Same thing as you traducir turco
264 traducción paralela
Same thing as you.
Seninle aynı şeyi.
Same thing as you.
Seninle aynı şeyi!
Same thing as you, I guess.
Herhalde sebeplerimiz aynı.
He said the same thing as you.
O da senin bana söylediğini söyledi.
OK. Look, I want the same thing as you. I want to see it dead.
Tamam, ben de senin istediğini, ölmesini istiyorum.
Aw, she's got the same thing as you, boss.
Seninle aynı şey patron.
As for me I'll be home on that day doing essentially the same thing as you the only difference is when I get finished masturbating
Bana gelince, o gün evde kalıp esasında sizin yaptıklarınızı yapacağım. Aradaki tek fark ben mastürbasyon yapmayı bitirdiğimde elimde gösterebileceğim bir şeyler olacak.
Same thing as you and your cub scout here, I'll wager.
- İzcinle seninle aradığın şeyi.
Yeah, it's the same thing as you.
Evet, aynen senin gibi.
Someone who tells me the exact same thing as you, but looks me right in the eye?
Seninle benzer şeyleri gözümün içine bakarak söyleyecek birisi mi?
What you call justice may not be the same thing as our justice.
Adalet dediğin şey, bizim adaletimizle aynı şey olmayabilir.
They trying to pin this thing on you the same as they are on me?
Suçu bana yaptıkları gibi sizin de üzerinize yıkmaya çalışıyorlar mı?
Same thing that'll happen to you unless you do exactly as you're told.
Ona sor. Söyleneni yapmazsan, aynısı sana da olacak.
Inside, you crave the same thing as the rest of them.
Oysa içiniz, diğerleriyle aynı şey için yanıp tutuşur.
You're doing the same thing as McQuown.
Onlardan ne farkınız kalıyor.
The same thing as with you and me.
Sen ben ne yapacaksak aynısını yapacak o da.
Are you telling me that belief in a superstition... is the same thing as believing in the supernatural?
Sen şimdi bir batıl inançla... doğaüstü şeylere duyulan inanç aynıdır mı diyorsun?
Run away or "travel", as you say are almost the same thing, no?
Kaçmak ya da seyahat etmek, aynı şey değiller mi?
Your studio is the same as you left it, I haven't touched a thing...
Stüdyon aynen bıraktığın gibi, hiçbir şeye dokunmadım.
Did you really do the same thing as Grandpa did?
Gerçekten dedemin yaptığı şeyin aynısını yaptın mı?
I mean, how would you like it if an Indian person... such as myself came along and drew... a mustache and a beard on your Lady Bird. It's the same thing, isn't it?
Sizin uğur böceklerinizin üzerine bir Hintli bıyık çizse nasıl hissederdiniz?
It's the same thing as saying, "And those freemasons, " they must be sent to the camps. " Or," So you're a Jew?
Ama Fransa'daki herkes komünist değildi her birimizin uğrunda savaştığı kendi düşünceleri vardı.
So this way I'm giving you the same thing as I gave Ritchie.
Ritchie'ye verdiğimin aynısını size de vereceğim.
Yes, "Thou" or "you", is the same thing as long as the reciprocal respect.
Hayır, "Sen" ya da "siz" aynı şey. Karşılıklı saygı olduğu sürece.
No such thing as worrying to much.. Not when you got the fuzz and the Mafia after you at the same time.
Polisin ve mafyanın aynı anda peşinde olması pekte endişelenecek şeyler değil.
You think not getting caught in a lie is the same thing as telling the truth?
Bir yalanınızın ortaya çıkarılmamasıyla doğruyu söylemenin aynı şey olduğunu mu düşünüyorsunuz
Same thing as you. Could it be a white bag?
Seninle aynı şeyi.
You did the same thing to his father as they did to mine.
Benim babama yapılan aynı şeyi, sen de onun babasına yaptın.
Jane's dead. Though you're the same as her, the important thing is that I didn't have any confidence.
Jane öldü. sen de onun gibisin, en önemlisi, bir güvencem yok.
As long as you're in one piece, I believe I'll go do the same thing.
Tek parça olduğun sürece, sanırım ben de aynı şeyi yapacağım.
Bud, you're going to have the same thing I had as a kid. You're going to open your own lemonade stand. Nothing better on a hot day.
[camdaki ay ışığı] * ay ışığı * * bir milden daha geniştir * * stille seni geçiyorum- - *
I recognise that as a valid threat coming from you, but the police will think the same thing - you murdered your partner for his half of the subdivision and $ 5 or $ 6 million to which you and your wife are now legally entitled.
Bunu senden gelen geçerli bir tehdit olarak algılıyorum ve polis de aynı şeyi düşünecektir - arazideki payı ve yasal olarak sen ve karının olan 5 ya da 6 milyon dolar için ortağını öldürdüğünü.
You made me realize I was doing exactly the same thing to myself as I was before... trying to hide from the pain.
Daha önce acıdan kaçmak için yaptığım şeyin aynısını yaptığımı fark etmemi sağladın.
Same thing as weekends, you remember?
Hafta sonlarındaki gibi. Hatırladın mı?
You might like to think to yourselves about possible solutions to that riddle. One thing you might think of is that it's not the same birds, perhaps the birds have been evolving during the same time as the insects have been evolving.
Bu bilmeceye kendinizce uygun olan çeşitli çözüm önerileri düşünüyor olabilirsiniz ; bunların aynı kuşlar olmadığını düşünebilirsiniz, ya da böceklerle kuşların aynı zaman zarfında evrim geçirdiklerini düşünebilirsiniz.
Now this is a more elaborate version of the same thing, because this is a real cube - as you can see, made of metal - and it's rotating.
Şimdi aynı şeyin daha karmaşık bir yorumu çünkü bu gerçek bir küp. Gördüğünüz üzere, metalden yapılma ve dönüyor.
So on the one hand, when you poke your eye, the world appears to move as though there's an earthquake, on the other hand, when you voluntarily wiggle your eyes about like that, although the same thing's happening on the retina, what you see is a perfectly steady world.
Bir yandan gözünüzü dürtüklediğinizde dünya yer sarsıntısıyla hareket ediyormuş gibi görünecek diğer yandan, gözlerinizi şu şekilde kıpırdattığınızda ağtabakada aynı şey olmasına rağmen gördüğünüz tamamen sabit bir dünyadır.
You think the same thing's not gonna happen to you as happened to me?
Benim başıma gelenin senin de başına gelmeyeceğini mi sanıyorsun?
Don't you see, it's the same thing as 30 years ago.
30 sene önceki olayın aynısını yaşadığınızı söyleme bana.
Somebody draws something and then you draw the exact same thing, like, right on top of it without going outside the original designated art. What do you call that?
Biri bir şey çizerse sen de asıl sanat eserinin dışına çıkmadan onun çizdiğinin tam üstünden gidersen, buna ne dersin?
Saying you've decided isn't the same thing as demonstrating your sincerity.
Karar verdiğini söylemen bu konuda samimi olduğun anlamına gelmez.
A fearless soldier is not the same thing as a heartless killer and if you'd ever been within 10,000 miles of a combat zone... that's something you'd know.
Korkusuz bir asker, kalpsiz bir katil ile aynı şey değildir ve... bir savaş alanının 10,000 milinde olsaydın... mutlaka haberin olurdu.
Look, I've never met your wife, but if she's half as logical as you are, I bet you she'd tell you the same thing.
Bak, eşinle daha önce hiç tanışmadım, ama sende ki mantığın yarsına sahipse, bahse varım ki sana söylediğimin aynısını söyleyecektir.
And I'll tell you the same thing I told her Which is, as far as I'm concerned the only way she can help you... is by her example By trying to be a model for you In the way she lives her life
Ve ona söylediklerimin aynısını sanada söyleyeceğim şu ki, sana yardım edebilmesinin tek yolu... yaşadığı hayat şekliyle sana örnek olması ile olabilir.
"Dear sam, i've been in love with you since september. True love always..." No, they always write the same thing.
"Sevgili Sam, eylülden beri sana aşığım Gerçek aşk her zaman..."
Well, it's basically the same as with a man, except minus one thing, you know?
- Pekâlâ, aynı bir erkekleymiş gibi... - Teşekkür ederim. ... ama sadece bir şey eksik, tamam mı?
You're just gonna tell him the same thing as before.
Önceden ne söyledinse, yine aynılarını söyle.
[Sylvia] well, you made a lot of money, but it's not quite the same thing as charging into the cannon's mouth, is it?
Evet, çok para kazandınız ama bir topun ağzını doldurmakla aynı şey değil herhalde, değil mi?
And if you so much as look at me in the wrong way, I will personally lock you in a cell with someone who's going to do the same thing to you that you've been doing to those little girls. BRASS : Whoa, whoa, whoa.
Bana ters bir bakış bile atsan seni, o kızlara yaptığının aynını sana da yapacak biriyle aynı hücreye bizzat tıkarım.
- What will you do? - Same thing as I always do.
- Ne yapacaksın?
Same sort of thing as you, I daresay.
Sizin için de aynısı geçerli.
same thing 376
as you wish 846
as you know 1680
as you requested 56
as you can see 1468
as you can imagine 154
as you were 223
as you may know 70
as you want 26
as you like 91
as you wish 846
as you know 1680
as you requested 56
as you can see 1468
as you can imagine 154
as you were 223
as you may know 70
as you want 26
as you like 91
as you say 390
as you are aware 22
as you command 52
as your attorney 28
as you may recall 29
as you may have noticed 26
as you probably know 36
as you can tell 29
as you see 194
as you said 191
as you are aware 22
as you command 52
as your attorney 28
as you may recall 29
as you may have noticed 26
as you probably know 36
as you can tell 29
as you see 194
as you said 191