English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / She's an adult

She's an adult traducir turco

124 traducción paralela
Well, uh, she's an unusually adult young woman.
Fevkalade olgun bir genç bayan.
For example, if my mother - who's quite old now - had let someone hug her when she was young in the sunshine, on the riverbank like this instead of tormenting herself by thinking what my life would be like as an adult today maybe she'd be less sad
Mesela eğer annem, şu anda çok yaşlı olan annem gençken birinin kendisine sarılmasına izin vermiş olsaydı güneşin altında, böyle nehir kenarında benim hayatımın büyüyünce nasıl olacağını kafasına takarak kendine eziyet etmeseydi bugün belki daha az üzgün olurdu.
- She's an adult, and I would like to talk to her. Please.
- O bir yetişkin ve onunla konuşmak istiyorum, lütfen.
She's probably trying to identify herself with an adult to regain some sort of confidence.
Muhtemelen güvenini yeniden kazanmak için kendisini bir yetişkinin kimliğinde tanımlıyor.
It bothered me that she was still a girl, like me, and almost an adult.
Canımı sıkan şey, hâlâ benim gibi bir kızken adeta bir yetişkin olmasıydı.
Noelle Slusarsky suffered a major setback in her quest to become an adult this week when she tried to steal her best friend's boyfriend.
Bu hafta Noelle Slusarsky nin bir yetişkin olabilmek için, yaptıkalrından bahsedeceğiz. En iyi arkadaşının, Erkek arkadaşını, Çalmaya çalıştığı zaman.
No, she's an adult.
Hayır, o bir yetişkin.
She'll argue that he knew he was talking to an adult the entire time.
O sırada bir yetişkinle konuştuğunu bildiğini iddia edecek.
She'll think she wrote it down wrong. If it's her, I'm going to do this properly. I'm an adult, for God's sake.
- Bu doğru şekiIde haIIedeceğim, ben bir yetişkinim.
Make sure she's met by an adult before you leave.
Ve oradan ayrılmadan önce bir yetişkinin karşıladığına emin olun. Olur mu?
I know you're concerned about Amy, Robert, but she's an adult, and she's not gonna let anybody take advantage of her.
Robert, Amy yetişkin biri ve kendini kullandırmaz.
She's going to be someone with child-like innocence... but have the maturity of an adult too
O, bir çocuk kadar masum... ama bir yetişkin kadar da olgun olmalı.
Either she's a kid, or she's an adult, elliot.
O ya bir çocuktur ya da yetişkin Elliot.
She's not exactly an adult either.
Tam bir yetişkin de değil.
You know what? She's an adult.
O bir yetişkin.
She's a minor, you're an adult.
O daha küçük, siz ise bir yetişkinsiniz.
She's not an adult, Matt.
O bir yetişkin değil Matt.
She's with an adult.
- Yanında yetişkin biri var.
There's enough death and darkness out there waiting for her when she's an adult.
Dışarıda yetişkin olduğunda onu bekleyen yeterince ölüm ve karanlık var.
She's an adult. So am I.
Annen bir yetişkin.
She's an adult.
Ben de öyleyim.
She's an adult. She'll find her way back.
Kocaman kız, dönüş için bir yolunu bulur.
Ana did nothing wrong, she's almost an adult...
Ana icin bu yanlis degil, o yetiskin biri...
She's an adult, Joe.
Kadın bir yetişkin.
She's an adult.
O bir yetişkin.
She's an adult, she is attractive, she's mature.
O bir yetişkin, çekici, olgun.
She's an adult, of course.
O bir yetişkin, sonuçta. Evlilik hakkındaki düşüncesini pekala değiştirebilir.
She's an adult woman in everyone's eyes.
Herkesin gözünde o artık yetişkin bir bayan.
She's not an adult, Warren.
Yetişkin değil, Warren.
She's an adult - I can't call her family just because she won't obey my wishes.
O bir yetişkin. Benim isteklerime uymuyor diye ailesini arayamam. Doğru.
Overdose? She injected herself with enough tranquilizers to kill an adult rhinoceros.
Kendine, yetişkin bir gergedanı öldürecek kadar yatıştırıcı yapmış.
Margot, she's an adult.
Margot, o bir yetişkin.
Okay, two times a week I teach an adult education class... and poor Julia has to walk home with Bradley. And then she's forced to stay with him for 45 whole minutes until I get there.
Haftada iki kez cinsel eğitim dersi veriyorum zavallı Julia da eve kadar Bradley'le yürümek zorunda kalıyor ve ben oraya gelene kadar 45 dakika onunla orada oturmak zorunda kalıyor.
I mean, Rory is an adult now, you know? She's riding trains and wearing suits.
Trene biniyor ve takım giyiyor.
Which makes sense, she's obviously an adult, capable of her own well-reasoned decisions.
Bu çok mantıklı. O yetişkin biri. Kendisine ait mantıklı kararları verebilir.
She's an adult and so is Gary, and even if Ida went over there, I'm sure he could handle it.
O bir yetişkin ve Gary de öyle. Ve Ida oraya gittiyse bile, onun başa çıkabileceğinden eminim.
- No, she's an adult now, your big sister.
- Hayır, artık o bir yetişkin, senin ablan.
- all of a sudden she's an adult.
- birdenbire bir yetişkin oldu.
Of course, she's an adult.
Tabii ki, o bir yetişkin.
It's not up to me, she's an adult, it's her decision.
Ama bu bana bağlı değil, o bir yetişkin. Bu onun kararı.
That's the problem. but she can't handle one with an adult.
Sorun bu. Bir çocukla bağı olacak ama bir yetişkinle olanla başa çıkamıyor.
They'll say she's an adult.
Onun bir yetişkin olduğunu söyleyecekler.
I believe she's had what is referred to as an adult onset of schizophrenia.
Yaptığı şeyin şizofreni başlangıcına işaret ettiğini düşünüyorum.
I'm an adult. She's an adult.
İkimiz de birer yetişkiniz.
She's an adult and can do what she wants.
O, bir yetişkin ve ne isterse yapabilir.
She has Adult Respiratory Distress Syndrome, stable for now, but she's requiring a very high positive and expiratory pressure...
Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu var. Şu an hayati tehlikeyi atlattı ama çok yüksek ekspirasyon sonu pozitif basınç gerekiyor.
She's already an adult.
O artık bir yetişkin.
One moment she's an adult, the next minute she's a child.
Bir an yetişkin gibi davranıyor sonra da hemen çocuklaşıyor.
Now, if Tasha's found guilty, the judge will determine if she should be sentenced as a minor or an adult.
Eğer Tasha suçlu bulunursa... Tasha'nın yetişkin olarak mı yoksa çocuk olarak mı mahkum edileceğini yargıç belirleyecek.
She's an adult. She knows her mind and doesn't like me.
Aklı başında ve benden hoşlanmıyor.
I mean, she's an adult.
Demek istediğim o bir yetişkin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]