Power down traducir turco
1,044 traducción paralela
Does he really got a lotta fire power down in the cellar?
Mahzende, cidden o kadar ateşli silah var mı?
See if you can get them to power down.
Güç sistemlerini dene, Data. Bak bakalım güçlerini kapatabilecek misin?
Auxiliary power down to 20 percent.
Yedek güç % 20'ye düştü.
BBSR power down and ready for launch.
BBSR gücü kapandı ve fırlatma için hazır.
There's power down there we've never dreamed of.
Hayal edemeyeceğimiz kadar büyük bir enerji var aşağıda.
They'll never get us down, for they have no power over our souls.
Bizi asla yenemeyecekler, çünkü ruhlarımızın üstünde güçleri yok.
Well, Mephisto, what power is looking down on you here.
Evet Mephisto, buradaki seni küçümseyen güce bak.
Want me to slow down your power cycles for you?
Güç devrelerini yavaşlatmamı ister misin?
I know its rhythms, and I can hear the power coming down on us.
Ben, Onların Stillerini ve Gücünü Hissedebiliyorum.. ve Bu Bize Doğru Geliyor..
If we start buzzing about down there, we're liable to find their mental power is so great, they could reach out and swat this ship as though it were a fly.
Bir şey yapmaya kalkışacak olursak, zihin güçlerinin, gemiyi bir böcek gibi ezecek kadar güçlü olacağını görürüz.
Wait. There's a power substation at Twin Pines. What if we shut it down?
Twin Pines'de bir güç trafosu var.
My transporter power is down to minimal.
Işınlayıcının gücü minimumda.
But the force holding us has closed down all engines and is draining our reserve power, too.
Ama bizi tutan güç tüm motorları kapattı... ve yedek gücümüzü de emiyor.
The power core's melted down.
Güç merkezi erimiş.
The power lines are down everywhere.
Elektrik telleri Marslılar tarafından koparılıyor.
Now, I need you to get back down to Engineering and get me every available scrap of emergency power you can.
Bana gereken tüm gücü verebilmeniz için size Mühendislikte ihtiyacım var.
Ensign, slow down to half impulse power.
Asteğmen, yarı itiş gücüne yavaşlayın.
Our phone and power lines are down and we have a killer running loose in the street.
Bizim telefon hattımız ve elektriklerimiz kesik ve sokaklarda başıboş gezen bir katil var.
Daddy took me down to the river and told me about the power and the glory.
Babam beni nehre götürüp bana güç ve zaferi anlatmıştı.
As a lieutenant on the Potemkin, his solution to a crisis was to shut down power and hang over a planet's magnetic pole, confusing his opponent's sensors.
Potemkin'de bir Yüzbaşı iken, kriz durumunda bulduğu çözüm, tüm gücü kapatıp... bir gezegenin manyetik kutbu üzerine yatıp, rakibinin algılayıcılarını şaşırtmaktı.
Shut down power to transporters.
Tüm ışınlayıcılara giden gücü kesin.
- Get that man's name. I predict big things for him down at the power plant.
Çok zor bir şey çünkü daima annemin güçlü biri olduğunu düşünürdüm.
The power to call down a god at will.
İstediğim bir tanrıyı çağırma gücü.
Out... out thou strumpet Fortune, all you gods, in general Synod take away her power, break all the spokes and fellies from her wheel, and bowl the round nave down the hill of Heaven, as low as to the fiends.
Dışarı... dışarı seni talih denen fahişe... Ey tanrılar toplanın, gücünü elinden alın şunun... Sökün çivilerini, kırın çarkını tekerinin yuvarlayın dingilini cennetin bayırlarından cehennem zebanilerinin çukuruna kadar.
I'd worked 1 2 hours on the power systems and then the transporter went down.
12 saatimi güç sistemleri üzerinde çalışarak geçirdim... ve sonra da ışınlayıcı arızalandı.
Starboard power coupling is down.
Sancak güç bağlantısını kaybettik.
I predict big things for him down at the power plant.
Elektrik santralinde onun için büyük şeyler düşünüyorum.
See if you can get the power of that line shut down.
Enerji hattina ulasabilirsen kapat hemen.
Starboard power coupling is down.
Sancak tarafındaki güç bağlantısı koptu.
Hey, baby, put down nuclear power for ten G's.
Bebeğim. On bine nükleer güçleri bağladım.
I'm going to go down to the police station and make sure that they're doing everything in their power to find Kevin.
Ben karakola gidip Kevin'i aradıklarından emin olmak istiyorum.
All main systems down. Power levels dropping rapidly.
Tüm anasistemler çöktü, güç seviyeleri hızla düşüyor.
All main systems down. Power levels are dropping.
Tüm anasistemler çöktü, güç seviyeleri hızla düşüyor.
I know you're a little down about this birthday thing and I know I have no power to get you back up again.
Bu doğum günü işi yüzünden biraz keyifsiz olduğunu biliyorum seni yeniden canlandıracak gücüm olmadığını da biliyorum.
Power is going down.
Ana güç sistemleri kesiliyor.
Starboard power coupling is down.
Sancak kavrama gücü düştü.
- Power reserves down to 84 percent.
- Güç % 84'e düştü.
I don't have the power to shut down the bathhouses.
Hamamları kapatacak yetkiye sahip değilim.
Shut down all power.
Tüm gücü kes.
I'll shut down the power flow or the whole Promenade will go up.
Güç akımını kesiyorum yoksa tüm gezi güvertesi havaya uçacak.
The Power Rangers are down, Zordon! Flower power is too much for the Dragonzord!
Çiçek gücü Dragonzord için çok fazla.
Shut down main power systems.
Ana güç sistemlerini kapatın.
The power flow from reactor two has been shut down.
Şef O'brain, reaktör ikideki güç akışları durdu.
Power levels are down to 67 percent.
Güç göstergeleri % 67 ye düşüyor.
Notify the Enterprise to shut down the power transfer.
Atılgan'a enerji transferini hemen durdurmasını söyleyin.
ZACK : Solar power is down 25 %.
Güneş enerjisi % 25 düştü.
We're losing power. We're down to 50 %.
Hızla güç kaybediyoruz. % 50'ye düştü.
You pathetic Power Rangers are finally going down!
Siz acınası Power Rangerlar sonunda yenileceksiniz.
Daddy took me down to the river and told me about the power and the glory.
Babam beni nehir kıyısına götürmüştü ve güç ve zaferle alakalı bir şeyler anlatmıştı.
The overwhelming impression was of this extraordinary logistical power and hundreds of thousands of tons of material being down-landed 24 hours a day pouring inland through every lane, across every road, in that beachhead.
Genel izlenim, binlerce gemi ve yüz binlerce tonluk malzemeden oluşan... bu olağanüstü lojistik gücün... karaya çıkarılma işleminin... günde 24 saat devam ettiği yolundaydı. O kıyı mevziindeki tüm yollardan içerilere asker ve malzeme taşınıyordu.
It was an odd feeling that- - Of all this enormous power having laid down its arms and standing there before us feeling this formidable machine as though it were just like a whole mass of sheep in the field.
Bu çok garip bir duyguydu. Bu muazzam güç... silahlarını indirmiş, önümüzde duruyordu. Bu tüyler ürperten ordu... sanki tarladaki kocaman bir koyun sürüsü gibi duruyordu.
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down in one 23
down now 22
down to 41
down in front 26
downing street 23
down on the ground 130
down to business 31
down in one 23
down now 22
down to 41
down in front 26
downing street 23