English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Power up

Power up traducir turco

1,483 traducción paralela
I need somebody to power up these elevators immediately.
Hepsinin elektriğini hemen kessinler
We're ready to try power up.
Güç vermeye hazırız.
We're ready to try a power up.
Güç vermeye hazırız.
We're ready to initiate power up.
Güç verme başlangıcına hazırız.
I'm picking up a power surge from the carrier up ahead.
Tepedeki gemiden ciddi bir güç yayılımı algılıyorum.
Power it down. Pack it up. On to the next case.
Bir sonraki davaya kadar kapatıp, toparlanın.
Even though you've got her locked up, she still has power overyou.
Onu kilitlemen seni, etkilemeyeceği anlamına gelmez.
Only you have the awesome power to lift someone up into the heavens and create a new star.
Yeni bir yıldız yaratma gücü... sadece senin elinde.
Not dangerous because people had guns, but dangerous because of its ability to provide an example of the possibility of standing up to power.
İnsanların silahları olduğu için değil iktidara karşı koyma olanağına örnek teşkil etmesi açısından tehlikeliydi.
If I want to play into his little power trip, I gotta go pick it up.
Onun bu küçük oyununa katılırsam gidip öğrenebilirim.
Nephew, God ain't made a man that could stand up to the power that lays between a woman's thighs.
Yeğenim, Tanrı, bir kadının kalçalarına karşı gelebilecek bir erkek yaratmadı.
if you run the numbers with standard coal power plants... you don't end up with a better environmental performance, you end up with a longer tailpipe.
Eğer standart kömür santrallerinin sayısını artırırsanız..... daha iyi bir çevresel performans yerine,... daha uzun bir bacanız olur.
I've used up a little too much of the forest's power you see...
Ormanın kudretinden faydalandığım için böyleyim.
Istok has the ability to effect a localized environmental reset by returning an ecological system to its original state - the power to burn everything up and foster the original natural conditions.
Isudoko, Dünya'yı orjinal biçimine ve biyolojik devri, eski hâline dönüştürecek güce sahip ; her şeyi yok edip, yeniden baştan başlayarak.
Because the political power of those companies will be so massive, and they'll be willing to spend extraordinary amounts to protect their cartel position, that no government'll be strong enough to stand up to'em.
Çünkü o şirketlerin, politik güçleri çok büyük olacağından kartel pozisyonlarını korumak için, o kadar sıradışı boyutlarda çaba sarf edeceklerdir ki..... hiçbir hükümet, onlara karşı gelecek kadar güçlü olamayacaktır.
They could have blown up the power station, for all we know.
Elektrik santralini havaya uçurmuş olabilirler.
Determined to prevent North Korea from becoming a nuclear power... President Bill Clinton orders Defense Secretary William Perry... to draw up military OPLAN 5027... a U.S. Surgical strike on the nuclear reactor at Yongbyon.
Kuzey Kore'nin nükleer güç haline gelmesini engellemeye kararlı olan Bill Clinton, Savunma Bakanı William Perry'ye 5027 kodlu harekat planını devreye sokmasını emretti ;
I don't have the power to stand up to them.
Onlara karşı gelecek gücüm yok.
You don't have the power to stand up to anybody.
Kimseye karşı gelecek gücün yok.
We do not have the power to go up against the Charmed Ones and survive.
Büyülülerin karşısına çıkıp hayatta kalmak için yeteri kadar gücümüz yok.
We don't have the power to go up against them.
Onların karşısına çıkmak için gücümüz yok.
It'll loop round, power back up and be ready to take us home in 24 hours.
Döngü oluşturup, enerjiyle dolacak ve bizi 24 saat sonra, eve götürmeye hazır olacak.
- We've just got to power it up.
- Ona güç vermeliyiz.
Main power should be back up soon.
Ana güç yakında gelir.
Colonel Caldwell, I'm ready to attempt a partial power-up.
Albay Caldwell, kısmi güç arttırma için hazırım.
Because the moment the power came back up, she used a remote computer terminal to take control of the city.
Çünkü güç geri geldiği anda, Weir şehrin kontrolünü ele geçirmek için bir terminali kullandı.
Or Soto went rogue for the money, or he got caught up in his own power.
Ya da Soto para için firar etti veya gücüne kendini kaptırdı.
Chloe's harnessing it to place those kids in a holding pen made up of ionic power.
Onları iyonik enerjiden yapılmış bir tür kalem hücresine yerleştiriyor.
He would have her to come up in the midst of one of his meetings, and she used to say, " The man got power.
Jim bazen onu toplantıların ortasında çıkarırdı o da şöyle derdi " Adamın güçleri var.
Hear Antwon's cutting deals over in Lompoc shoring up the power structure.
Antwon Lompoc'ta anlaşmalar yapıyor yeni bir yapı oluşturuyormuş.
We're using up a lot of power to maintain speed.
Bu hızı sağlayabilmek için birçok güç reservimizi kullanıyoruz.
Fundamentalist Christianity is on the rise among the electorate of the world's only super power. Right up to and including the President ( Bush ).
Kökten Hrıstiyanlık dünyanın süper gücü olan bu ülkede... seçmenler arasında yükselişte, hatta başkan bile öyle.
That's right. I broke up with you, and technically, it's in my power to technically un-break us up.
Evet, ben ayrılmaya karar vermiştim, ve teknik olarak bunu sona erdirebilirim.
Except, uh, since you un-broke up with me, it sort of put the ball back in my court... and... now I break up with you, which means only I have the power to un-break us up.
Senin benimle tekrar bir araya gelmenin haricinde, bu topu tekrar benim sahama atmış oldu... ve... şimdi de, ben senden ayrılıyorum, bu da demek oluyorki, ikimizi yalnızca ben ayırabilirim.
Only he has the power to un-break us up.
Sadece o bizi yeniden bir araya getirebilir.
WHY DON'T YOU SACK UP AND FIGHT THE POWER, NANCY?
Asıl sen erkek olup egemen güce karşı savaşsana, ödlek.
You would try to force us to give up the Ancient device rather than have us wield its power.
Bizi, gücünü kullanmaktansa Eskiler aygıtından vazgeçmeye zorlayacaksınız.
So her partnering up with Ba'al is just her latest power play?
Yani, Ba'al ile ortak olması son güç oyunu mu sadece?
You said this device uses up a lot of power.
Bu cihazın çok fazla enerji kullandığını söylemiştin.
- Okay, fine, so like, a few seconds for it to build up power, but not nearly...
- Tamam, güç toplaması için birkaç saniye, ama...
Yeah, we set up a system using the power of several computers, to hopefully speed things up.
Bir kaç bilgisayarın gücünü kullanan bir sistem kurduk. - Umarım hızını artırmaya yarar.
Do you mind running up these power requirements? Done.
- Bu güç gereksinimleri çalıştırabilir misin?
Why not do it now? Because I've gotta keep Niam at nominal power levels, otherwise we risk him waking up.
Çünkü Niam'ı düşük güç seviyelerinde tutmalıyım, yoksa onu uyandırma riskini alırım.
Look, if I give him any more power, he'll wake up and kill us all!
- Ona biraz daha güç verirsem, uyanıp hepimizi öldürür!
Look, Ari, simply put, we're here to assure you that the eight of us who represent the power in this town, are lined up to say that if you go near one of our clients or one of our agents or even one of our highly prized mailroom boys, we will all come down on you with the wrath of 10,000 suns.
Bak, Ari, kısacası burada, bu şehirde gücü temsil eden sekizimizin toplanma nedeni eğer müşterilerimizden veya temsilcilerimizden, hatta değerli posta odası çalışanlarımızdan birine bile yaklaşırsan 10 bin güneş gazabıyla üzerine çökeceğimizden emin olmanı söylemekti.
My friend ryan at the center. He came up to me one day about six weeks ago, said he couldn't pay his power bill.
Merkezdeki dostum Ryan altı hafta kadar önce bir gün geldi ve dedi ki elektrik faturasını ödeyemiyormuş.
Then the Genii dial up the power, send out a massive pulse which is messing with people's minds, inciting violence pulling up traumatic images and...
Ama Genii gücü açıp devasa bir titreşim yolladığında ki bu da insanların zihinlerini karıştırıyor... şiddete teşvik, travmatik görüntüler çıkartıyor.
I just turned down the power so you'd get banged up a bit.
Sadece gücü azalttım, bu yüzden birazcık çarpılacaktın.
Pull up the footage from my bedroom from around the time of the power surge.
Ve b ) güç kesintisi olduğu zamanda yatak odamı göster.
There was a power surge at my house that screwed up the computers.
Güç kesintisi olduğunda evimdeki bilgisayarların çivisi çıktı.
Oh, and we're going to have to cross up some electrical lines during the installation process, so you might lose power for a few hours.
Evet, çok acıyor. Yaşasın! Geri döndün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]