English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Protect him

Protect him traducir turco

2,132 traducción paralela
Of course, I'm going to protect him.
Tabii ki koruyacağım.
If he cried for me... and I wasn't there to protect him...
Ağlayıp, bana seslense onu korumak için orada olamayacağım.
This isn't gonna work. You're trying to protect him instead of trying to save him. We have to stop.
Durdurmalıyız.
I couldn't protect him anymore.
Onu artık koruyamıyordum.
If he thinks Raven's got a hit on him, he's going to need somebody to protect him, and that somebody's gonna be me.
Eğer Kuzgun'un onu öldüreceğini düşünürse,..... kendisini koruyacak birine ihtiyacı olacak demektir, ve o kişi ben olacağım.
I think I was actually trying to protect him.
Sanırım onu korumaya çalışıyordum.
I know you want to protect him, but it'll go a lot easier for everyone involved if you can tell me where he is.
Eşinizi korumak istediğinizi biliyorum, ama eğer onun yerini söylerseniz işler daha da kolaylaşacak.
I couldn't protect him. I tried, but I couldn't.
Denedim ama yapamadım.
I didn't say anything because... I was trying to protect him.
Bir şey söylemedim çünkü onu korumaya çalışıyordum.
The same way we'd protect him when we were kids.
Çocukken onun beni koruduğu şekilde.
Look, Infeld's trying to protect him.
Infeld onu korumaya çalışıyordu.
But this time, Odin's favorite son was not there to protect him while he slumbered.
Ama bu sefer, Odin'in en sevdiği oğlu o uyuklarken yanında değil.
He can watch his son grow up, protect him.
Artık oğlunu büyürken izleyebilir, onu koruyabilir.
I hate not knowing if he's gonna be OK, not being able to protect him.
Ne olduğunu bilmemek iyi olacaksa onu koruyamamak hiç hoşuma gitmiyor.
And I think she was trying to protect him, which is what a good sister does.
Ama onu korumak istedi. Her kardeş gibi.
How do we know you're not lying to protect him?
Sizin onu korumak için yalan söylemediğiniz ne malum?
- I was told to protect him.
- Onu koruyacağımı söyledim. - Bunu yapmanı kim söyledi?
Why do you protect him so fiercely?
Neden Sam'i korumak için bu kadar ileri gidiyorsun?
Can you protect him?
Onu koruyabilir misin?
She knew and she... was trying to protect him.
Gerçeği biliyor ve onu koruyormuş.
If it hadn't been for you who tried to protect him.
Onu korumaya çalışan sen olmasaydın...
It'll protect him.
Adam'ı kötülüklerden korur.
I'm torn between wanting to protect him and just... just wanting to escape.
Bu ikisi arasında kaldım. Onu korumakla kaçma isteği.
The suit should protect him from the flames and the worst of the heat.
Kıyafeti onu alevlerden ve daha da kötü olan ısıdan korumalıdır.
I want to protect him.
Onu korumak istiyorum.
I will protect him with my life.
Onu canım pahasına koruyacağım.
I felt like I had to protect him.
Onu koruma zorunluluğu hissettim sadece.
We're just trying to protect him.
Biz sadece onu korumaya çalışıyoruz.
I gave Dan my word that I would protect him.
Dan'e onu koruyacağıma dair söz verdim.
It's not like I'm trying to protect him or anything. Oh.
Onu korumaya filan da çalışmıyorum.
It is my destiny to protect him. You taught me that.
Arthur'u korumak benim kaderim, bunu bana sen söyledin.
I just know that I need to protect him no matter who gets in my way.
Tek bildiğim yoluma kim çıkarsa çıksın onu korumam gerektiği.
I don't know who you are or what you want, but there are people in this town who love him and will protect him.
Kim olduğunu veya ne istediğini bilmiyorum ama bu kasabada onu seven ve onu koruyacak insanlar var.
To protect him.
Onu korumak için.
Nobody could protect him from Little T. We're gonna get him, okay?
Kimse onu Küçük T'den koruyamadı.
Well, there's a part of me that wants to protect him from everything that could hurt him, but I know I can't.
Bir yanım onu zararlı olan her şeyden korumak istiyor ama yapamayacağımı biliyorum.
I am here to protect him.
Ben onu korumak için buradayım.
Protect him.
Koru onu.
Just tell us where Asad El-Libi is, so we can protect him.
Ama bize Asad El-Libi'nin nerede olduğunu söyle ki onu koruyalım.
God will protect his Vicar on Earth, Cesare, and those dearest to him.
Tanrı yeryüzündeki temsilcisini ve ona yakın olanları... -... koruyacaktır Cesare.
You know, Brady is probably dirty, but I just had to let him walk to protect your cover, okay?
Brady muhtemelen suçlu ama örtünü korumak için göndermek zorunda kaldım.
The same technology designed to protect you and I is protecting him.
Seni ve beni korumak için yapılmış teknoloji onu da koruyor.
If you want to keep this baby, you will let him protect you.
Bu bebeği istiyorsan, seni korumasına izin vereceksin.
I thought she killed him for me, to protect me.
Benim için öldürdüğünü zannettim. Beni korumak için.
Protect your buddy.Let him spend your cut while you die alone in jail.
Ortağını korumaya devam et, hapiste tek başına çürürken o da senin payını harcar.
Senator, I needed to protect this child because I knew Doyle would find him eventually.
O çocuğu korumalıydım Senatör, çünkü Doyle'un onu er geç bulacağını biliyordum.
Some guy who can't even protect the little things before him at present is not fit to talk about the future!
Gözünün önündeki ufacık varlığını bile koruyamayan biri gelecekten falan bahsedemez!
If anything happens to him, I doubt I can protect your men.
Olur da Prens'in başına bir iş gelirse hesabını sen ve adamlarından sorarım.
A bad cop tried to rape your girlfriend and you fought him to protect her.
Kötü bir polis kız arkadaşına tecavüz etmeye çalıştı ve sen de onu korumak için polisle dövüştün.
But we need to keep him sedated until we find a more permanent way to protect ourselves from his power.
Ama kendimizi gücünden korumak için başka bir yol bulana kadar onu baygın tutmalıyız.
She fought to protect you... and she left him, which - - that takes strength.
Seni korumak için dövüştü ve onu terk etti. Bu güç ister.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]