English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Showed up

Showed up traducir turco

6,735 traducción paralela
But she showed up... Right before i left.
Ama o... ben gitmeden hemen önce geldi.
Yeah, well, Her Majesty's farewell performance came to a screeching halt when this thing showed up.
Majestenin veda gösterisi bu şey olduğunda ani bir sona gelmiş.
I was afraid I made things a little uncomfortable the other night when I showed up.
Geçen gece geldiğimde işleri biraz rahatsız ettiğimden korkuyordum.
Apparently, he showed up at the hospital when he heard that she was hurt.
Anlaşılan yaralandığını duyunca soluğu hastanede almış.
You showed up at the E.R. with a hit-and-run victim.
Vur-kaç kazası kurbanıyla acil servise girdin.
I was drunk when I showed up.
İçeri girdiğimde sarhoştum.
If Sylvia left going this way and the landlady showed up five minutes later without having passed her, her car would have had to go off the road somewhere...
Sylvia bu yoldan gittiyse ve ev sahibi beş dakika sonra ona rastlamadan geldiyse arabası bir yerde yoldan çıkmıştır.
The man who showed up to Abigail's cottage and kidnapped her... It wasn't the judge, who confessed to the hit-and-run, and it wasn't the sheriff, who confessed to murdering Belinda.
Abigail'in kulübesine gelip onu kaçıran adam vur-kaçı itiraf eden hakim de Belinda'yı öldürdüğünü itiraf eden şerif de değildi.
These new EPIC things finally showed up.
DESTAN dedikleri aletler sonunda gelmiş.
Oh, look who showed up.
Bakın kim gelmiş!
Then you wussed out and you never showed up to the Moonwalk.
Sonra ödleklik edip gitmedin.
The only reason you're here is because Zora showed up, and you wanna make jokes about...
Burada olmanın tek sebebi Zora'nın ortaya çıkması ve sen şaka yapmaya...
The eight people who showed up thought is was brilliant.
Gelen sekiz kişi müthiş olduğunu düşündü.
You canceled because your ex-girlfriend showed up...
İptal ettin çünkü eski sevgilin ortaya çıktı ve...
He showed up a few days ago from Lanai.
Adam bir kaç gün önce Lanai'den geldi.
Brooke's ex-boyfriend Cory showed up from Lanai a few days ago.
Bir kaç gün önce Lanai'den Brooke'un eski sevgilisi gelmiş.
See, last night, you said you thought Daniel had been drinking when he showed up.
Dün gece Daniel geldiğinde içkili olduğunu söyledin.
Yes, and it's clearly more considerate than you,'cause it showed up at 6 : 00 like you were supposed to.
Mesajımı aldın mı? Evet, mesaj senden daha düşünceliydi çünkü saat tam 6'da geldi tam da senin burada olman gereken zamanda.
To be honest, I'm surprised you showed up today, with everything going on.
Açıkçası olanlardan sonra bugün gelmene şaşırdım.
He was waiting for us when he showed up.
Geldiğimizde bizi bekliyordu.
Called on her cell to say she'd be five minutes late for her shift at the library, and she never showed up.
Kütüphanedeki vardiyasına 5 dakika geç kalacağını söylemek için aramış ama hiç gelmemiş.
Well, the night kind of got blown up when Louis showed up at my apartment and said he was gonna break me.
Vallahi, gecem biraz berbat oldu sayılır. Louis bana gelip beni yok edeceğini söylediğinde
They were trying to find a way to notify the authorities when you showed up. And, uh...
Geldiğinizde yetkililere haber vermenin yolunu bulmaya çalışıyorlardı ve...
Dangerous-looking drug dealer once showed up at our door, looking for her.
Onu arıyor Tehlikeli görünümlü uyuşturucu satıcısı kez bizim kapıda geldi.
I'm gonna need to talk to your boss and verify when you showed up.
Ve yukarı gösterdi doğrulamak Ben senin patron konuşmak gerekecek duyuyorum.
Showed up.
Sadece gözüktü.
The police also showed up when you made Leonard take off his clothes and filled the livingroom with lizards.
Leonard'a giysilerini çıkarttırıp odayı kertenkelelerle doldurduğunda da polis gelmişti.
Till Jeff showed up. - Oh!
- Jeff gelene kadar.
- Phil, another person just showed up.
- Phil, başka bir insan daha geldi.
Another guy just showed up out of nowhere.
Adamın biri çıkageldi.
Ah, showed up fashionably on time.
Vaktinde gelmeye çalıştım.
But look, I asked God for a do-over and then, like, seconds later, these women showed up.
Ama Tanrı'dan baştan başlamayı istedim ve saniyeler sonra bu kadınlar geldi.
You do understand that wasn't your mother who showed up at the church, right?
Kilisede gördüğün kişinin annen olmadığını anlamanı istiyorum, tamam mı?
Maybe a friend of your mom's showed up one day
Belki annenin bir arkadaşı birden yanına gelip bir iyilik istedi.
Dave told me you showed up, no notice.
Dave, haber vermeden geldiğini söyledi.
She just showed up on her own.
Kendiliğinden çıkıp gelmiş.
Remember how the fire department showed up because there was a grease fire in the kitchen, and you convinced me they were strippers?
Mutfakta gres yağından yangın çıktığı için gelen itfaiyeyi ve beni onların striptizci olduğuna inandırdığını hatırlıyor musun?
You're gonna need a Chinaman translator, and yours ain't showed up for work today.
Tercümana ihtiyacın olacak ve seninki bugün işe gelmedi.
One night, this beautiful redhead named Marjorie Cameron showed up at the door.
Bir gece Marjorie Cameron adlı kızıl saçlı güzel bir kadın kapılarına geldi.
Let's say the FBI showed up at the hole, and said, " this is the FBI.
Tom, 2005'te kiliseden ayrıldı. Diyelim ki FBI Hücre'ye geldi " Biz FBI'danız.
He... he showed up just after your mother died, and he tried to offer me a bunch of cash from the sale of the house, and I wouldn't take it...
Annen öldükten sonra çıkageldi. Evin satımından bana para vermeye çalıştı ama kabul etmedim.
Look who just showed up.
Bak kim geldi.
It showed up in my voicemail last night.
Dün gece, telesekreterime düştü.
He was having surgery, and neither of you showed up in the hospital?
Ameliyat oluyordu ama ikiniz de hastaneye gitmediniz mi?
Unfortunately, proof that we failed showed up in the form of six heavily armoured soldiers.
Ne yazık ki, bir anda başarısızlığımızın kanıtı olarak altı ağır silahlı asker ortaya çıktı.
It was buried so deep we never found it... until... you people showed up with the ground-penetrating radar.
Çok derine gömülmüştü, eğer siz yeraltı radarıyla... ortaya çıkmasaydınız, onu asla bulamazdık.
Stuart's personal cell phone just showed up online.
Stuart'ın kişisel cep telefonu açıldı.
I mean,'cause part of it just showed up at a murder scene.
Çünkü bir parçası, bir olay mahallinde ortaya çıktı.
Before global tracking went down, EPIC did pick up a signal in Canada that showed some potential.
Evrensel takip çökmeden önce EPIC, Kanada'da potansiyeli olan bir sinyal almıştı.
Well, when Sam showed back up, I, uh...
Sam tekrardan döndüğünde ben...
They showed up at my mother's house.
Annemin evine geldiler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]