Pound it traducir turco
878 traducción paralela
It cost 7,000 pounds.
7,000 pound değerindeymiş.
That ³ ³ 1,000 pounds i gave... i lost well, we can say it went down with the ship.
O kadına verdiğim 1.000 pound'u yani kaybettiğim paranın gemiyle battığını söylerim.
I hope you didn't mind my asking for it in pound notes.
Umarım paramı sterlin olarak almamın bir mahsuru yoktur.
- I've got a pound note, if you want it.
İstersen bir sterlinim var.
Uh, a pound, if you have it.
Ah, ya da pound, eğer varsa.
Would it be worth ten pounds to you?
Senin için 10 pound'luk değeri var mı?
It would've been worth £ 20 to have you come with me.
Benimle gelmek size 20 pound kazandırırdı.
It must have weighed 900 if it weighed a pound.
Kiloya vursak 400 kilo çekerdi herhalde.
Well he just asked me if I'd take it to Driercliff for a half a pound and I wouldn't have done it for a penny less.
Bu notu sana verdiğinde ne dedi? Yarım sterline onu Driercliff'e götürmemi istedi. Bu işi bir peni eksiğine yapmazdım.
If the young lady can steal it for one pound that's her good fortune.
Genç bayan bir sterline bunu çalabiliyorsa, çok şanslı demektir.
Confidentially, Mr. Holmes, such a move was discussed but replacing all the five pound notes in circulation would be such a herculean task that nothing's been done about it as yet.
Gizli olarak, Bay Holmes, böyle bir hareket tartışıldı fakat dolaşımdaki bütün beş sterlinlik banknotları değiştirmek üstesinden gelinmesi olanaksız bir iş olacaktı. Bu güne kadar da bu konuda hiçbir şey yapılmadı.
I think I can get about £ 10 for it.
Sanırım onun için 10 pound kadar alabilirim.
Work it out for yourself, my dear fellow... 10 million Empire acres on which we spend a pound per acre...
Kendin için üzerinde çalış, sevgili ahbap... 10 milyon dönümlük İmparatorluğa dönüm başı bir poundluk yatırım...
"Put 200 on that desk. My husband'll match it."
"Şu masaya 200 pound koy kocam da aynı miktarda koyacak."
Now, it's raining outside, and if you've got half a pound to spare, come in...
Yağmur yağdığına göre parası olanlar içeri gelip...
So she put on about a half pound of makeup, fixed it up with a veil... and set forth to see DeMille in person.
Yüzüne yarım kilo makyaj sürdü, bir tülle gizledi ve DeMille'i görmek için yola çıktı.
It costs as much as half a pound of wool.
Çeyrek kilo yün kadar.
You still owe me twenty pounds and you are not in the position to repay if it was in the middle of a heat wave on August bank holiday. Good afternoon.
Bana hala 20 pound borcunuz var ve ödeyecek durumunuz yok Ağustos'un ortasında da değiliz ki sıcaktan bankalar tatil olsun.
All you would get out of it is about eleven pounds odd.
Tüm kazanmanız gereken 11 pound küsur.
Tell him it'll cost him 1,000.
Ona 1,000 Pound'a mal olacağını söyle.
And it's 2,000 short!
2,000 Pound eksik.
Ten pounds, to those who can afford it.
10 pound, parası olana.
I've got it marked up at five Bob.
Bana 5 pound fiyat vermişlerdi.
Would you consider it sound business for the German Government to pay 20,000 pounds to an unidentified amateur for a set of so-called'secret'documents?
Sen, Alman hükümetinin, sözde gizli bir takım belgeler için ne idüğü belirsiz bir amatöre 20.000 pound vermesini makul bulur musun?
It's yours. 5,000 pounds.
Bu sizin. 5,000 pound.
It seems little enough to ask for 5,000 pounds.
5,000 pound karşılığında çok az şey istiyor gibisin.
I'll pay you double for it.
Bunun için sana iki misli öderim. 40,000 pound.
Did you bring all of it?
Hepsini getirdin mi? 100.000 pound.
Let's just say it's the altitude... living up here makes my heart pound.
Sadece rakımdan diyelim... burada yaşamak çarpıntı yapıyor.
He scrounged some high-powered Kraut lenses and a magnifying mirror, and got Ronnie Bigelow from Barracks 2 to put it together for a pound of coffee.
Güçlü Alman objektifleriyle büyüteçli aynaları bir yerlerden buldu ve ikinci koğuştan Ronnie Bigelow'u getirip, aleti yapmasını sağladı. Bir kilo kahve karşılığında.
It will mean a worm pound in winter, a light in every stall, hutch and roost.
Yani kışın ağıllarımız ısınabilecek, her ahırda, kümeste ve tünekte ışık olacak.
The pound, that's it.
Barınak, işte.
It's got a lot of waste on it, but it comes to a buck and a quarter a pound, if it's trimmed.
Çok fazla kısmı atılıyor. Ama yarım kilosu 1.25 Dolara gelir tabi kesip, düzeltilirse.
Take care of the butter. 20 cents a pound, it is.
Tereyağı işini halledin, bir paundu 20 sent biliyorsun.
It said a pound and a quarter.
Bir kilo ve 250 gram yazıyor.
It's up to 60, and I need 125 pounds to move her.
Şu an 60 oldu, bunu yürütmem için 125 pound gerekli.
It cost £ 4.17.
4.17 pound.
I would rather destroy every pound of that equipment than let you have it.
Bütün bu teçhizatı size vermektense, yok ederim daha iyi.
I'll make it four pounds ten.
Ne diyeceğim? 4 pound 10 peni.
It's a wonder they didn't want a pound of sugar too.
Bir fincan şeker de istememelerine şaştım.
I saw a mate on the Dodge -'ems, owed me five quid, I went to collect it.
Bana beş pound borcu olan bir arkadaşı gördüm, onu almaya gittim.
It's one pound.
Yarım kilo.
Every time I pound, I tell myself it's my old man.
Her darbeyi babama indirdiğimi düşünüyorum.
It matters to the tune of Ł1,000 a day, Mr. Christian.
Günde bin pound elde etmek için önemli, Mr. Christian.
It seems that in a moment of exuberance, you stole two 25-pound cheeses.
Öyle görünüyor ki, bir taşkınlık anında, iki 25 kiloluk peynir çalmışsın.
I suppose so. Now, Mr McLintock, what I wanted to say... Two-pound Stetson with a six-inch brim, 53 feet in the air, it's gotta be a record.
Umarım Bay McLintock, söylemek istediğim- - 900 gramlık kovboy şapkasını 2 metre yukarı atıyorsun.
It's a beautiful seven-pound baby girl.
3 kiloluk harika bir kız çocuğu.
She sent her kid out to buy half a pound of garlic sausage and then doctored it with weedkiller.
Çocuğunu sucuk alması için gönderdi sonra da içine ot zehiri koydu.
Do you know, Pickering, if you think of a shilling not as a simple shilling, but as a percentage of this girl's income it works out as fully equivalent of 60 or 70 pounds from a millionaire.
Biliyor musun Pickering, bir şilini... bildiğimiz şilin gibi değil de, bu kızın gelirinin bir yüzdesi olarak düşünürsen... tam olarak bir milyonerin cebinden çıkan... 60-70 pound'a denk düşer.
Is five pounds unreasonable, I put it to you?
Sorarım size, 5 pound makul bi bedel diil midir?
And when it does it'll go off.. well, to us, a-a thousand pound bomb!
Tabii ki patlayacak ve patladığında sanki yüzlerce bomba patlamış gibi olacak.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72