Slowly but surely traducir turco
97 traducción paralela
Slowly but surely, people began to open their eyes, and change their minds.
Yavaşça ama kesinkes insanlar gözlerini açmaya ve fikirlerini değiştirmeye başladılar.
He's got the old woman, slowly but surely, right in the midriff, and here he is.
İhtiyar kadını yavaş ama kökten halletti. İşte geldi.
We're slowly but surely poisoning ourselves, you know that?
Yavaşça fakat ciddi bir şekilde kendimizi zehirliyoruz, haberiniz var mı?
And they'll grind you down slowly but surely.
Seni de ağır ağır muhakkak ezeceklerdir.
Slowly but surely they've been cutting our defense budget. They've probably been planning this since the very beginning.
Biraz düşünelim ileriyi görerek, bütçenin istilacılarla görüşülerek kesilmesine karar verilmiş olabilir.
Slowly but surely, he lost everything.
Yavaş yavaş, her şeyi kaybetti.
Slowly but surely, attitudes are changing.
Yavaş yavaş ama emin adımlarla, tavırlar değişiyor.
You have to understand, this is a 19-year-old kid and he is now facing the most heinous charge known to man and everyone in the world slowly but surely, was turning against him.
Bunu anlamak zorundasınız, bu henüz 19 yaşında bir çocuk, insanoğlunun bildiği en iğrenç ithamla karşı karşıya ve bütün dünya yavaş yavaş da olsa ona karşı cephe almaya başlamış.
We gonna start slowly but surely taking our communities back.
Mahallemizi kurtarmak için yavaş ama emin adımlarla başladık.
While my coffers were being depleted slowly but surely.
Kasamdaki para yavaş yavaş suyunu çekmeye başladığında...
And this wicked world will slowly but surely become a place of cheerful harmony.
Bu kötü dünya neşeli bir uyuma sahne olacak.
I watched him lose it, slowly but surely.
Onun kaybedişini yavaşça ama emin bir şekilde izledim.
But slowly but surely, the patriotism turned into hate-riotism.
Muhafazakârlar salak, Liberaller salak.
Slowly but surely, you're the one who stole my heart and I didn't even get to know quietly, secretly, you cast a spell... and I didn't even get to know.
Yavaşça, fakat mutlaka, sen benim kalbimi çaldın. Ben bunu anlayamadım bile. Sessizce, gizlice, sen beni büyüledin.
Slowly but surely, you're the one who stole my heart and I didn't even get to know.
Yavaşça, fakat mutlaka, sen benim kalbimi çaldın. Ben bunu anlayamadım bile.
Slowly but surely, you're the one who stole my heart and I didn't even get to know
Yavaşça, fakat mutlaka, sen benim kalbimi çaldın. Ben bunu anlayamadım bile.
Slowly but surely, you're the one who stole my heart and I didn't even get to know.
Yavaşça, fakat kesinlikle, sen benim kalbimi çaldın. Ben bunu anlayamadım bile.
- Getting there, slowly but surely.
- İyileşiyor, yavaşça ama emin olarak.
Slowly but surely. It's okay.
Yavaş yavaş olacak.
But find, slowly but surely, that there may, in fact, be a relationship there.
Fakat sonunda yavaş bir şekilde ortaya çıkıyor ki bu işin sonunda bir ilişki doğabilir.
Slowly but surely... she falls in his trap
Yavaşça, ama kesinlikle. Tuzağına düşüyor.
Slowly but surely.
Yavaş ama iyileşiyorum.
Locke's desire to keep everybody on the island, and slowly but surely, he's methodically picking off every possibility of rescue.
Locke'un isteği herkesi adada tutmak, Ve yavaşça fakat emin olarak, metodolojik olarak Kurtulmanın hertürlü olasılığını topluyor.
Slowly but surely, the Earth began to wither and die.
Yavaşca fakat emin bir şekilde yeryüzü solup yok olmaya başladı.
It feels like no matter what I do, slowly but surely, I'm just becoming - -What?
Sanki ne yaparsam yapayim, Yavasça ama kesin bir seye dönüsü - - Ne?
And while we are slowly but surely ruining our planet... some super-rich people sit somewhere and rub their hands.
Yavaş ama emin adımlarla dünyamızı mahvederken bazı multi milyonerler oturup ellerini ovuşturuyor.
Slowly but surely.
Yavaş ama emin adımlarla.
Slowly but surely?
Yavaş ama emin adımlarla mı?
Slowly but surely what?
Neymiş o, yavaş ama emin adımlarla olan?
My belly button, slowly but surely?
Benim göbek deliğimden mi? Yavaş ama emin adımlarla mı?
- Slowly but surely.
- Yavaş ama emin adımlarla.
Slowly but surely.
Yavaşça ama kesin.
Slowly but surely.
Yavaşça ama kendinden emin.
So... a bomb going off slowly but surely inside my body, and there is nothing to be done, is there?
Yani... içimde bir bomba yavaş ama emin adımlarla patlıyor ve yapılacak hiç bir şey yok, öyle değil mi?
You're given an orderly life and the chance to repay your debt slowly but surely.
Size sıradan bir hayat verildi ve borcunuzu yavaş da olsa, kesinlikle ödemeniz için de bir şans.
- Slowly but surely.
- Yavaş ama emin olarak.
After millions of years of growth, this mountain is slowly but surely losing height at a rate of 20 centimetres every 100 years.
Milyonlarca yıllık gelişmeden sonra, bu dağ yavaş fakat kesin bir şekilde yüksekliklerini kaybediyor yaklaşık her 100 yılda 20 santimetre.
vast quantities of wood were used to transport the stone statues, and slowly but surely, the Rapa Nui used up their island's precious resources.
taş heykelleri taşımak için muazzam miktarda tahta kullandılar. ve yavaş yavaş fakat emin adımlarla, Rapa Nui adanın değerli kaynaklarını tükettiler.
Vast amounts of timber would have been required to transport and erect the giant moai, and slowly but surely, the forests vanished.
Dev Moaileri taşımak ve dikmek için çok miktarda ahşap gerekti, ve ormanlar yavaş fakat istikarlı biçimde yok oldu.
My father's doing better, slowly but surely.
Babam da yavaş yavaş kendine geliyor.
The last few years he's been turning slowly but surely into gollum.
son bir kaç yıldır değişmeye başladı yavaş yavaş fakat emin adımlarla "Gollum" a benziyor.
Slowly but surely becoming a Kennedy by assimilation.
yavaş fakat emin adımlarla bir Kennedy asimilasyonu oluyor.
Slowly but surely.
Yavaş yavaş kaldırıyoruz işte.
His might's coming back, slowly but surely.
Gücünü yavaş yavaş toplamaya başlar.
At $ 300 a week I could pay you off, slowly, but surely.
- Haftada 300 dolara borcu ödeyebilirim, yavaşça fakat tamamını
Slowly but surely,
Yavaş fakat düzenli bir şekilde
Look, I can't go back for you because slowly but surely
Seninle geri dönemem.
Slowly, but surely.
Elbette fakat yavaşça.
I lose more accounts slowly, but surely.
Başka hesapları kaybedeceğim. Yavaş yavaş ama emin adımlarla.
Slowly, but surely.
Yavaş ama emin adımlarla...
Slowly, but surely.
Yavaş yavaş olacak.