English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Poor people

Poor people traducir turco

1,173 traducción paralela
Oh, those poor people.
Oh, zavallı insanlar.
I want a Cadillac, too- - a big purple Cadillac- - so I can ride around and laugh at poor people.
Bir de Cadillac istiyorum... Büyük mor bir Cadillac... böylece ortalıkta dolaşıp fakir insanlara gülebilirim.
I am talking to poor people out there.
Dışarıdaki sıradan insanlara konuşuyorum.
And the ironic part of it is that poor people, they love him.
İşin en ilginç yanı da yoksul insanların Roosevelt'i sevmesi.
- Of course, we are poor people.
- Ne var ki, fakir insanlarız.
In the past, poor people used to emigrate from Italy.
Eskiden, fakirler, İtalya'dan göç etmek zorunda kalırlardı.
Those poor people were right.
Zavallı adam haklıydı.
Poor people are just like you and me, except with no money.
Fakir insanlar da aynı senin ve benim gibi, sadece paraları yok.
Even the poor people have their own cars.
En çulsuzunun bile altında araba var.
Well, Edward, I wonder what the poor people are doing tonight.
Edward, sence fakir insanlar bugün dışarıda neler yapıyorlar acaba? Fakat, Peter Para bana kendimi farklı hissettirir sanmıştım. Haklısın.
Yeah, it seems the best way to hurt rich people is by turning'em into poor people.
Evet, zenginlerin canını yakmanın en iyi yolu onları fakirleştirmektir.
When will we poor people be able to live a new live?
Fakir insanlar olduğumuzda bile yeni bir hayat yaşama imkânımız olacak mı?
Having heard of your great reputation for helping poor people in distress.
Zor durumda kalan muhtaç insanlara yaptığınız yardımların methini duymuştum.
We are a poor people.
Bizler fakir insanlarız.
- For those poor people.
- Ama o insanlar için daha da...
Now these were poor people. Hungry people with real problems.
İşte bu fakir ve aç insanlar, problemi olan insanlar.
We are a poor people in a hard country.
Zorlu bir ülkede yaşayan fakir insanlarız.
If it is for the good of these poor people, I accept any ration book.
- Eğer bu, şu yoksul insanlar için iyiyse, Her türlü istikak defterini kabul ederim.
Lots of poor people smell of chips.
Çoğu fakir insan cips gibi kokar.
The city giving a chance to the poor people.
ünüyorum. Yoksul insanlar için bir? ans vermek?
- Let us poor people starve!
- Bırakalım halkımız açlıktan ölsün!
These are poor people. Look at what they own.
Fakirlerin sahip Olduklarına bakın.
Well, you know how, even when we didn't have too much, we could always look at the poor people who were less fortunate than us and feel better.
Biliyor musunuz, elimizde fazla olmasa bile fakir insanlara bakıp bizden daha şanssız olduklarını görüp kendimizi iyi hissedebiliriz.
Poor people. Are they that sensitive?
- O zavallılar, hepsi çok hassas.
Poor people.
Fakir insanlar.
The way those poor people sounded when they were being killed.
O masum insanlar öldürülürken hissettikleri gibi...
OUR SCHOOL'S HAVING A FOOD DRIVE FOR POOR PEOPLE.
Okulumuz fakir insanlar için yemek dağıtacak.
Not all them poor people just minding their business.
Kendi halindeki masum insanları öldürmek doğru değil.
I ask the forgiveness of the poor people of this country.
Bu ülkenin yoksul insanlarının affını istiyorum.
If I could figure out how to make these kerosene refrigerators cheap enough so poor people could afford them.
Fakir insanların alabileceği... yeterince ucuz, gazyağlı buzdolabının nasıl yapılacağını... bulmaya çalışıyorum.
Especially to smelly, squalid poor people who can't play the harmonica properly.
Özellikle kokuşmuş, pis, fakir olup mızıka çalamayanlara karşı.
All the poor people was happy'cause they wasn't poor now.
Bütün fakir insanlar mutlu oluyorlar. Çünkü artık fakir değiller.
For a small wedding for poor people Like us, it's fine.
Bizim gibi fakir insanlar küçük bir düğünle yetinmesini bilir.
Poor people like us know our limits.
Bizim gibi fakir insanlar, haddimizi bilmeliyiz.
It gets kind of rough. Put two poor people in the same house...
İki fakirin aynı evde yaşaması kadar zor bir şey olamaz.
The law was put on the books for poor people :
Bu yasa fakir insanlar için kitaba konmuş :
They died because of a French, British and American blockade that cut off all food and medical supplies and because counter-revolutionaries have sabotaged the factories and the railroads and the telephones, and because the people, the poor, ignorant, superstitious, illiterate people,
Fransızlar, İngilizler ve Amerikalılar abluka kurup gıdaları ve tıbbi malzemeleri geçirmediği için öldüler. Çünkü karşı devrimciler fabrikaları, tren yollarını ve telefonları sabote etti.
People of city and countryside found out they were poor.
Kentli ve taşralı insanlar yoksul olduklarını fark ettiler.
Look at those poor, pathetic people out there. Look at them.
Dışarıdaki şu zavallı, elem dolu insanlara bak.
Then why should I live like a poor man all my life... when stupid people in your country live well?
Ülkende aptal insanlar iyi yaşarken... neden ben tüm yaşamım boyunca fakir bir şekilde yaşayayım?
Only the poor, the people you wipe your feet on - old men carrying their fathers... philosophers weeping in the dust - will be saved!
Yalnızca o üzerine bastığınız fakirler, babalarını sırtında taşıyan yaşlı adamlar, tozun içinde ağlayan bilgeler, kurtuluşa erecek!
He is, uh, sarcastic enough, if that is the word, in December 1941, to remark that now the intelligentsia were dying also. Up to this point, poor people were dying, but, by December 1941, members of the intelligentsia were starving to death.
1941 Aralık'ında aydınlar sınıfının da yavaş yavaş yok olduğuna dair iğneleyici betimlemeler var.
She was the beautiful and rich girl of the people, when I was just a poor boy chubby you know.
Benim otelimde kalan güzel ve zengin kızdı. Bense yoksul şişko bir çocuktum, bilirsiniz.
People sold their houses and gave their money to the poor.
İnsanlar evlerini satıp parayı fakirlere verdiler.
Well, I know some people might think it's a little bizarre, but the poor soul did pay for them.
Bazılarının biraz garip karşılayacağını biliyorum ama zavallı onlar için ödedi.
It tricked them into going 13,000 miles... to fight a war against a poor peasant people... who have a proud history of resistance... who have been struggling for their own independence... for 1,000 years.
Binlerce genç insan kandırılarak... binlerce kilometre uzaktaki bir ülkede, şanlı bir direniş tarihi olan... bin yıldır kendi bağımsızlığı için mücadele eden... fakir bir çiftçi halkla savaşmaya gönderildi. Vietnam halkıyla.
Although most people in Flint were now too poor to afford a room at the Hyatt... the hotel allowed the public on opening day... to come and ride the city's only escalator.
Flint'te yaşayanların çoğu artık Hyatt'ta oda tutamayacak kadar fakirleşmiş olsa da otel açılışını halkla birlikte yaptı ve şehrin ilk yürüyen merdivenine binmesine izin verdi.
As we neared the end of the 20th century... the rich were richer, the poor poorer... and people everywhere had a lot less lint... thanks to the lint rollers made in my hometown.
20. yüzyılın sonlarına yaklaşırken zenginler daha zenginleşmiş, yoksullar daha yoksullaşmıştı. Ayrıca dünyanın her yerindeki gömleklerde, memleketimin pamuk alıcıları sayesinde daha az pamuklanma oluyordu.
People will hack into this poor animal that looks like its bleeding to death.
Kanama geçiriyor gibi görünen zavallı hayvancığı kesip, yiyecekler insanlar.
Emh, well the zoo is very important to animals, they're a bit like homes, like nursing camps, and for poor animals and.. emh.. ... people like old people.
Hayvanat bahçesi, hayvanlar için çok önemlidir, biraz yuvalarına benzer, hasta hayvanlar için bakımevleri gibidir, ve insanlar yaşlıları severler.
A man with the courage to portray people who play with others'lives, the rich who are indifferent to the needs of the poor... simple needs which are mainly material.
Başkalarının hayatlarıyla oynayan fakirlerin, çoğu maddesel olan basit ihtiyaçlarına kayıtsız kalan zenginleri sergilemeye cesareti olan bir insan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]