English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Pull her up

Pull her up traducir turco

257 traducción paralela
- Joe, pull her up!
- Joe, yüksel!
Pull her up!
Çekin!
Pull her up.
Uçağı durdurun.
Stand by to pull her up with the winch.
Onu vinçle çekmek için hazır olun.
Pull her up.
Kaldır şunu.
Pull her up.
Kaldır şu uçağı.
Pull her up!
Yukarı çekin.
I've got you. Paul, pull her up.
Paul, çek onu yukarıya!
Pull her up!
Yukarı çekin!
- Help me pull her up.
- Onu kaldırmama yardım et.
Pull her up.
- Onu yukarı çekin.
Alright. Pull her up, but take it easy, cowboy.
Haydi şunu kaldır bakalım ama yavaşça, kovboy.
Alright, pull her up.
Tamamdır, havalan.
Ok man, pull her up!
Pekala, havalan bakalım!
Pull her up.
Yükselelim.
Pull her up at once!
- Çabuk kızı yukarı çekin.
Pull her up.
Takviye.
Pull her up hard!
Daha çok güç.
Pull her up.
Dışarı çekin.
But in the chaos all anybody saw was Gabrielle pull her up.
Ama kaosta, diğer herkes onu Gabrielle'in durduğunu gördü.
OK, we're going to pull her up.
OK, Çıkarıp dışarı alıyoruz.
Around 1.00, the proprietor, Mr. Grimp, will pull up... with his two accountants, as he does every Friday.
Her cuma olduğu gibi mekânın sahibi Bay Grimp, saat 1 civarında iki muhasebecisiyle birlikte gelecek.
If you want to help her, pull it up!
Ona yardım etmek istiyorsanız, beni yukarı çekin.
Get up to my office and pull the plans for this bulkhead.
- Her şey ana panelden idare ediliyor. Bu bölmenin plânlarını getir.
He saw her pull up the shade and open the window.
Perdeyi kaldırıp pencereyi açmış.
Each time you pull out that gun, my paperwork backs up for three months.
Şu silahı her ateşlediğinde | yazışmalarım üç ay geriye gidiyor.
"Sometimes I want to put this little gun up to her head, and very gently pull the trigger."
Bazen, silahımı kafasına dayamak ve yavaşça tetiği çekmek istiyorum.
You just pull up and let her take you.
Kendini çek, bırak o seni götürsün.
Pull up next to her, please... Look what you did!
Arabayı onun yanına çek, lütfen...
What say I pull the car around back... we load it up...
Sonra evlendik, böylece bizim için her şey sona erdi. Ama Buck - o daha ömrünün baharında.
Over and over again, the gravitational pull of the little neutron star sucks up the star material from the red giant, and it builds up on the surface until it explodes, every 196 years.
Tekrar tekrar, küçük nötron yıldızındaki çekim gücü... kızıl devdeki yıldız kütlesini emiyor, ve her 196 yılda bir patlayıncaya kadar yüzeyinde biriktiriyor.
- Cheer up. We'll all pull through.
Her şey sona erecek.
The action of dragging her would naturally pull up the nightgown.
Onu sürükleyerek götürürken, kadının geceliği kendiliğinden yukarı çekildi.
Before, you had to hold a door for a woman... pull her chair out, pick up the check.
Önceden kadına kapıyı tutar sandalyesini çeker hesabı öderdin.
"Well, it says here it destroys everything but the fillings in their teeth. Helps us pay for the war effort." "Well, shit, pull that one up"
- "Burada,'Diş dolguları dışında her şeyi yok eder savaştaki çabalarınızın karşılığını verir.'diyor." - "Güzel, kap şundan bir tane!"
Jerry, unless I pull down on this statuette and a hidden wall opens up we have checked every square inch of this apartment.
- Jerry, şu heykelciği aşağı indirip, gizli bir duvar açılmadıkça bu evin her yerini inceledik diyebilirim.
Gotta pull my average up.
Her türlü işi yokluyorum.
It don't take much strength to pull a trigger, but try and get up every morning and work for a living!
Tetik çekmek için çok fazla güç gerekmez. Ama her gün sabah kalkmak hayatını kazanmak için çalışmak zordur.
We pull up sticks, we settle in right afterwards.
Adamı hallederiz, sonra bir yere yerleşir ve her şeyi...
The next time you're in that situation, you slide her off that table... and you pull up her skirt.
Bir dahaki sefere, böyle bir durumla karşılaştığın anda eteğini kaldırıp onunla o masanın üstünde sevişmelisin.
Pull up right alongside her, okay?
Tam yanına yanaş, tamam mı?
For the rest of you, in the Trial Division or on the Executive Staff, if a cop or a detective needs a search warrant at 3 A.M.. you're to type it up... go to the judge's house, pull him off his wife or whoever else he's on top of... and get it signed.
Geri kalanlarınızsa, Mahkeme Bölümü'nden ya da idari işlerde olanlarınız ise gecenin üçünde bir polis ya da dedektifin arama iznine ihtiyacı olursa kalkıp izni yazacak ve bir yargıcın evine gidecek adamı karısının ya da her kimin üzerindeyse oradan çekip belgeyi imzalatacaksınız.
- Now it's up to her to pull through.
Toparlanmasını bekleyeceğiz artık.
Yo, Groves, go get Dr. Nathan. Tell her Said finally woke up. You're gonna pull something out.
Hey Groves gidip Dr. Nathan'ı getir, ve Said'in sonunda uyandığını söyle.
If you were to find out she were being betrayed there would be some pull on you to tell her whether you'd end up doing it or not, right?
İhanete uğradığını öğrenseydiniz ona söylemeye doğru bir meyliniz olurdu sonuçta söyleseniz de söylemeseniz de değil mi?
What's this Knute Rockne "pull yourself up by the bootstraps" bullshit?
Nedir bu "Her koyun kendi bacağından asılır" saçmalığı?
If he gets near her, pull up.
Eğer yanına yaklaşırsa onu yukarı çek!
It's as if they're all tied up in this neat little package just waiting for someone to come along and pull the cord that sets everything free.
Sanki düzgün küçük bir paketin içine bağlanmışlar... Birilerinin gelip her şeyi serbest bırakacak o ipi çekmesini bekliyorlar.
She ´ d just lift up her skirt and pull her panties down for us?
Bizim için eteklerini havaya kaldırıp külotunu aşağı indireceğini mi?
I, I always, I always, um, forget to pull up when I'm finished.
Ben, ben her zaman, um, bitirdiğimde kafamı çekmeyi unuturum.
You know, it's amazing how you always manage to pull the car right up to the garage... but not actually into it.
Arabayı her zaman garajın içine değil de tam böyle koyman ne kadar ilginç.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]