Promise me one thing traducir turco
286 traducción paralela
Only, promise me one thing.
Bana sadece bir konuda söz ver.
Promise me one thing.
Bana bir şey için söz ver.
Just promise me one thing, Bowie.
Bana tek bir söz ver Bowie.
The promise me one thing?
Bana bir şey için söz ver?
Promise me one thing, you have to shoot Gruffman.
Bana Gruffman'ı öldüreceğinize dair söz verin.
You promise me one thing.
Bana bu konuda söz vermelisiniz.
Sea Wife, promise me one thing.
Deniz Meleği, bana bir söz ver.
- Andre, promise me one thing.
- Andre, bana söz vermelisin.
But I want you to promise me one thing :
Senden bana söz vermeni istiyorum :
Promise me one thing- - that you'll contact me if things get out of hand.
Bana bir konuda söz verin Bayan Ward işler kontrolden çıkarsa bana haber vereceksiniz.
But promise me one thing. You will kill Largo for me whatever happens.
Largo'yu benim için öldüreceğine söz ver, her ne olursa.
Promise me one thing. Don't tell her about the rent.
Kira hakkında konuşma.
I am willing to stop killing but you must promise me one thing
Ben de bunu bırakmayı çok istiyorum! Ama öncelikle bana bir söz vermelisin!
If you'll promise me one thing :
Önce bana bir söz verin...
- Promise me one thing.
- Bana söz ver.
Promise me one thing?
Bana bir söz verir misin?
You just promise me one thing.
Bana bir söz vermeni istiyorum.
But you have to promise me one thing.
Fakat bana bir şey için söz vermelisin.
- But promise me one thing.
- Ama bir şey için söz ver.
Promise me one thing, sister.
Bana bir şey için söz ver kardeşim.
Hastings, my friend, promise me one thing.
Hastings, arkadaşım, bana söz ver.
Promise me one thing :
Bana birşeye sözver :
You promise me one thing, when she's safe this thing goes back!
Bana bir konuda söz vereceksin. Onu kurtardıktan sonra bu şey geri gidecek.
Just promise me one thing.
Bir şey için bana söz ver.
Promise me one thing all right? That your just not going to have...
Bana tek bir söz ver.
Hm-hm-hm. Flaxen, promise me one thing.
Flaxen, bir şey hakkında bana söz ver :
- King Midas, promise me one thing.
- Kral Midas, bana bir konuda söz ver.
But just promise me one thing.
Ama bir şey hakkında bana söz ver.
Promise me one thing.
Bana bir konuda söz v er.
Elim... promise me one thing.
Kaç. Canlı. Dur tahmin edeyim...
- Promise me one thing?
- Bana bir şey için söz ver?
Promise me one thing.
bir şey için söz ver.
YEAH, TELL ME SOMETHING I DON'T KNOW. ALL RIGHT. PROMISE ME ONE THING, THOUGH.
Tamam ama babana bir söz vericeksin.
- Promise me one thing, O'Reilly. - Name it.
- Bana bir konuda söz ver, O'Reilly.
Promise me one thing
Küçük Pigtails'in ailesi yok. Onun yegane ailesi benim.
If something happens to me, promise me one thing
Eğer bana bir şey olursa, bir şey için söz vermeni istiyorum.
Whatever happens, though, promise me one thing - don't wake me up.
Ne olursa olsun, bana söz ver - beni kaldırmayacaksın.
Just promise me one thing.
Birşeye söz ver.
- Promise me one thing.
- Bana bir şey için söz ver.
Promise me one thing. Don't call her for a while.
Bana söz ver, onu sen aramayacaksın.
Promise me one thing... that you'll follow your heart... wherever it takes you.
Bana bir konuda söz vermeni istiyorum... Daima kalbini takip edeceğine... Seni nereye götürürse gideceğine..
Now, there's one thing I want you to promise me.
Sizden bir konuda bana söz vermenizi istiyorum.
Only promise me one thing.
Bana söz ver...
Then promise me something, just one thing :
O halde bana birşeyin sözünü ver, sadece tek birşey :
Promise me one more thing.
Bana bir şey için daha söz ver.
But promise me one thing.
- Elbette ciddiyim. Söz ver bana.
There's one thing, Isabelle, you must promise me.
Bir konuda bana söz vermelisin İsabel.
Just promise me one thing :
Ama bana bir konuda söz vermelisin.
You might be able to stop me but I promise you one thing :
Beni durdurmak isteyebilirsin ama sana bir şey için söz veriyorum :
Promise me one thing :
Bana bir söz ver.
The thing is... protecting your strength from the outside world is one thing... please don't pretend with me and I promise I won't pretend with you.
Başka insanlara güçlüymüşüz gibi göstermek... Tamam ama... Lütfen bana rol yapma.