Quit complaining traducir turco
60 traducción paralela
Quit complaining!
Şikayeti bırak!
Quit complaining, Pop.
Şikayeti bırak, Pop.
If you don't quit complaining,
yakınmayı bırakmassan,
Quit complaining.
Mızmızlığı bırak.
- Quit complaining.
- Şikâyeti bırak.
You don't know what you're talking about! Quit complaining!
Bilip bilmeden ne konuşuyorsun sen!
- Oh, quit complaining.
- Oh, bırak mızmızlanmayı.
Would you quit complaining?
Şikayet etmeyi bırakacak mısın?
Quit complaining, Rollo. Yeah, I know.
Şikayet edip durma.
Quit complaining and move.
Sızlanmayı kes ve git.
- Quit complaining!
- Şikayet etmeyi kes!
Quit complaining. At least you didn't have to take a canoe trip with the desk clerk.
En azından o resepsiyoncuyla kano gezisine çıkmak zorunda kalmadın.
Will you quit complaining? Come on.
- Bırak artık söylenmeyi!
Quit complaining!
Şikayet etmeyi kesin!
Oh, quit complaining.
Oh, şikâyet etmeyi bırak.
Quit complaining, you're lucky to be alive.
Şikayet etmeyi bırak, hayatta olduğun için şanslısın.
Quit complaining!
Kes mızmızlanmayı!
Quit complaining.
Şikayeti bırak.
Quit complaining.
Şikayet etmeyi kes!
Oh, quit complaining and grow a pair.
Sızlanmayı kes de hazır ol, Joe.
Would you quit complaining.
Şikayet etmeyi bırak.
Quit complaining.
Sızlanmayı kes.
Quit complaining. It's really nice there.
Şimdi şikâyet etmeyi bırak, harika bir yerdir.
Quit complaining.
Şikâyet etmeyi bırak.
- Quit complaining, Myrna. - Go buy yourself some glasses.
Sızlanmayı bırak, Myrna, git de kendine gözlük al!
Quit complaining!
Şikayet etmeyi bırak!
" Quit complaining, SanctaMommy!
Sızlanmayı bırak, Kutsal anne!
You know, if all this is so important to you, then quit complaining and take a stand.
Biliyorsun eğer bu senin için önemliyse şikayet etmeyi bırak ve buna katlan.
If its us you wish to lure ; Quit complaining..
Eğer dilediğiniz tuzak buysa, o zaman şikayeti kesin.
Quit complaining.
Sızlanmayı bırakın.
Quit complaining.
Şikâyet etme.
Look, this special request gives me an opportunity for daily updates with the man who will ultimately pick the next Chief of Police, so quit complaining and see this as a-a huge opportunity.
Bak, bu özel istek, Emniyet Müdürü'nü seçecek adama iyilik yapmak için bulunmaz bir fırsat Şikayet etmeyi kes ve bu büyük fırsatı değerlendir.
And why don't you quit complaining to me, get your ass out there like Declan, and start tracking down our murderer?
Niye bana şikayet etmeyi bırakıp Declan gibi kıçını dışarı çıkarıp, katilimizi aramaya başlamıyorsun?
Either go to the doctor and get some help, or quit complaining and give me some help.
Ya doktora git ve yardım al ya da şikayeti bırakıp bana yardım et. Tamam.
Quit complaining.
Şikayet etmeyi kes.
Quit complaining.
- Mızmızlanmayı bırak.
- Guys, qu-quit complaining.
- Çocuklar, kesin şikayeti artık.
Quit complaining, kid.
Şikâyet etmeyi bırak, çocuk.
Quit complaining.
Şikayet edip durma.
Marge, if you don't mind, I'm gonna quit complaining about my life and start wallowing in the past.
Marge, itiraz etmezsen hayatımdan şikayet etmeyi bırakıp geçmişte yaşamaya başlayacağım.
- Oh, fuck, quit complaining.
- Şikayet etmeyi bırak.
Yeah, why don't you quit complaining and go do that?
Evet. Neden şikâyet etmekten vazgeçip bunu yapmıyorsun?
So quit complaining.
O yüzden sızlanmayı kes.
Quit complaining. Put this on. Are you sure we have to do this?
Mızmızlanmayı kes, giy şunu.
Now try to quit that complaining and relax.
Söylenmeyi bırak da rahatlamaya çalış.
- Quit your complaining.
- Şikayet etmeyi kes.
Oh, quit your complaining.
Oh, şikayet çıkın.
Hey, quit your complaining!
Şikayet etme!
Maybe you should quit complaining.
Belki de artık sızlanmasan iyi olur!
It's about supporting Naomi and supporting Navid and... sorry for the tough love, man, but quit your complaining,'cause you're going.
Naomi'ye destek olman gerek. Navid'e de. Ve...
You can quit your complaining because I'm leaving.
Sızlanmayı kesebilirsiniz, çünkü gidiyorum.