She tripped traducir turco
128 traducción paralela
Maybe a couple of times she tripped or slipped.
Belki bir-iki kez tökezledi ya da kaydı.
She said she tripped and fell.
Takılıp düştüğünü söyledi.
She tripped and fell down the stairs.
Ayağı takıldı ve merdivenden yuvarlandı.
- You know she tripped you on purpose?
- Sana bilerek takıldı, farkında mısın?
Well, anyway, she got up to leave and she tripped over a chair and fell on the floor.
Her neyse, gitmek üzere kalktı, bir sandalyeye takıldı ve yere düştü.
She tripped, right?
Ayağı takıldı, değil mi?
She tripped her, causing a head laceration, maybe a concussion.
Kadına çelme takıp, kafasının kırılmasına ve olası bir beyin sarsıntısına yola açmış.
Then, she tripped him.
Sonra, ona çelme taktı.
She tripped over a rug.
Halıya takılıp düşmüş.
I mean, even if she tripped, it's pretty hard just to fall over.
Eğer ayağı takıldıysa bile düşmesi çok zor.
Come on, you don't believe she tripped.
Ayağının takıldığına inanmıyorsun, değil mi?
Maybe she tripped, that it?
- Belki ayağı kaymıştır, öyle mi?
Wait, she tripped on her Manolo?
- Manolo'sunun üzerine mi düştü?
- She tripped.
- Ayağı kaydı.
She tripped over the chair, fell on the glass table it broke and stuck in her body.
Görünmez kaza, sen takıI iskemleye, düş sehpanın üzerine camlar kırılsın, vücuduna böyle girsin.
A trifle bashful, a wee bit fearful she skipped, she tripped, she leaped.
Biraz utangaç biraz da korkak çağladı, aktı, aktı.
She tripped!
Takıldı.
She tripped just as she was heading out to tell Avram about Ruchel.
Avram'a Ruchel'i anlatmaya giderken.
All the people of Anatevka are standing around with their goats... and she tripped, and they had to reset the goats.
Anatevka'daki herkes keçileriyle duruyordu. O takılıp düştü ve keçileri baştan almak zorunda kaldılar.
She tripped over that damn dog.
Kahrolası köpeğe takılıp düştü.
looking over his shoulder... and she tripped.
Ayağı takıldı.
The saleswoman, she tripped the silent alarm and, you know, we answered the call.
Satıcı sessiz alarmı çalıştırmış. Biz de karşılık verdik.
She tripped and fell down the stairs.
Sendeledi ve merdivenlerden düştü.
She--she tripped me and grabbed my keys.
O benim arabam! Beni sıkıştırdı ve anahtarlarımı aldı.
She Tripped.
O tökezledi.
Colleen was alone in the stairwell when she tripped.
Colleen düştüğü sıralar yalnızmış.
She tripped and fell on her own shears.
Kendi makasının üstüne düşmüş.
She tripped.
Kız sendeleyip düştü.
We were fighting, and she tripped.
Tartışıyorduk. Kaydı.
She tripped me.
Bana çelme taktı.
She, she tripped and fell.
Kaydı ve düştü.
I scolded her because she tripped over her shoelaces.
Ona bisikletle fazla dolaşmamasını söylemiştim. Beni dinlemedi ve düştü.
- She must have tripped.
- Ayağı takılmış olmalı.
She was so close, she stepped on a vine and it tripped him and throwed him in the brambles.
anne ayı eve çok yaklaşmıştı, asmaları çiğniyordu önce tökezledi, yavruyu alıp böğürtlenlikte kayboldu.
The master and Dr.Whittle think she must have fallen, tripped on the stairs most likely.
Efendi ve Dr. Whittle düşmüş olduğunu düşünüyorlar merdivenden yuvarlandığı üzerinde duruyorlar.
- She never would've tripped.
- O hiç takılmazdı.
She mauled a woman over a bag of chips? She tripped her.
Bir paket cips için bir kadını hırpalamasına ne dersiniz?
- I guess she just tripped.
- Sadece nazlanıyor, sanmıştım.
- No, she's the girl that tripped me.
- Hayır. Beni yere düşüren kadın.
She finally put Rory's stroller away. It's the first time in a year I haven't tripped over that thing.
Bir yıldır ilk kez o şeye takılmadım.
Johnno tripped up Dean Hurst and he got 300 stitches in his face and when his mum found out she did her dirty business on his dad's Astra.
Johnno, Dean Hurst'e çelme taktı ve suratına 300 dikiş atıldı ve sonra annesi farketti 67 00 : 04 : 48,900 - - 00 : 04 : 52,300 pis işlerini babasının Astra'sında yapardı. - Çık ve üstünü değiştir.
She tripped!
- O iyi Luke.
Apparently, she found your spare keys, came in through the door and tripped the alarm.
İyi. Görünüşe göre sizin yedek anahtarınızı bulmuş. Kapıyı açmış ve alarma yakalanmış.
When she ran for the door, tripped and fell and broke her femur.
Kapıdan geçerken, takıldı, düştü ve kalça kemiğini kırdı.
Then she suddenly tripped and fell!
Sonra birisi ona çelme taktı ve düştü.
If Joy knew it was a scam, she would've made me split the money, so I told them I tripped on some Japanese twins.
Eğer Joy'un bu dümenden haberi olsaydı, parayı bölüşmek isterdi, bu yüzden onlara Japon ikizlere takıldığımı söyledim.
I tripped to what she was doing a few days after she started moving the money, so I just...
Para transferlerini yapmaya başladıktan birkaç gün sonra farkına vardım.
Ok, so she must have tripped trying to run, or she was knocked over, hit her head on the andiron.
Tamam, kaçmaya çalışırken ayağı takılmış ya da şöminenin ayaklığı ile kafasına vurulmuş olabilir.
And she was either hit or tripped or fell Somewhere over there.
Ve karınız vurularak veya itilerek ya da ayağı kayarak bu tarafa düşmüştü.
She almost tripped up over the new memorandum to the court and the new diagnosis.
Neredeyse bu yeni mahkeme bildirisini ve tanıyı yutacaktı.
What, did she get you naked and you tripped over and fell on her?
Ne, seni soydu sen de tökezleyip üzerine mi düştün?
tripped 17
she told me 344
she told me everything 40
she tried 35
she turned me down 20
she turned 16
she tried to kill me 33
she texted me 29
she tell you that 16
she told you 103
she told me 344
she told me everything 40
she tried 35
she turned me down 20
she turned 16
she tried to kill me 33
she texted me 29
she tell you that 16
she told you 103