English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ O ] / Over it

Over it traducir turco

67,461 traducción paralela
He'll get over it.
Alışır o.
- Honestly, I'm so over it by now.
Cidden, aştım artık bunu.
The best way is just to go over and over it so much that you don't even have to think about it.
En iyisi üstünden sürekli geçmek. Böylece düşünmene bile gerek kalmaz.
- So, um, I've been going over it.
- Bir süredir aklımı kurcalıyor.
He convinced me I was some sort of goddess, and it took me a long time to get over it.
Bir çeşit tanrıça olduğuma ikna etti ve bunu aşmam çok zamanımı aldı.
Get over it.
Aş bunu.
How's it going over here?
Burada durumlar nasıl?
What if it's one gram over?
- Bir gram fazla olursa?
So it's gonna traumatize Zoe all over again.
- Zoe yine sarsılacak.
It's over.
Artık bitti.
It's over.
Bitti.
I'm just glad it's over.
Bittiğine çok memnunum.
I'm saying be sensible, take a back seat for a bit and I'm sure it'll all have blown over in a few weeks.
Mantıklı ol ve biraz ara ver. Eminim bir kaç haftaya kadar bunların hepsi bitecek.
And I know it's different because you've only just learnt, but if you ever wanted to, um, compare notes, you know, over a beer,
Biliyorum sen yeni öğrendin, durumun biraz farklı ama görüş alışverişinde bulunmak bir bira içmek falan istersen.
It might be an idea for you to take a few days off, till things blow over.
Olay unutulana kadar bir kaç gün okula gitmemeniz iyi olabilir.
Yeah, it's that one over there.
Evet, şuradaki.
The captain always gets a little jumpy when you kill people without talking it over first.
İlk önce konuşmadan insanları öldürdüğünde kaptanın sinirleri her zaman biraz gerilir.
Or do we risk scattering it all over the system?
Yoksa onu tüm sisteme sıçratacak bir risk mi alıyoruz?
Give it up, Luce, it's over.
Pes et Lucy, bitti bu iş.
We're supposed to grab dinner tomorrow, but I kind of just want to get it over with.
Yarın akşam yemeği yiyecektik ama bir an önce aradan çıksın istiyorum.
Why not hand it over to a swordsman.
Hançeri neden bir silahşora teslim etmiyorsun?
I just can't admit that it's over.
Sona erdiğini kabullenemiyorum.
It's like, the minute the papers were signed... I fell for her all over again.
Kâğıtlar imzalandığı anda ona tekrar âşık oldum.
We just had to go over some stuff for the divorce, and... it's actually been so nice.
Boşanmayla ilgili bazı şeyleri konuşuyorduk ve... Bayağı iyi gidiyor.
I was so upset when she canceled on me, and really thought it was over.
İptal edince çok kızmıştım. Her şey bitti sanmıştım.
I think it's possible that I was over-identifying with Rebecca,'cause I have a tough relationship with my mother.
Galiba Rebecca'da kendimi görüyordum. Benim de annemle zorlu bir ilişkim var.
To really have power, one must have it over something or someone.
Gerçekten güç sahibi olmak için kişinin buna bir şey veya biri üzerinde sahip olması gerekir.
It's from over there?
Orda değil mi, ha?
By the way, it's the only job you've had in over a year.
Bu arada, Sahip olduğun tek iş bu Bir yıldan uzun süredir.
I guess when I hacked together the video chat as an in-house tool, I didn't foresee that hundreds of thousands of people would shit themselves over how fucking awesome it was.
Sanırım görüntülü konuşmayı oluşturup ürünlerimizden biri haline getirirken yüzbinlerce insanın uygulamayı görüp ne kadar muhteşem olduğunu farkedebileceklerini öngöremedim.
Get it over with.
Bitirin hemen!
You're probably asking yourself about now how it came to pass that two country-fried police even found you at that motel for a crime committed over... count'em...
Muhtemelen şimdi kendin hakkında soruyorsun Kızgın polisin iki geçişi nasıl geçti? Seni o motelde bile bulmuş bile
I saw him give it over.
Kendini bırakışını gördüm.
- and it's over.
-... her şey biter.
The crate, it's still over there.
Kasa, hala orada.
Over the centuries, we've tried to end the cycle of crime and violence that plagues Gotham, only for it to start up again.
Yüzyıllardır, Gotham'da dolaşan suç ve şiddet döngüsünü bitirmeye çalışıyoruz. Sadece yeniden başlaması için.
And with that, it was over.
Ve böylece kavga sona erdi.
You can lock it away, and once you do, you'll be free of the power it holds over you.
Onu kilitleyebilirsin ve bunu yaptığında seni engelleyen güçten kurtulabilirsin.
Get it over to Lucius.
Bununla Lucius ilgilensin.
She saw I was fighting it. She's waiting for me to give over to it.
Virüsle savaştığımı gördü.
If it wasn't for her, Gordon would have turned me over, and I'd most likely be dead.
O olmasaydı Gordon beni teslim ederdi ve muhtemelen ölürdüm.
I'm sorry, Wally, but if you can't learn to follow orders, this deal between us, it's over.
Kusura bakma ama emirlere uymazsan aramızdaki anlaşma biter Wally.
So we all talked it over, and welcome to the team.
Hep birlikte konuştuk ve... Takıma hoş geldin.
It's over.
Bitti artık.
And it's my life if you hand me over to that collector.
Beni toplayıcıya verirseniz de benim hayatım söz konusu olur.
Wheel it over here!
Buraya sürükle!
It looks a little tacky from over here.
Buradan biraz eski püskü duruyorsun.
It's over, Caitlin.
Bitti artık Caitlin.
And it's all over the building, so you can't use your powers inside.
Tüm binada bunlardan var, yani içeride güçlerinizi kullanamazsınız.
When it's over, you let me and my brother go.
Bittiğinde, beni ve kardeşimi bırakacaksın.
But the people who took over the town, they had money, lots of it.
Ama kasabayı devralan insanlar, çok fazla para kazandılar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]