English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Sam

Sam traducir turco

40,066 traducción paralela
I'm Sam. This is my boy Zachary.
Bendeniz Sam, bu da kankam Zachary.
You should talk to that boy Sam about it.
Sam denen şu çocukla konuşmalısın.
Sam?
Sam mi?
He came into possession of an online conversation your sister had with a friend -
Ablanla arkadaşı Sam arasındaki mesajlaşmanın görüntülerine sahip.
- Sam, I think his name was.
Sanırım adı Sam'di.
How long have you been reading my conversations with Sam?
Ne kadar zamandır Sam'le konuşmalarımızı okuyordun?
Trust me, Uncle Sam don't have a clue where I am.
Emin ol, Sam Amca'nın elinde nerede olduğum hakkında hiçbir ipucu yok.
That's Sam Giancana.
Adı Sam Giancana.
And Sam Giancana's mistress.
Ayrıca Sam Giancana'nın da metresi.
Sam, Ryan, Josh.
Sam, Ryan, Josh.
You truly are the Goofus to my Gallant.
Harbiden ben Gallant'sam sen de tam Goofus'sun.
I lost Sam.
Sam'i kaybettim. Annemi kaybettim.
Why would they change their schedule to help Uncle Sam?
Sam Amca'ya yardım etmek için neden takvimlerini değiştirsinler?
My adopted dad, Sam Milhoan.
Manevi babam, Sam Milhoan.
God! Sam!
Tanrım!
What happened?
Sam! Ne oldu?
Sam told me what happened with George.
Sam, bana George'la olanları anlattı.
Sam Milhoan raised her after that.
- Olanlardan sonra onu Sam Milhoan büyüttü.
All right. Sam's hurt pretty bad.
Sam'ın yarası bayağı kötü.
If we can see, so can the gunrunners.
Biz görebiliyorsak, silah kaçakçıları da görebilir. Pekâlâ Sam.
ATF Agent Sam Roberts.
- ATS ajanı Sam Roberts.
Maybe not. Happy, Sly, Toby, take Sam and Ralph down to the cellar.
Happy, Sly, Toby, yanınıza Sam ve Ralph'ı da alıp...
Uh, so I just redressed Sam's wound.
Sam'ın pansumanını yeni değiştirdim.
Sam's taking Ralph!
Sam Ralph'ı kaçırıyor!
Sam is a gunrunner.
- Sam bir silah kaçakçısı.
When Sam realized that Walter and Tim were with Homeland he made up a story to keep from getting arrested.
Sam, Walter ve Tim'in İç Güvenlik'ten olduğunu anlatınca tutuklanmamak için bir hikâye uydurdu.
You guys told me Sam was ATF, not Sam himself.
Bana Sam'ın ATS'den olduğunu siz söylediniz, Sam değil.
And Sam's deception markers could have easily been masked by the intense pain of his injury.
Ve Sam'ın aldatma belirtileri yaralanması yüzünden yaşadığı yoğun ağrı nedeniyle... -... kolayca maskelenebilirdi.
We can't let Sam get away.
Sam'ın kaçmasına izin veremeyiz.
He knows there's only one way we can stop that car, and if he's in a small, enclosed space, he significantly reduces his chances of injury. Cabe, drive Sam off the side road coming up.
Aracı durdurmak için tek bir yol olduğunu ve küçük, etrafı çevrili bir alanda olursa yaralanma şansının belirgin oranda düşeceğini biliyor.
Sam is gonna barrel toward a log he was sitting on earlier.
- Sam evvelce üstünde oturduğu bir kütüğe doğru hızla gidiyor.
Sam won't remember where it was.
Yerini hatırlamayacaktır.
And think Uncle Sam
Ve Sam Amca'yı düşünüyorum
Look, Uncle Sam, hey?
Bak, Sam Amca
Well, at least Uncle Sam bought our honeymoon cruise
En azından Sam Amca balayı biletimizi satın aldı
Hey, Sam, what's up?
Merhaba Sam, n'oldu?
If Uncle Sam wants to slap a flag on the Avenjet, fine.
Eğer Sam Amca Avenjet'in üzerine bayrak takmak istiyorsa öyle olsun.
What in the name of Sam Hill?
Sam Hill adına neler oluyor?
But as the dances went on, it got easier, and right in the middle of Sam Cooke singing "You Send Me," I went for it.
Ama dans devam ettikçe daha kolay gelmeye başladı ve tam Sam Cooke You Send Me'yi söylerken hamlemi yaptım.
You're forgetting about the will of her father- - furniture tycoon Sam Ridgley.
Bir yıldan fazla bir süredir onun isteğinden vazgeçtim. Babasının iradesini unutuyorsun... Mobilya mühendisi Sam Ridgley.
Now, your grandfather, Sam, was on a whole list of medications for his heart, blood pressure, thyroid... anti-seizure meds.
Şimdi, büyükbabanız Sam. Ilaçların tüm listesindeydi Kalbi, kan basıncı, tiroid için...
Special Agent Sam Linsky, Department of Statistical Anomalies.
Ben Özel Ajan Sam Linsky. İstatistiksel Anormallikler Depertmanı'ndan geliyorum.
Yo, Sam.
- Selam Sam.
Sam.
- Sam.
I'm the creative inspiration.
Ben Steve Jobs'sam, sen de Segway araba kullanan şişkosun.
Sam Roberts.
Sam Roberts.
Hey, Sam.
Bir kol askısı yapacağım.
All right, Sam.
Vaktin doldu.
Copy that.
Sam'i önümüzdeki yan yola sürükle. - Anlaşıldı.
My brain cannot even process the fact that you just said "married," so I'm assuming you said "carried," like over a big puddle.
Beynim evlendim demen gerçeğiyle çalışamıyor bu yüzden taşıyarak eğlendiğini varsayıyorum oyun oynamak gibi.
Thinking about it stresses me out and I can't study.
Bu düşünce beni o kadar strese sokuyor ki ders çalışamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]