Poor traducir turco
34,614 traducción paralela
Rinaldo said my father charged a convent 50 Florins for a hall to serve meals for the poor.
Rinaldo, fakirlere yemek sağlamak için yapılacak salona babamın 50 florin kredi yüklediğini söyledi.
Rinaldo degli Albizzi charged that my father made a profit of 50 Florins on a loan to a convent for a hall to feed the poor.
Rinaldo degli Albizzi. Babamın yoksulları besleyecek bir manastır salonuna gereken 50 florin krediden kazanç sağladığını iddia etti.
I'm the oldest of 14 children, and my poor mother... God rest her soul, lost a few too.
14 kardeşin en büyüğü benim ve zavallı annem........ ruhu şad olsun..
He wants the poor to pay for it!
Fakirlerden para kesecek bir de!
This new tax... will not be paid by the families or merchants or the poor.
Bu yeni vergi aileler, tüccarlar ya da fakirlerden alınmayacak.
I thought you were just a poor loser.
Güzel, demek sen de sayıyordun.
Poor judgment, obviously.
Belli ki yanlış değerlendirmişim.
Beeline, that is a piss-poor option. I say again, piss-poor option.
Beeline, kötü bir fikir, tekrar ediyorum, kötü fikir.
Poor Mr. Tyler.
Zavallı Bay Tyler.
"a poor player that struts and frets " his hour upon the stage and then is heard no more. "
Sahnedeki vaktinde horozlanıp söylenen ve daha sonra sesi artık duyulmayan zavallı bir oyuncu. "
Seriously, Elliot, it's been forever since that poor cop passed.
Cidden ama Elliot, o zavallı polisin öldüğü uzun zaman oldu.
I saw something in there. That poor * * *.
Orda bir şey gördüm Zavallı çocuk.
Yeah, poor you.
Evet, yazık sana.
Poor Martin.
Zavallı Martin.
Yeah, he was poor.
- Evet, fakirdi.
So what brings you to the poor part of town, Mr. Price?
Ee, sizi kasabanın bu fakir kısmına hangi rüzgar attı Bay Price?
Poor babies.
Yazık çocuklara.
I'm not passing on our crazy genes to some poor child.
Bu bozuk genlerimizi zavallı bir çocuğa aktarmayacağım.
Oof, poor Duke.
Zavallı Duke.
Poor Duke?
Zavallı Duke mu?
Poor Mrs. Lukela.
Zavallı Bayan Lukela.
What about poor me?
Bana yazık değil mi?
Yes, who stole from the rich to give to the poor.
Zenginden çalıp fakire veriyordu. Sense Ölüm Tanrısı'nı düzeltmeye çalışıyorsun.
Ay, poor thing.
Zavallıcık.
That poor guy.
Zavallı adam.
You're the beautiful, high-class, smart girl, and he's the poor boy duct-taping his shoes with a bunch of hobos in coach.
Sen yüksek sınıftan güzel ve zeki bir kızsın o ise bir avuç berduşla aynı vagonda, ayakkabılarını yamalayan fakir bir oğlan.
- I mean, that poor boy's been through enough.
Zavallı çocuk zaten yeteri kadar zorluk yaşıyordur.
That is, that is some poor planning, son.
Bu zayıf bir planlama, evlat.
Poor planning.
Zayıf bir planlama.
We have to take the shuttle to the airport tomorrow,'cause we're still poor for another 27 business days.
Yarın havaalanına ücretsiz servisle gitmek zorundayız. Çünkü 27 iş günü daha fakiriz.
Poor guy is missing an eye.
- Zavallı adamın tek gözü yok. - Evet.
Now, I looked for'em for a spell, but then I decided tired eyes, they're poor tools, so...
Onları çok aradım ama sonra gözlerim yoruldu çok acınası durumdalar, yani...
Poor guy!
Zavallı çocuk!
After all, Hinazuki doesn't pay for her lunches, and I think the culprit has to be somebody who's poor.
Hinazuki-san öğle yemeklerine para vermiyor ve suçlunun fakir olduğunu düşünüyorum.
Poor!
Çulsuz!
- The poor girl really did do it! See?
- Fakirden ne beklenir?
I don't care if she's poor or hungry!
aç olsun fark etmez!
I'm poor, Lexie!
Ben fakirim Lexie!
I'm poor.
Fakirim.
Oh, that, uh, a fearless moral inventory isn't simply a list of excuses for why everyone else in the world is to blame for your own poor choices?
Şu korkusuz ahlakî envanter kendi zayıf seçimlerin yüzünden dünyadaki geri kalan herkesi suçlayabileceğin kadar basit bir liste değil mi yani?
Meanwhile, Lord Dudley is the only person poor Elizabeth can trust.
Bu arada Lord Dudley Elizabeth'in güvenebildiği tek zavallı insan.
The poor girl.
Zavallı kız.
Poor Fay...
Zavallı Fay...
Even if you are a poor fucking loser.
Zavallı bir ezik olsan bile.
What? That you're a poor fucking loser?
- Zavallı bir eziksin dediğimi mi?
Partially as a result of Shaw, partially poor leadership.
Kısmen Shaw yüzünden, kısmen de kötü yönetimden.
Poor son of a bitch.
Zavallı şerefsiz.
Poor kid.
Zavallı çocuk. - Evet.
- The reason the few and the rich control all the power is because the many poor and stupid let them.
Zenginlerin kontrolü elde tutmasının sebebi fakir ve aptalların onlara izin vermesi.
Poor lady.
Zavallı kadın.
Our poor sick daughter.
Zavallı hasta kızımız.
poor things 42
poor me 46
poor baby 151
poor girl 198
poor you 95
poor little thing 54
poor bastard 71
poor guy 284
poor little girl 16
poor little guy 27
poor me 46
poor baby 151
poor girl 198
poor you 95
poor little thing 54
poor bastard 71
poor guy 284
poor little girl 16
poor little guy 27
poor thing 558
poor darling 44
poor fool 28
poor love 17
poor man 126
poor soul 53
poor chap 37
poor people 29
poor child 59
poor souls 24
poor darling 44
poor fool 28
poor love 17
poor man 126
poor soul 53
poor chap 37
poor people 29
poor child 59
poor souls 24
poor boy 107
poor creature 19
poor kid 169
poor dear 42
poor woman 82
poor lady 18
poor sod 25
poor lad 22
poor devil 19
poor fellow 56
poor creature 19
poor kid 169
poor dear 42
poor woman 82
poor lady 18
poor sod 25
poor lad 22
poor devil 19
poor fellow 56