English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Pause it

Pause it traducir turco

279 traducción paralela
- Pause it right there.
- Tam orada durdur.
I'll pause it, okay?
Durduruyorum, tamam mı?
You know, if you pause it just right, you can see his penis.
Doğru yerde durdurursan penisi görünüyor.
All right, I'll pause it.
Tamam, Durdurum.
Why did you un-pause it?
Neden başlattın?
Pause it. - Guys!
Durdurur musun?
Pause it.
Dondur.
Oh, you want... you want me to pause it?
Durdurayım mı?
Pause it. Hey, Rocky?
Hey, Rocky!
- Mind if I pause it for a second?
- Biraz durdurabilir miyim?
Well imagine as I do, that with a world on pause it becomes very easy to understand the concept of beauty,
Benim hayalimdeki gibi durmakta olan bir dünyada güzellik kavramını anlamak çok kolay bir hâl alır.
- Pause it.
- Durdur şunu.
- No, I'm not gonna pause it.
- Hayır, durdurmuyorum.
You come in, pause for three counts in the doorway... look at your mother, look at the Duke de Morny... look at your aunt, walk to the window... say the first half of your line, turn and finish it. You've got it written down.
İçeri gir, kapıda üçe kadar sayıp bekle... annene bak, Morney Dükü'ne bak... teyzene bak, pencereye doğru yürü... cümlenin yarısını söyleyip dön ve tamamla.
My heart is in the coffin there with Caesar, and I must pause till it come back to me.
Yüreğim şurada şimdi, Sezar'ın yanında. Konuşamam dönünceye kadar bana.
- It's only a brief pause.
- Sadece kısa bir ara verdiler.
And it's given me a pause.
Ve bir mola verdim.
It is also called bassus continuus, or, according to the Italian endings, basso continuo, because it continuously plays, while the other voices pause now and then ;
İtalyan eserlerinin finalinde kullanılan "basso continuo" ya da "sürekli bass", adını diğer sesler zaman zaman duraklarken devamlı olarak çalınmaya devam etmesinden alır ;
I don't rightly know, but it surely would have given me pause.
Kesin olarak bilmiyorum ama eminim biraz duraklardım.
However, when the government begins to force its citizens... to swallow a camel, it's time to pause and do some accounting.
Ancak, eğer devlet önemli problemlere aldırmamaya vatandaşlarını zorluyorsa durup, durum muhasebesi yapmanın vakti gelmiştir.
It gave sir charles pause.
- Charles bir an donakaldı.
I can't put it on pause.
Duraklata da basamam.
It's just a short pause.
Sadece kısa bir mola.
So it's just a way out of an embarrassing pause in conversation.
Yani bu sadece utanç verici sessizlikten kurtulmak için bir yol.
You know, it's times like these when I get into a reflective mood and I pause and think of how...
İşte böyle anlarda düşüncelere dalarım ve durup şöyle düşünürüm...
- Pause it!
- Duraklat!
It's Dr. Benton's letter that gives us the most pause.
Bizi şaşırtan esas şey Dr. Benton'ın mektubu.
It's sweet that you're protective, but nothing ever could give me pause about this marriage.
Beni korumaya çalışman çok hoş ama hiçbir şey bu evlilikten bir an için bile şüphe duymama neden olamaz.
It means "pause and consider."
"Dur ve düşün" anlamına gelir.
And at the end of every exhale... there was this pause, and I thought, "That's it. It's over."
Her nefesin sonunda biraz ara veriyordu.
Let us sit at a quiet dinner and bring it to a pause.
Birlikte sessizce yemek yiyelim ve bunu engellemeye çalışalım.
I'm sure it gave your office pause.
Bunun senin kariyerini sekteye uğrattığına eminim.
Verdict aside, it had to give your office pause.
Hüküm bir yana, kariyerini sekteye uğratacaktı.
The BabCom unit started to record his message then put it on pause when he didn't finish.
BabCom mesajı kaydetmeye başlamış bitirmeyince beklemeye almış.
Does it give someone... at my time of life pause?
Bu birisine benim zamanımda... bir hayat duruşu veriyor mu?
It can do "pause".
Durdurabiliyormuş.
Ooh, Airplane? I hear if you pause it just right you can see
Eğer doğru zamanda filmi durdurusanız..
At first, it was just a normal pause.
Başta normal bir duraksamaydı. Düşüncelerimi toparlama duraklamasıydı.
Well, I suppose it would give me pause.
Pekala, sanırım bir ara vereceğim.
But what if we could stop? Pause to take stock of each precious moment before it passes.
Bir an durabilsek, geçip gitmeden önce her değerli dakikanın önemini tartabilsek.
So while you're thinking of it, you take this pause where you look intense.
Düşünürken bu büyük duraksamada çok heyecanlı görünürsün.
Pause it, will you?
Durdurabilir misin?
It seems to me that if we're this pessimistic, winning battles, yet predicting stalemates just five months after going in, we should pause the bombing and see what results.
FÜZELER, ANTİ HAVA SİLAHLARI OLACAK
If we pause the bombing and it fails, the President will be under irresistible pressure from the right-wing hawks in Congress to bomb Hanoi, to bomb the Red River dikes.
SONUÇLARA BAKALIM ÜZGÜNÜM GEORGE AMA KATILAMIYORUM EĞER BOMBALAMAYI KESERSEK
Don't you know if I don't pause the bombing now, the Kennedys'll all shout from the mountaintops that the Russians held out a big fat olive branch and I snapped it in two and now I've missed my chance for peace!
SEN BİR ŞEYDEN ANLAMAZSIN ÖYLE BİR HAREKET EDERİM Kİ İKİYE BÖLERİM
But, I mean, to the audience, it comes across as a thoughtful pause as opposed to comics - - you know, knowing, "Oh, he's - -" [imitates tape rewinding] lt's amazing how long it takes to get those out, how - -
Şunun olacağını bilmek gibi... Bunları çıkarmanın bu kadar vakit alması hayret verici - -
You hit the pause button, and everything just stays in that one place... and to the characters... that one moment becomes their whole world, because it's the only thing that exists to them.
Duraklat tuşuna bastığında her şey bir anlığına duruyor. O an, karakterlerin tüm dünyaları haline geliyor çünkü var olan tek şey bu.
Put it on pause for a second there, chief.
Orada biraz kal, şef.
Was there a pause before fine or was it just fine? I don't remember.
- Sadece "Tamam" dediğini hatırlıyorum.
So, she sat there, took it all in, and after a really long pause, she looks at me and says, "Maybe."
Orada oturdu, beni dinledi. Uzun bir sessizlikten sonra bana baktı ve "Olabilir" dedi. - Bayan Kim'den "olabilir" yanıtı almışsın.
Will you put it on pause?
Durdurur musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]