English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / She knows something

She knows something traducir turco

291 traducción paralela
Maybe Carter knows something about the stolen money... and if Pauline's his girl, maybe she knows something, too.
Carter çalınan para hakkında bir şey biliyor olabilir. Pauline onun sevgilisiyse, o da biliyor olabilir.
I don't think so, but she knows something.
- Sanmıyorum. Ama bir şeyler biliyor ve bu onun için tehlikeli.
Because she knows something.
Çünkü bir şey biliyor.
She knows something, and she won't tell me.
Bir şey biliyor ama bana söylemiyor.
I want to have a little talk with Rhoda'cause she knows something.
Rhoda'yla konuşmalıyım çünkü bir şey biliyor olabilir.
She knows something, all right.
Bir şeyler biliyor, tamam mı?
She knows something, all right.
Kızın bir şeyler biliyor.
I hope she knows something because if she don't, there'll be a hell of a row.
Umarım bir şeyler biliyordur çünkü o da bilmiyorsa, hapı yuttuk demektir.
You really think she knows something?
Gerçekten bir şeyler bildiğini mi düşünüyorsun?
She'll give me a blast when she knows something.
Bir şey öğrendiğinde bana haber verir.
She knows something.
Bir şeyler biliyor.
Her maid's house. She knows something's up.
Bir seyler döndügünü hissetmis olmal.
I mean, she knows something.
Bir şeyler biliyor.
Perhaps she knows something.
Belki bir şeyler biliyordur.
- SHE KNOWS SOMETHING...
- Bir şey biliyor..
My female intuition tells me she knows something!
Kadınsı sezgilerim bana bir şey bilidiğini söyledi!
She knows something.
O birşeyler biliyor.
By the gods, she knows something.
Tanrılar adına, o birşeyler biliyor.
She laughs at me, sir, as if she knows something I do not.
bana gülüyor bayım, benim bilmediğim bir şeyi biliyormuş gibi.
- Because I think she knows something about a boy named Max.
- Çünkü Max adındaki çocuk hakkında bir şeyler biliyor.
If she filed a complaint, then maybe she knows something we don't.
Şikayette bulunduğuna göre belki de bilmediğimiz birşey biliyor.
elliot, if you think she knows something, find out. Fast.
Elliot, onun bir şey bildiğini düşünüyorsan, hemen öğren.
Maybe she knows something.
- Belki bir şey biliyordur.
The Lombardi girl... she knows something we don't.
Lombardi adındaki kadın bilmediğimiz bir şey biliyor.
She knows something.
Birşeyler biliyor.
Maybe she knows something.
Belki birşeyler biliyordur.
Does that mean she knows something?
Bu birşeyler bildiği anlamına mı geliyor?
I want to know what happened to my daughter and she knows something.
Kızıma ne olduğunu öğrenmek istiyorum ve o bir şeyler biliyor.
Safe, but she knows something.
Güvende ama bir şeyler biliyor.
Working with the portrait artist putting together a picture of Dr. Collier, but she knows something's up.
Kadını Dr. Collier'ın portresi için ressamla çalıştırdım. Ama bir şeyler döndüğünün farkında.
She knows something. I'm telling you. Who are all these people?
Bir şeyler biliyor.Sana diyorum Bütün bu insanlar da ne?
It seems as if she knows something.
Sanki bir şeyler biliyor gibi.
She knows something...
Bir şeyler biliyor.
Do you know something? I don't even think she knows where to send her trunks.
Bence bavullarını nereye göndereceğini bile bilmiyor.
Then, you do think that Rhoda knows something she isn't admitting.
Sizce Rhoda bir şeyler mi saklıyor?
She knows something.
- Bir şey biliyor ve bunu öğreneceğim.
It's like, she knows too much about me, or something?
Sanki benim hakkımda çok şey biliyor ya da öyle bir şeyler işte.
Maybe she's seen something or knows somebody.
Belki birisini görmüştür ya da biliyordur.
I'm sure she knows how to cook something.
Buna mecbur muyum?
Somebody knows something she's not telling.
Birisi benden bir şeyler saklıyor. Bender'ın harika biri olmadığını söylemiyorum ama yine de onun o kadar da harika olmadığını hiç düşündün mü? Bak.
Now she knows I've been hiding something from her.
Şimdi ondan bir şeyler sakladığımı biliyor.
She knows we're not big on birthdays... but wondered if she could do something special.
Doğum günlerini sevmediğimizi biliyordu ama özel bir şey yapmak istedi.
She knows that something brought me back... and she hasn't sent anybody knocking at our door for answers.
Beni bir şeyin geri getirdiğini biliyor ve kapımıza bizi sorgulayacak kimseyi yollamadı.
So Ethan comes up to me... all worried, asking how she is, like he knows something... and I gotta figure that's the only way he knows.
Ethan'da bana gelince merak eder hâlde, onun nasıl olduğunu merak ediyor, sanki bir şeyler biliyor gibi. Bilmesinin tek yolunun bu olduğunu anladım ben de.
I think she knows something.
Sanırım bir şeyler biliyor.
But she knows I know something.
Ama bir şey biliyorum biliyor.
No, she knows we're up to something.
Hayır, biz bir şey kadar olduğunu biliyor.
E... he / she knows, I marry something happen with me.
- Bilirsiniz, bir şey olursa.
Uh, at least she knows that something is not right, so if you can just do whatever you can to help me.
Yani en azından bir şeylerin yolunda olmadığının farkında. Elinden geldiğince bana yardımcı olursan sevinirim.
Maybe she knows him, maybe she saw something.
Belki de adamı tanıyor, belki de bir şey gördü.
My guess is she knows him, or maybe they hooked up at a cheap motel or something.
Bence adamı tanıyor... ya da belki ucuz bir motelde beraber olmuşlardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]