Two hours later traducir turco
220 traducción paralela
Thirty-two hours later, a special courier... coming by transatlantic clipper... brought Dietrich's credentials to F.B.I. headquarters in Washington.
32 saat sonra, özel bir kurye uçakla okyanusu aşarak Washington'daki FBI merkezine Dietrich'in bilgilerini getirdi.
Two hours later, we're on the train for New York.
İki saat sonra New York'a giden bir trendeydik.
But two hours later, you get a bellyache.
Fakat iki saat sonra midene ağrı girer.
He was shouting, trying to get the controls from Jesse... when I got up there two hours later.
İki saat sonra vardığımda, bağırıyor, kontrolleri... ... Jesse'ten almaya çalışıyordu.
... on the steering wheel of a car stolen last night in Picadilly... And abandoned two hours later near Croydon.
... dün gece Picadilly'de çalınan ve iki saat sonra Croydon yakınlarında terk edilen aracın direksiyonu üzerinde.
Two hours later, it is already 30 below zero.
2 saat sonra, çoktan eksi 30 oluyor.
and the other, two hours later, in southern Paris.
İkincisiyle iki saat sonra güney paris de
You creep out and creep back two hours later!
Dışarı sıvışıp, iki saat sonra gizlice dönüyorsun!
Two hours later they brought Vassilis in.
İki saat sonra, Vassili'nin bedenini getirdiler.
Two hours later, the Germans marched into France.
Iki saat sonra Almanlar Fransa'ya girdi.
If Wayne inspects from 7 : 00 to 8 : 00, what was he doing up there two hours later?
Wayne 7 : 00'den 8 : 00'e kadar çalıştıysa iki saat sonra orada ne işi var?
When she returned two hours later, she was a changed woman.
İki saat sonra döndüğünde başka bir kadın olmuştu.
- Two hours later, scientist explains the map of Vincha and our tenant listens and memorizes he was taught in terrorist-spy camps to memorize everything...
2 saat sonra, bilim adamı Vincha'nın krokisini gösteriyor. Bizim kiracı bakıp, ezberine alıyor. Casus yetiştiren terörist kamplarda ona her şeyi ezberlemesi öğretilmiş.
Two hours later he looked in at my door.
İki saat sonra kapıdan odama baktı.
Two hours later.
İki saat sonradan.
Two hours later, I asked him to marry me.
Tanıştıktan iki saat sonra, benimle evlenmesini istedim.
One or two hours later. Go up and I bring you something to eat.
Bir, iki saat sonra.
Two hours later, he said it was poison.
İki saat sonra zehir olduğunu söyledi.
Two hours later, he checks into Smither's clinic.
İki saat sonra, Smither's kliniğine yatmış.
Why would the exocomp burn out its own interface circuitry and repair it two hours later?
Dış ünite neden kendi arabirim devresini yakıp iki saat sonra da tamir etsin?
However, two hours later, when no longer in danger, it repaired itself.
Ancak iki saat sonra, tehlike kalktığında kendi kendini tamir etti.
Jensen was found two hours later in some queer club.
İki saat sonra Jensen da bir eşcinseller sinemasında bulundu.
Colonel Henderson's written testimony states that Fenig's body was found two hours later in a cargo container.
Albay Henderson, Fenig'in cesedinin iki saat sonra bir kargo konteynırında bulunduğunu belirtmiş.
And then I'd go out to buy some groceries two hours later... and I'd see him with another woman.
İki saat sonra manava gitmek için dışarı çıkardım ve onu başka bir kadınla görürdüm.
He died two hours later.
İki saat sonra da öldü.
Two hours later, the second shot struck there.
ikinci atışı buraya vurdu.
Every night, I'd tuck in my son Ahjess and two hours later, he'd crawl into bed with me.
Her gece Oğlum Ahjess'i tıka basa yedirirdim ve iki saat sonra yatakta yanıma büzülürdü.
And it was just two hours later, on that same Friday night... when the defendant, Clyde Dunner... entered the home of George and Carol Beeman... a.44 caliber pistol in his hand.
O cuma gecesi, iki saat sonra sanık Clyde Dunner George ve Carol Beeman'ın evine elinde bir 44 kalibre silahla girdi.
And this is how the airplane looked two hours later.
Ve bu, uçağın iki saat sonra geldiği hal.
I signed up, two hours later I was in San Antonio, Texas.
Ben de imzaladım. İki saat sonra San Antonio, Texas'taydım.
So two hours later, you noticed your wives hadn't returned?
Yani ancak iki saat sonra karılarınızın dönmediğini fark ettiniz?
Two hours later, we were bored.
İki saat sonra çok sıkılmıştık.
I found the body about two hours later.
Ben yaklaşık iki saat sonra cesedi buldum.
Two hours later she was dead.
İki saat sonra o ölmüştü.
And the party in question emerged two hours later.
Ve, şüpheli şahıs iki saat sonra görülmüş.
Two hours later, he was apparently murdered at American University.
İki saat sonra, Amerikan Üniversitesi'nde öldürülmüş.
Two hours later.
İki saat sonra.
Which is exactly what Samantha did two hours later.
Ve Samantha da iki saat sonra sayı kazandı!
You fly to New York two hours later.
Sen de 2 saat sonra New York'a uçacaksın.
Two hours later, at 4 : 15 I discovered the murdered body of Amy's dead, deceased corpse.
İki saat sonra, 4 : 15'te Amy'nin öldürülmüş vücudunu buldum, ölmüş cesedini.
Two hours later, I had filed every article I'd ever written, but I couldn't file away what had happened with Big.
İki saat sonra yazdığım her makaleyi dosyalamıştım ama Büyük'le ilgili ne yapacağımı hala bilmiyordum.
Two hours later, it was time for the opening-day party.
İki saat sonra, açılış günü partisi başlıyordu.
We responded to a distress call at 0900 hours, arrived at the colony two hours later.
Acil durum sinyaline saat 09.00'da karşılık verdik ve 2 saat içinde koloniye ulaştık.
Only a few hours later he was overcome by an apoplexy, followed by a high fever, in which, despite all possible efforts by two most skilled doctors, one evening he expired, mildly and blessedly.
Fakat sadece birkaç saat sonra yüksek ateşin ardından gelen bir felce mağlup oldu ve iki çok başarılı doktorun bütün çabalarına rağmen bir akşam acısız ve huzur içinde son nefesini verdi.
Two or three hours later they took me down unharmed.
İki yada üç saat sonra, beni sağ salim aşağıya indirdiler.
Later, two hours. Come on.
Sonra iki saat.
Less than three hours later, Detective Crockett was observed... by myself and two Miami Metro officers... receiving $ 8,000 from a known racketeer.
Üç saatten az bir süre önce, Dedektif Crockett... şahsım, ve iki Miami polis memuru tarafından gözlenirken... tanınmış bir yeraltı şahsiyetinden 8.000 dolar aldığı saptandı.
Five hours and two packs of gum later... I decided I couldn't take the test... till I knew exactly how I felt about the results, either way.
Beş saat ve iki paket sakızdan sonra sonucu öğrendiğimde ne hissedeceğimden emin olmadan test yapmamaya karar verdim.
Two hours and four chardonnays later, I was sleeping with the enemy.
İki saat ve dört şişe şaraptan sonra düşmanla uyuyordum.
All I know is that in November of 1 999 four hyperverbal teenagers wandered into the woods on Witch Island to film some ridiculous documentary for history class, and eight hours later two of them started making out.
Tek bildiğim 1999 kasımında dört genç, Cadı adasındaki ormanda, tarih dersi için bir belgesel çekmek amacıyla gezindi ve sekiz saat sonra aralarından ikisi öpüşmeye başladı.
24 hours, three degrees of fever and two pages of her black book later, Samantha was no closer to closing her deal.
24 saat, üç derece yükselen ateş ve kara kitabın iki sayfasından sonra, Samantha istediğine yaklaşamamıştı bile.
two hours 343
two hours ago 92
two hours and 20
hours later 138
later 2839
laters 69
later today 33
later tonight 25
later that day 29
later that night 53
two hours ago 92
two hours and 20
hours later 138
later 2839
laters 69
later today 33
later tonight 25
later that day 29
later that night 53