English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Put those down

Put those down traducir turco

232 traducción paralela
- You put those down!
- İndir şunları aşağı?
Just put those down anywhere.
Onları nereye isterseniz koyabilirsiniz.
Put those down.
" Bırak onu!
Put those down!
Onları yerine koy!
Put those down, Percy.
At şunu yere, Percy.
Put those down.
Onları bırak.
Put those down.
Onları aşağı indir.
I wonder if you would put those down neatly over here, by the light.
Onları ışığa, daha yakına getirebilir misin merak ediyorum?
Put those guns down on the bank and get going.
Silahları nehir kenarına bırakıp işe koyulun.
Now, you old scarecrow, put down your stick... take off those rags, and get up on the throne.
Evet, hırpani kılıklı. Sopanı bırak üstündeki çaputları çıkar ve tahta çık.
Put those kegs down.
Jim Smith.
Put down those muskets.
Tüfekleri eğin.
Put down those shades.
Jaluzileri indir.
Put those scissors down.
O makası yere bırak.
Now put those guns away, and let's get down to business.
Şimdi şu silahları masaya koy, ve işe geri dönelim.
Put down one of those sake jugs and free up a hand.
Şu sake sürahilerinden birini bırak da bir elini boşalt.
Golly, just think you can put those words down on paper like that and all I can do is hem brassieres.
Kelimeleri kâğıda döküşünü düşünüyorum da benim tek yapabildiğim şey sutyen.
Fernando, put down those stones!
Taşlamayı kesin.
- Put those records down or I'll rape you. - You're mad!
- Kayıtları bırak yoksa ırzına geçerim.
And you people, put those down there.
Evet, koy oraya.
Put those buckets down!
Şu kovaları yere koy!
Fifteen years ago, you put them in one of those drawers down there.
15 yıl önce, onları şu dipteki çekmeye koymuştun.
- Did they reach down and turn those turtles around... or did they put them in a jeep and drive them back? Do you think- .
Sahneleri çektikten sonra sence kaplumbağaların yolunu geri değiştirmişler midir yoksa onları bir arabaya atıp geri mi götürmüşlerdir?
But there is no vote for the poor, for the underprivileged no vote for all those who took up arms to put down the very autocracy that this Parliament now imposes upon us.
Ama fakirlerin, hor görülenlerin şimdi bu Parlamentonun bize empoze ettiği otokrasiyi yıkmak için savaşanların oy hakkı yok.
But first you need to put down those guns.
Ama ateş etmeyin.
Get those ladies down from that traveling bordello... and put them on the porch.
Bu hanımları gezici genelevden indirip verandaya koyun.
- Will you put down those scissors!
- Şu makası bırakır mısın!
Put down those cards!
O kartları yere koy!
Can't you put down those damn magazines?
Şu lanet dergileri kaldırmaz mısın şuradan?
Put down those keys and nobody gets hurt.
O anahtarları bırak, kimseye zarar gelmeyecek.
Where nobody'll bother you, and just, uh, put those things down.
Sonra da kafandakileri dök.
Just put those things down on paper.
Kafandakileri kâğıda dök. Tamam mı?
Put those boxes down.
O kolileri indirin.
Put those babies down.
Şu bebekleri bırakın.
Free me... from those who only put me down.
Tek yaptığı beni küçük görmek olanlardan kurtar beni
Free me... from those who only put me down.
Kurtar beni hor görenlerden
Put those pictures down, or I'll have you arrested for withholding evidence.
O fotoğrafları bırak, yoksa seni kanıt saklamaktan tutuklattırırım.
I'd go down there and... hold my nose and put a double rubber on my dick... and fuck all those dockside whores down there. Likely as not, uh I mighta knowed your mother, sonny.
Dua et de, ananı tanıyor olmayayım, oğlum.
Put down those mirrors.
O aynaları yere bırak.
There it sits right next to the tee-off area... and all those naked little balls... are put into that torture chamber... and they are slammed up and down... the brush bristles clawing... into those little bodies...
Golf sahasında, dirseğin yanında öylece dururlar. Bütün o çıplak küçük toplar o işkence noktasına konur ve oradan oraya savrulurlar o küçük bedenlere dikenler batar.
Before I begin the lesson, will those of you playing in the match this afternoon move your clothes down onto the lower peg immediately after lunch before you write home, if you're not getting a haircut unless you have a brother going out this weekend as the guest of another boy then collect his note before lunch, put it in your letter after your haircut.
Derse başlamadan önce, öğleden sonraki maçta... oynayacak olanlar, öğle yemeğinden hemen sonra... saç tıraşı olmayacaklarsa, giysilerini... alt kattaki askılığa, eve mektup yazmadan önce assın. Eğer hafta sonu erkek kardeşiniz başka bir oğlanın evine izne gidecekse... yemekten önce onun söyleyeceklerini not edip mektubunuza ekleyin.
Now, you boys put those guns down.
Şimdi o silahları indirin.
And if we get as far as Connecticut, and we like one of those farms maybe we could put a down payment on one.
Bunun gibi çiftlikleri seviyoruz ve Connecticut kadar uzağa gideceksek belki de bunlardan birini alabiliriz.
Closing down those centres... will put a strain on this company's cash position.
Bu merkezlerin kapatılması... bu şirketin nakit durumunu zorlayacaktır.
Put those weapons down.
İndirin silahlarınızı.
Put those guns down.
Silahları bırakın.
Sure enough, Bob's gonna put those scissors down and pucker right up.
Tabii ki Bob makası bırakacak.
I am going over to her apartment and I'm telling her to put those shades down.
O kadının evine gideceğim ve ona, panjurunu kaldırmasını söyleyeceğim.
Put those guns down, motherfuckers!
Atın o silahları, amına koduklarım!
Put down those guns or I'll...
O silahları bırakın veya ben...
Put those guns down!
İndirin silahlarınızı!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]