See you at lunch traducir turco
133 traducción paralela
See you at lunch, Sis.
Yemekte görüşürüz abla.
I'll see you at lunch time.
Öğle yemeğinde görüşürüz.
- See you at lunch.
Yemekte görüşürüz.
See you at lunch.
Yemekte görüşürüz.
- I'll see you at lunch.
- Öğlen yemeğinde görüşürüz.
See you at lunch.
- Öğle yemeğinde görüşürüz.
- Nothing. I will see you at lunch.
- Hiç. Yemekte görüşürüz.
I'll see you at lunch.
Öğle yemeğinde görüşürüz.
I'll see you at lunch. - OK.
Öğlende görüşürüz.
I'll see you at lunch.
Öğle arası görüşürüz.
So, I'll see you at lunch?
Şey, yemekte görüşür müyüz?
- See you at lunch.
- Öğle yemeğinde görüşürüz.
i'll, uh, i'll see you at lunch, kris.
Öğle yemeğinde görüşürüz... Kris.
See you at lunch?
Öğlen yemeğinde görüşürüz.
Anyway, so I'll see you at lunch.
Herneyse, öğle yemeğinde görüşürüz.
I'll see you at lunch.
- Öğle yemeğinde görüşürüz.
I'll see you at lunch, sailor boy. ( sobbing ) I'm sorry I got Maurey pregnant while I was going steady with you.
Seninle yemekte görüşürüz denizci çocuk.
The doctor said I'd see you at lunch.
Doktor, yemekte görüşeceğimizi söyledi.
- "Bye" is such an ugly word.I much prefer like "See you at lunch tomorrow."
- "Bye" çok çirkin bir söz. Ben daha çok yarın öğle yemeğinde görüşürüzü tercih ederim.
- See you at lunch.
- Yemekte görüşürüz.
I don't do speeches. See you at lunch.
Yemekte görüşürüz.
- See you at lunch, Bobby.
- Yemekte görüşürüz, Bobby.
See you at lunch, then.
Yemekte görüşürüz.
I'll see you at lunch, see you at l...
Öğle yemeğinde görüşürüz öğle..
- See you at lunch.
- Öğle teneffüsünde görüşürüz.
All right, see you at lunch.
Tamam o zaman yemekte görüşürüz.
- I guess I'll see you at lunch.
- Öğle yemeğinde görüşürüz.
See you at lunch in the cafeteria
O halde, kafeteryada görüşürüz.
Okay, I'll see you at lunch.
Peki, öğle yemeğinde görüşürüz.
So I'll see you at lunch, and we'll hand out flyers for the show tonight.
Öğle yemeğinde görüşürüz. Ve bu geceki şov için bu kanatları dağıtacağız. Evet.
So I'll see you at lunch?
Öğle yemeğinde görüşürüz? Hoşça kal.
Hey Mom, I'll see you at lunch ok?
Anne, yemekte görüşürüz, tamam mı ¿
See you at lunch!
İyi şanslar!
You'll see him at lunch.
Onu yemekte göreceksin.
See you at lunch, sweetheart.
Öğle yemeğinde görüşürüz hayatım.
Yes, I'm very happy to see you, but I told you I don't want to get into anything over lunch. We're not at lunch.
Evet, seni gördüğüme çok sevindim ama söylemiştim yemekten sonra bir şey yapmak istemiyorum.
I see you're wearing the nighttime hair at lunch now.
Bakıyorum öğle saatinde akşam saçını takmışsın.
WHAT? NOW, GRANNY WANTS TO SEE YOU IN A DRESS AT THE BOX LUNCH SOCIAL THIS YEAR, ELLIE.
Büyükannen seni bu yıl elbise içinde yemek kutusuyla görmek istiyor, Ellie.
But, just come by at lunch so my boss doesn't see you.
Ama öğle yemeği saatinde gel de patronum görmesin.
We went to lunch at Skies this restaurant at the top of a building and you can see the whole world from up there.
Yemek yediğimiz Skies binanın tepesinde bir restorandı ve oradan tüm dünyayı görebiliyordun.
I'll see you guys at lunch.
Yemekte görüşürüz çocuklar.
IF YOU SEE ME AT LUNCH, PRETEND LIKE YOU DON'T KNOW ME.
Eğer yemekte falan beni görürsen tanımıyormuş gibi davran.
But at my lunch hour, I did go and get you the Jackie Chan movie you've been wanting to see because I knew you'd need a little pick-me-up.
Çünkü bu gece biraz keyfin yerine gelsin istedim.
You see, he was one of those Heman scientists who work on the atom bomb by day and slept with Marilyn Monroe by night and sold secrets to the Russians at lunch.
Anlayacağın o, gündüz atom bombası yaparken gece oldu mu Marilyn Monroe ile sevişen öğle yemeğinde devlet sırlarını Ruslara satan süper bilim adamlarından biriydi.
- I'll see you two for lunch at the hospital. - Mm-hmm.
- Sizinle hastanede görüşürüz.
You ever see a kid at school who doesn't like his lunch but he won't let you have it?
Okulda hiç, öğlen yemeğinden nefret eden, fakat yine de onu senin yemene izin vermeyen, bir çocuk gördün mü?
I'm going to grab lunch and run errands. I'll see you back here at 4 : 00.
Yemek yer, işleri halleder, 4'te yanına gelirim.
Well, clearly. Yeah, so we'll probably see you guys at like lunch tomorrow?
Pekâlâ yarın öğlen yemeğinde görüşürüz.
I gotta go, DJ. See you tomorrow at lunch? Bye.
Bugün doğal çevremize aşırı zarar verip tüm uygarlığın çökmesine sebep olma fikrine inanması zor olabilir.
# I wouldn't mind... # so I guess I'll see you at lunch.
Öyleyse öğle yemeğinde görüşürüz.
And at school, you see someone with no lunch at all.
Okulda da, ağzına koyacak tek lokması olmayan birini gördün.
see you next time 81
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
see you next week 172
see you then 369
see you thursday 45
see you on the other side 84
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
see you next week 172
see you then 369
see you thursday 45
see you on the other side 84
see you in a bit 142
see you there 269
see you in the morning 210
see you 3366
see you tomorrow night 31
see you at school 34
see you later then 27
see you around 573
see you tonight 379
see you monday 88
see you there 269
see you in the morning 210
see you 3366
see you tomorrow night 31
see you at school 34
see you later then 27
see you around 573
see you tonight 379
see you monday 88