Responsibilities traducir turco
1,791 traducción paralela
No, I'm not shirking my responsibilities.
Hayır, sorumluluklarımdan kaçmıyorum.
Morals, responsibilities...
Ahlak, sorumluluklar falan filan...
No responsibilities, just heal'em and deal'em.
Sorumluluğum yoktu. Hastaları iyileştirip yolluyordum.
no responsibilities.
Sorumluluk yok.
- your responsibilities. - All right, all right,
- sorumluluklarını bilmeni istiyorum.
like have jobs and families and responsibilities and having to be Mr. Funny all the time.
Çalışmak aile kurmak, sorumluluk almak ve her zaman komik adam olmak gibi!
Igby's Law. his new responsibilities sadly prevent him from taking his seat on the shuttle.
Igby Yasası'nı keşfetti. Yeni sorumlulukları malesef onun mekiğe binmesini engelliyor.
Talking about my abdication of my life, my responsibilities, my burgeoning relationship.
Hayatımdan, sorumluluklarımdan ve filizlenmekte olan ilişkimden vazgeçmekten söz ediyorum.
Are you saying that he foisted his responsibilities onto you, his son,... and then passed away with his mind at ease for some reason?
Tüm sorumluluğu oğlunun, yani senin üzerine attı, ve biraz da tatminkar ayrıldı, değil mi?
We'd all like to flee to the Cleve and club-hop down at the Flats and have lunch with Little Richard, but we fight those urges because we have responsibilities.
Hepimiz Cleve'e kaçıp Flats'te kulüplere gitmek ve Little Richard'la yemek yemek isteriz. Ama sorumluluklarımız olduğu için bu istekleri bastırırız.
- Fine. I'd like to meet the man that made Liz Lemon shirk her responsibilities.
Liz Lemon'a sorumluluklarını unutturan adamla tanışmak isterim.
I have some very important responsibilities.
Çok önemli sorumluluklarım var.
We understand the challenge of getting new team members up to speed, but... our responsibilities lie with Mr. Frobisher's 5,000 employees who can't pay their bills.
Yeni ekip üyelerinin hızla uyum sağlama mücadelelerini anlıyoruz, ama Bay Frobisher'ın faturalarını bile ödeyemeyen 5.000 çalışanına karşı sorumluluklarımız var.
I have responsibilities.
Sorumluluklarım var. Pekala
So instead of you facing up to your responsibilities, poor Dan's going to wake up with his barn burned, saying goodbye to his no-claims bonus.
Yani sen sorumluluklarını üstleneceğine sabah uyandığında zavallı Dan'in ahırı yanmış olacak... -... ve hasarsızlık bonusuna veda edecek. - Kes mızmızlanmayı.
I'm sorry, son, I have responsibilities at work.
Üzgünüm oğlum, iş yerinde sorumluluklarım var.
I guess she just takes her job responsibilities really seriously.
Sanırım işle ilgili sorumluluklarını çok ciddiye alıyor.
That's great, but I think I got enough responsibilities.
Bu çok iyi, ama ben yeterince sorumluluk taşıyorum diye düşünüyorum.
He had worked at the company for so long, and his job had shifted so many times, that even he wasn't sure what his responsibilities were anymore.
O şirkette çalışmaya fî tarihinde başlamıştı,... ve bu zaman zarfında görevi o kadar çok kere değişmişti ki,... ne yaptığını kendisi bile artık bilemiyordu.
- I've got responsibilities.
Sorumluluklarım var.
Yes, and then I grew up. I take my responsibilities seriously.
Evet, ama yetişkin olduğumda sorumluluklarımı ciddiye aldım.
.. and responsibilities you held 5 years ago. Is that okay?
Kazandığınız saygı ve sorumluluklar.Tamam mıdır?
This is a list of your individual responsibilities.
Bu herkese düşen görevlerin bir listesi.
Didn't you take those responsibilities seriously? Whose idea was it to send her away?
Bu sorumlulukları çok fazla ciddiye almadın mı?
well, first I want to say that there will not be, under any conditions, be an intervention in Cuba by united states armed forces, and this government will do everything it possibly can, and I think it can meet its responsibilities to make sure
Sana söylemek istediğim ilk şey hiç bir koşul altında, Birleşik Devletler silahlı kuvvetlerinin Küba'ya bir müdahalesi olmayacak, ve bu hükümet hiçbir Amerikalının bu işe müdahil olmaması için, elinden gelen herşeyi yapacaktır ki bunu sağlaması bu hükümetin sorumluluğudur diye düşünüyorum.
I've got responsibilities and bills.
Sorumluluklarım ve faturalarım var.
The Indian gaming laws and the responsibilities and so on.
Yerlilerin oyun kuralları ve güvenilirlikleri falan.
This has been so hard for everybody with this house, and you're used to being a bachelor and now you've got me and the kids and the responsibilities of this house.
Bu herkes için çok zor oldu. Bu ev. Sen bekar olmaya alışıksın ama şimdi başında ben, çocuklar ve bu evin sorumlulukları var.
I mean, he's out there in the water all day shirking his responsibilities.
Yani, o... Glen Cody'nin Kardeşi... bütün gün suyun içinde sorumluluklarından kaçıyor.
Perhaps as a neighbour you might like to join us, a man of means doing charitable works, and we may need a group portrait soon to remind us of our responsibilities.
Hayırsever işler yapmak isteyen bir komşu olarak aramıza katılmak isteyebilirsin. Yakın bir zamanda, bize sorumluluğumuzu anımsatacak bir grup portresine ihtiyaç duyabiliriz.
Perhaps we could remind you of your responsibilities.
Belki sana da yükümlü olduğun sorumlulukları da hatırlatabiliriz.
Don't forget you've responsibilities.
Sorumlulukların olduğunu unutma.
The king's magus has many responsibilities.
Kral büyücüsünün pek çok sorumluluğu vardır.
Now, before we have kids and responsibilities, we can...
Şimdi, çocuklar ve sorumluluklar olmadan önce, biz...
I look back now nostalgicly at that time, before adult responsibilities kicked in.
Hiçbir sorumluluğumuzun olmadığı o günlere bir bakıyorum da...
We can't run away from our responsibilities. This is who we are.
Korumak zorunda olduğumuz insanların sorumluluklarından kaçamayız.Bu biziz.
It appears Mr.Crawford has an understanding of his rights and responsibilities, so... it's your call, Mr. Beachum.
Görünüşe göre Bay Crawford haklarının ve sorumluluklarının farkında. Bu durumda sizin kararınız nedir Bay Beachum?
When I was trying to dodge my responsibilities by dumping them on you, - you showed my I have to face this thing on my own.
Sorumluluklarimdan kacarken ve onlari sana yikmaya calisirken, bana zorluklarla kendi basima basa cikmam gerektigini gosterdin.
- I'd like to give you more responsibilities.
- Senin biraz daha sorumluluk almanı istiyorum.
If you want more responsibilities, you need to stay on top of things.
Daha fazla sorumluluk istiyorsan, olaylara hakim olmalısın.
No responsibilities.
Sorumlulukları yok.
There are responsibilities in life.
Hayatta herkesin sorumlulukları var.
Yeah, I have various responsibilities within the crew, you know.
Evet, ekipte çok çeşitli sorumluluklarım var, tabi.
- Too many responsibilities.
Bu çok fazla sorumluluk demek.
You have no responsibilities, no obligations, no one breathing down your fucking neck every day of your life demanding you do something acceptable so their friends won't think badly of them when they're asked about you.
Sorumluluğun yok, yapman gereken şey yok, kimse hayatının her gününde berbat ensende dikilmiyor. kabul görülücek bir iş yapmanı isteyerek, arkadaşları da seni sorduklarında, onlar için kötü düşünmemeleri.
It is hereby mandated to be applied immediately the following order requiring you to report to all aforementioned offices in order to open relevant personal files for the cleansing of political responsibilities. "
Siyasi sorumluluklardan arındırmak amacıyla konuyla ilgili olarak açılmış kişisel dosyaları belirtilen tüm ofislere rapor etmeniz gerektiğine yönelik emrin ivedilikle uygulanması bildirilmiştir. "
Well, we all have our responsibilities.
Pekala hepimizin sorumlulukları var.
I have many responsibilities.
Sorumluluğum çok fazla.
There are responsibilities.
Sorumluluklar da var.
Same responsibilities.
Aynı yetkiler.
I've got too many responsibilities.
Öldüremem.