Press two traducir turco
189 traducción paralela
For perky American cheerleaders, press two now.
Cilveli Amerikan ponpon kızları için şimdi ikiye basın.
For Spanish, press two.
İspanyolca için 2'yi.
If you've given Malibu Stacy a haircut... and need to order a replacement head, press two.
Malibu Stacy'yi tıraş ettiyseniz ve yeni bir kafaya ihtiyacınız varsa, 2'ye basın.
To choose from a list of felonies, press two.
Suçu listeden seçmek için ikiyi tuşlayınız.
Press two, honey.
İkiye bas tatlım.
I press two hours and enter at the same time?
Zaman tuşu ile girişe aynı anda mı basacağım?
For recipes, please press one. For product placement, press two.
Lütfen, yemek tarifleri için bire, ürün konumlandırması için ikiye basınız.
Press two if you know your party's extension.
Dahili numarayı biliyorsanız, 2'ye basın.
To choose from a list of current, overpriced blood-splattered blockbusters, press two.
Kan dökülen filmler listesinden bir tane seçmek istiyorsanız.. .. 2'yi tuşlayınız.
To donate to a phoney charity, press two.
Sahte derneğe bağışta bulunacaksanız 2'ye basın. "
To repeat the message in French, press two.
Mesajı Fransızca dinlemek istiyorsanız ikiye...
To delete messages, press two.
Mesajları silmek için ikiye basın.
To listen to your message press two.
Tekrar dinlemek için ikiye basın.
For Punjabi poontang, press two- - SHARRONA : / s Rammy there?
- Pencaplılar için İkiye basın. - Rammy orada mı? Ben Sharonna.
To repeat the message, press one. To delete, press two.
Mesajı tekrar etmek için 1'e, silmek için 2'ye basınız.
To deny, press two or hang up now.
Reddetmek için 2'ye basın ya da şimdi telefonu kapatın.
I heard the press come down two times.
Presin iki kere indiğini duydum.
Wherever they are surely the most sensible thing is for the two of us to press on.
Şimdi her neredeyseler bizim için iyi düşünmediklerinden emin olabilirsin.
Can two minds press close like this?
İki zihin bu kadar yakın olabilir mi?
TONIGHT ON FACE THE PRESS, WE'RE GOING TO EXAMINE TWO DIFFERENT VIEWS OF CONTEMPORARY THINGS.
Bu akşam Basınla Yüzleş'te güncel olaylara iki farklı bakış açısını inceleyeceğiz.
The press is putting two and two together.
Basın iki ile ikiyi topluyor.
One, two, three. Press this.
1-2-3, 1-2-3, 1-2-3...
Press agent : 1,500. Musicians : about two.
Basın sözcüsü 1.500, müzisyenler iki.
At a press conference, Inspector Mankiewicz denied that two murders in L.A. Were the work of a vigilante.
Dedektif Mankiewicz, bir basın açıklamasında Los Angeles'ta.
You two could be in deep trouble, but I will not press charges.
Başın büyük bir dertte olabilir ama senden şikayetçi olmam.
Attach the microphone to the receiver and to record press these two buttons.
Önce mikrofonu alıcıya takıyoruz. Kayıt için de şu iki düğmeye aynı anda bas.
As soon as we get there, we'll pay those two savages, present them at a press conference, and explain everything.
Rio'ya döner dönmez o iki... vahşi,... medeniyetsiz mahluka ücretlerini vereceğiz. bir basın toplantısı düzenleyip her şeyi açıklayacağız.
These two must be caught or killed before they run to some busybody from the press.
Basından bazı işgüzar kişilere gitmeden önce bu ikisi yakalanmalı ya da öldürülmeli.
Could you send up two pages of Bodini Bold press?
İki sayfa koyu bodini baskı gönderir misiniz?
With a new press card and two grand I can get some good stuff.
Yeni bir basın kartı ve 2000 dolarla kaliteli bir şeyler çıkarabilirim.
I turn the key clockwise press the button then I have two hours before detonation.
Anahtarı saat yönünde çevireceğim, düğmeye basacağım, patlama gerçekleşmeden önce iki saatim olacak.
Now take it to the side, Press out, lt's oe, two, three, Now pushig the wall, keep them apart,
Şimdi yanlara doğru basalım. bir, iki, üç.. Ayakları yerden uzak tutun.
Frank the press agent says in two weeks you'll be dead and buried by the Big Three.
Basın sözcüsü Frank iki hafta içinde... senin Üç Büyük tarafından yok edileceğini söylüyor.
It only takes one or two people that think they have integrity as journalists to give you some good press.
Geçmişin açığa vurulması, bugüne rehberlik etmesi ve geleceğe ip ucu olması.
Erm... are there one or two publications that I, as an average person, a biologist, can read to bypass this filter of our press? Now, if you ask, "What media can I turn to to get the right answers?" First of all, I wouldn't tell you that, because I don't think there's an answer.
Muhabirde bulunan doğruluk, hız, adil bir yaklaşım, dürüstlük ve bütünlük gibi özelliklerle doğruya ulaşma çabası sürdürülür.
Two hundred to 300, 000 press 12.
321 bin kilometreyle 483 bin kilometre arasındaysa 12'yi tuşlayın.
Press "two" for the entertainment division.
Eğlence bölümü için "iki" yi tuşlayın.
Let me see, at current market rates two thousand tons of Kohlanese barley would cost me 1 89 bars of gold press latinum... but it's worth it.
Bir bakayım, 2.000 ton Kohlanese arpası,... piyasa bedeliyle bana 189 altın baskılı Latinyum'a mal olur ama buna değer.
When our press release says a C-141 went down in Utah, they'll put two and two together.
Basın açıklamamız bir C-141'in Utah'da düştüğünü yönünde olursa, bu iki hadise birbirini çok iyi tamamlar.
During the flight, two members of your crew... will be allowed outside the press area for filming.
Uçuş esnasında, ekibinizden iki kişiye..... çekim yapmaları için basın alanının dışına çıkmalarına izin verilecek.
Press one to hear this person's description of themselves... and two to leave a personal message of your own.
Aradığınız kişinin kişisel bilgilerini dinlemek istiyorsanız 1'e... mesaj bırakmak istiyorsanız 2'ye basın.
The first two Articles get all the press, you know- - freedom of speech, freedom of religion, the gun thing, but Article V, baby, that's the one you've got to cling to when they slap on them cuffs.
İlk iki madde tüm ilgiyi çeker, bilirsiniz... konuşma özgürlüğü, din özgürlüğü, silah mevzusu, ama 5. Madde bebeğim, sana kelepçe taktıklarında anımsaman gereken budur.
When you two are together, the press forgets there's no film.
Siz birlikte olduğunuz sürece, basın bunu unutuyor.
- For Bentley, press two,
- Bentley için 2'ye.
Press the button to open the valve between the two containers.
Düğmeye basınca iki tüpün arasındaki vana açılacak.
Sir, they wanna start the press conference in two minutes.
Efendim, basın toplantısını iki dakika sonra başlatacaklar.
My press man thinks if I make him number two at State I'll all of a sudden give a shit what he thinks about Vietnam.
MYRON İŞİ İSTİYOR
Just press any two buttons, Jack.
- İki düğmeye bas Jack.
Press... this, this, that, and those two together.
Şuna bas, sonra şuna, ona ve sonra şu ikisine birlikte.
You may have noticed that recently there have been one or two remarks in the press.
Farkettşiğiniz gibi son zamanlarda basında tavırlarımla ilgili.
Usually you only have to press these two buttons : start, stop.
Genelde sadece iki düğmeye basmanız gerekir : Başlat ve Dur.
two hours later 53
two and a half men 29
two hours 343
two hours ago 92
two weeks later 82
two weeks ago 326
two months later 53
two years later 88
two years ago 477
two months ago 182
two and a half men 29
two hours 343
two hours ago 92
two weeks later 82
two weeks ago 326
two months later 53
two years later 88
two years ago 477
two months ago 182
two hearts 28
two beers 79
two more 130
two days ago 368
two o'clock 76
two arms 16
two seconds 191
two hands 45
two thousand dollars 17
two years 509
two beers 79
two more 130
two days ago 368
two o'clock 76
two arms 16
two seconds 191
two hands 45
two thousand dollars 17
two years 509
two and a half 63
two people 83
two minutes 637
two thousand 72
two weeks 445
two men 105
two brothers 30
two sugars 100
two words 186
two things 153
two people 83
two minutes 637
two thousand 72
two weeks 445
two men 105
two brothers 30
two sugars 100
two words 186
two things 153