Oz traducir turco
6,511 traducción paralela
- I'm not the Wizard of Oz.
- Oz büyücüsü değilim.
Am I in Oz? What the fuck?
Oz'da falan mıyım ben?
Sending your own brother away so he wouldn't be...
- Öz kardeşini uzaklara göndererek...
This trick worked wonders even at JSDF.
Bu numara Japonya Öz Savunma Kuvvetleri'nde bile harikalar yarattı.
My own mother!
Öz anneme!
- I'm s...
- Öz..
I saw it on Dr. Oz.
- Dr. Öz'ün programında gördüm.
I'm your mother.
Ben senin öz annenim.
It will be brief.
Kısa ve öz olacak.
Sarah Manning's maternal twin.
Sarah Manning'in öz ikizi.
I am not your biological father.
Ben sizin öz babanız değilim.
Your real father is called Evelio Thanatos.
Öz babanızın ismi, Evelio Thanatos.
He killed his own mother.
Öz annesini öldürmüş.
Lantern said Orm confessed to killing his mother.
Fener Orm'un öz annesini öldürdüğünü itiraf ettiğini söyledi.
So, I got self-conscious and I stopped- - because of you, I changed who I am at my core!
Öz bilince sahip biriydim ama senin yüzünden özümde olan karakterimi değiştirdim!
But whatever she was guilty of, there's no denying the sacrifice that she made with her true father by her side.
Ama suçu her ne olursa olsun, öz babasıyla omuz omuza yaptığı fedakarlık inkâr edilemez.
Narcisa, she's your baby girl...
- Narcisa, o senin öz kızın.
What hurts the most is that you would hide this from me, your own mother.
Beni en çok üzen şey bunu kendi öz annenden bile gizlemen.
And me, your own daughter.
Öz kızından.
I didn't want you hating your own brother.
Öz ağabeyinden nefret etmeni istemedim.
Your own son... you just left him.
Öz oğlunu öylece terk ettin.
I think it's pretty self-explanatory.
Bence bu oldukça öz açıklamalı.
But my own father... Cosimo de Medici... betrayed me... as Al-Rahim betrayed you.
Ama öz babam Cosimo de'Medici bana ihanet etti.
My daughter.
Öz kızım.
Who can resist a murder selfie?
Kim bir cinayet öz çekimine karşı koyabilir ki?
How important could it have been if his own son couldn't even talk to him about what was going on in his life?
Daha öz oğlu hayatında olanları paylaşamazken bunun ne önemi var ki?
I know for a fact that his real mother would love to have him back.
Aslına bakarsan öz annesi evladına kavuşmak için can atıyordur.
Hakeem's your own son.
Hakeem senin öz oğlun.
We have a profound effect on these kids and their self-esteem and what they go on to accomplish.
Bu çocuklar üzerinde adamakıllı etkili olursak öz saygılarını ve yarışmayı kazanacaklar.
A troubled and afflicted mankind looks to us, pleading for us to keep our rendezvous with destiny, that we will uphold the principles of self-reliance, self-discipline, morality, and above all, responsible liberty for every individual...
Dertli ve üzgün insanoğlu bize bakıyor. Kaderle yollarımızın kesişeceğini beklediğimiz özgüvenimizin, öz disiplinimizin, ahlakımızın ve hepsinden öte, her şahsın özgürlüğüne karşı olan sorumluluğumuzun ilkelerini koruduğumuz sürece bir tepenin üstündeki o parlak şehir olacağımızı savunuyor.
Your uncle... Your own grandfather.
Amcan, öz deden.
My own sister abandoned me, just as your siblings have done, and, like you,
Öz kardeşim beni terk etti. Tıpkı senin kardeşlerinin sana yaptığı gibi.
Although, to be totally up front, If this is about the resume I mailed in to s.T.A.R. Labs, I've already accepted a position at mercury labs.
Ama açık olmak gerekirse bu Star Laboratuvarları'na gönderdiğim öz geçmişle alakalıysa, Mercury Laboravutarları'ndaki işi kabul ettim.
She's not even your real daughter, and you love her.
Öz kızın bile değil ama yine de onu seviyorsun.
- Less is more.
Az ama öz.
Did you know my real father?
Öz babamı tanıyor musun?
Your stepmother expects you to be at your half-brother's party when your full father gets here.
Üvey annen, öz baban geldiğinde üvey kardeşinin partisinde olmanı istiyor.
Why can't my own parents understand?
Öz annem babam niye anlayamıyor ki?
I'm looking for my birth mother.
Öz annemi arıyorum.
I buried my own son like an animal.
Öz oğlumu bir hayvanmış gibi gömdüm.
Your own brother, Jackson.
Öz kardeşine, Jackson.
Look, Rochefort, I cannot kill my own... ~ You must do it, Sire!
Rochefort, öz... - Yapmalısınız Kralım!
When you come of age, into manhood, have a family..... you'll come to learn that you have to make up your own mind about things.
Büyüyüp erkek olduğun aile kurduğun zaman kendine öz düşüncelere sahip olman gerektiğini öğreneceksin.
I sent my own brother to war.
Öz kardeşimi savaşa gönderdim.
They have turned Jiaying's own daughter against us.
Jiaying'in öz kızını bize karşı döndürdüler.
You threatened to kill me, your own father.
Beni öldürmekle tehdit ettin, kendi öz babanı.
One of the general coordinators of the Autodefensas.
Öz Savunma Birimleri genel koordinatörlerinden biriyim.
Every Autodefensa keeps his usual job.
Her Öz Savunma mensubu normal işine devam eder.
How beautiful. I am a medical surgeon. Other Autodefensas make bricks.
Ben bir cerrahım diğer Öz Savunmacılar briket üretiyor bazıları balıkçı, kimisi oduncu.
The Templars took my husband, because he was an Autodefensa.
Tapınakçılar kocamı aldılar çünkü O bir Öz Savunma mensubuydu.
The vigilante group known as the "Autodefensas" took Los Reyes today, one of the largest cities in Michoacan.
Öz Savunmacılar olarak bilinen intikamcı grup Michoacan'daki en büyük şehirlerden biri olan Los Reyes'i bugün ele geçirdi.