu an önemli olan tek şey, ailemiz. Tamam mı?
There's one thing I've learned from our past experience- - you have a hidden agenda, so save us both the headache.
Bir önceki karşılaşmamızda öğrendiğim bir şey var. Sen gizli işlerle uğraşıyorsun. O yüzden ikimizi de uğraştırma.
Uh, that's just our launching, uh, thing-thingie...
Bizim kalkış alarmımız öyle de bizim...
If they send over good-for-nothing scouts to haggle over salary and waste our time like before they have another thing coming
Geçen seferki gibi işe yaramaz yetenek avcılarını gönderip sonra da pazarlık yapmaya çalışarak vakimizi boşa harcayacaklarsa hiç zahmet etmesinler.
The only thing we ever sold was magazine subscriptions to help out our school.
Bizim tek sattığımız, okulumuza yardım için dergi aboneliğiydi.
One thing to remember, we're going to be on foreign soil, so, if we get caught there's no back up, we're on our own.
Unutmamamız gereken bir şey var, yabancı ülke toprağında olacağız olur da yakalanırsak birbirimize arka çıkmak yok, herkes başının çaresine bakar.
For one thing, we destroyed our chemical weapons after the 1997 CWC accord.
Öncelikle 1997'deki CWC anlaşması gereğince kimyasal silahlarımızı imha ettik.
Now, if anything goes wrong down here, the first thing we do is we get out of the mine, but if the shit really hits the fan, we park our asses in this luxury condo here until someone can dig us out.
Şimdi, burada bir şey ters giderse yaptığımız ilk iş madenden çıkmak ama bu şey gerçekten vantilatöre vurursa kıçımızı birileri kazıp bizi dışarı çıkartana kadar bu lüks daireye park ediyoruz.
I was afraid if this whole thing continued, it would have made our relationship...
Korkuyordum çünkü tüm bu olanlar devam etseydi, ilişkimiz bitmiş olurdu...
We do our own thing and we're good at it.
- Aynen!
We're diversifying our portfolio. That's the thing.
Olay bu.
The press is spinning this into a racial thing because they found out that our victim was Latino.
Medya hemen ırkçılıktan bahsetmeye başlamış çünkü kurbanın Latin olduğunu öğrenmişler.
It's a human nature thing, that we want to talk to our, our loved-ones that have crossed over.
Öteki tarafa geçen sevdiklerimizle konuşma isteği insanın doğasında vardır.
Say hello to our giant sized Man-Thing!
Devasa İnsan Mahluk'umuza merhaba de!
We got 26 hours to find Sid Rothman and get him to flip on Bugsy Siegel, or this whole thing blows up in our faces.
Sid Rothman'ı bulup Bugsy Siegel'ı ele vermeye ikna etmemiz için... 26 saatimiz var. Yoksa kozumuz elimizde patlayacak.
Thing is, since our last chat, a little bird sang in my ear.
Olay şu ki, son konuşmamızdan sonra birileri bana haber yolladı.
You tell your boyfriend one more thing about our mission and he'll be transferred out of the DPD faster than you can say "Luciano Pavarotti."
Erkek arkadaşına görev hakkında bir şey daha söylersen daha sen "Luciano Pavarotti" diyemeden DPD'den atılır.
And as you just noted, our house is on fire, and I'm gonna fight tooth and nail to put the damn thing out.
Az önce söylediğin gibi evimiz yanıyor ve ben de onu söndürmek için dişimle tırnağımla savaşacağım.
For me, as an anatomist, the first thing to do is to look at the differences between our bodies.
Bir anatomi uzmanı olarak, bana göre yapılması gereken ilk şey bedenlerimizdeki farklılıklara bakmak.
And the amazing thing is that we now know from studies of DNA, our DNA, theirs, and that of other apes, that, in fact, we are more closely related to chimpanzees than either of us is to gorillas.
İnsanı hayrete düşürense DNA araştırmalarından insan ve şempanze DNA'sının şempanze ve goril DNA'sına kıyasla daha yakın olduğunu biliyor olmamız.
Best thing we can do right now is get our head in the game.
Şu an yapabileceğimiz en iyi şey oyuna odaklanmak, değil mi?
It's a certain thing that we're the people which is... Very funny, which likes to welcomes guests in our town.
Kesin bir şey var ki tam anlamıyla eğlenceli ve misafirperver bir toplumuz.
We got 26 hours to find Sid Rothman and get him to flip on Bugsy Siegel, or this whole thing blows up in our faces.
Sid Rothman'ı bulup Bugsy Siegel'ı ele vermeye ikna etmemiz için 26 saatimiz var.
Did command not see our smoke round somehow? there's still only one thing for us to do...
Ne oldugunu bilmesek bile yapabilecegimiz tek bir sey var.
things 422
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things change 215
things will get better 22
things fall apart 17
things like 24
things will change 18
things to do 42
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things change 215
things will get better 22
things fall apart 17
things like 24
things will change 18
things to do 42