Screwed up traducir turco
5,136 traducción paralela
But for the first time I'm watching you all screwed up.
Yine iyi olmayan şeyler peşindesin.
Let's just say you've screwed up, Teddy.
Şuna sadece şansının içine ettin diyelim, Teddycik.
Our wedding ceremony is screwed up!
Galiba tören orada yapılacak.
Man, I screwed up, OK?
Tamam, hata yaptım.
I screwed up last night.
Dün gece yanlış yaptım.
Got my priorities screwed up.
Önceliklerim paramparça oldu.
We'll figure out who screwed up and how when we have more time.
Kimin ne iş karıştırdığını daha geniş bir zamanda çözeriz.
God damn it, how did I let things get this screwed up?
Kahretsin ya, işleri nasıl bu hale getirebildim ki?
The target list from the last few cycles - got all screwed up- -
Son bir kaç dönemin hedef listesi altüst oldu.
I really screwed up tonight.
Bu gece işleri gerçekten batırdım.
You know, I think if I had paused for one second, I would have seen I was too young and too screwed up to think running off with anyone at 17 was a good idea.
Anı durdurabilseydim 17 yaşındayken biriyle kaçmanın iyi fikir olduğunu düşünmek için aşırı genç ve berbat durumda olduğumu görürdüm.
But I screwed up.
Ama berbat.
You have really screwed up.
İşleri batırdın!
You have really screwed up!
İşleri harbiden batırdın!
Didn't everything get screwed up when I came back here with Liber8?
Liber8 ile beraber buraya geldiğimde... ... her şey altüst olmadı mı?
I screwed up.
Batırdım.
I screwed up again.
Yeniden işleri batırdım.
Listen, boss, I screwed up.
Bakın amirim. Hata ettim.
Why? Because my buddy has her priorities screwed up.
Çünkü ekürim bazı şeyleri berbat etti.
My priorities are screwed up?
Benim mi berbat ettim?
That is so screwed up.
Bu çok boktan bir durum.
The one where you screwed up.
Seni sikip atan.
I screwed up, okay?
Her şeyi mahvettim.
Jenny screwed up, she lost her residence permit.
Jenny'nin iki yıldan beridir oturma izni yoktu.
You screwed up again.
Gene başını belaya soktun!
You screwed up tonight.
Bu akşam yüzüne gözüne bulaştırdın.
Otherwise you get all screwed up jumping from body to body.
Diğer türlü bedenden bedene atlarken mahvolurdun.
I screwed up. Bad.
İşleri çok fena batırdım.
My marriage is so screwed up.
Evliliğim hapı yutmuş durumda.
- We screwed up, sweetie.
Her şeyi berbat ettik hayatım.
We both screwed up.
İkimiz de berbat ettik.
One of you screwed up.
Biriniz içine ettiniz.
I screwed up.
Çuvalladım.
I don't know how things got so screwed up.
İşler ne ara bu kadar boka sardı bilmiyorum.
Then you know how bad I screwed up.
Öyleyse ne kadar dibe battığımı biliyorsun. Korktum Elena.
I know how bad I screwed up.
Ne kadar kötü çuvalladığımı biliyorum.
You screwed up, Damon.
Çuvalladın Damon.
Let's just say my family's pretty screwed up, not a whole lot of compassion.
Diyelim ki ailem işleri batırdı, büyük merhametinden dolayı değil.
These people are nice, ok, more than I can say for our screwed up family.
Bu insanlar kibar, tamam mı? Aynı şeyi alt üst olmuş ailemiz için söyleyemem.
He shot himself in the mouth, but he screwed that up, too.
Ağzına silah dayayıp ateş etti ama onu da beceremedi.
But it was totally worth it, and I'm sorry if I screwed everything up.
Buna tamamen değse de, her şeyi berbat ettiğim için özür dilerim.
No more sugar biz'cause you people screwed it up.
Artık şeker işi yok, çünkü içine ettiniz.
Try not to keep yourself up thinking about all the people done screwed on that bed.
Bir sürü kişinin bu yatakta işi pişirdiğini düşünerek ayakta kalmamaya bak.
Oh, hell, Annie, I'm the one that screwed her up.
Yapma, Annie, onu berbat eden benim.
I screwed mine up.
Ben benimkini batırdım.
- I screwed up so bad. - Stop.
Çok fena elime yüzüme bulaştırdım.
Oh, wait, she did and you screwed it up.
Doğru, ulaştı ama işleri batırdın.
The only person who has screwed things up more consistently than you... is me.
Senden daha fazla arka arkaya işleri batıran tek kişi var o da benim.
I... I... I screwed everything up!
Her şeyi mahvediyorum.
And I always end up screwed.
Ve her zaman başıma bir iş geliyor.
I left you human because I was hoping You would live happily ever after, But you screwed that up, too.
Seni insan olarak bıraktım çünkü mutlu bir şekilde yaşayacağını umuyordum ama sen onu da mahvettin.
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87