English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Smells

Smells traducir turco

8,506 traducción paralela
Wow, it's... smells...
Vay canına, bu şey... - Ne?
- Yeah? - Good. It smells good.
-... güzel kokuyor.
It smells like a gym bag.
Spor çantası gibi kokuyor içeri.
I know... it smells awful.
Çok kötü koktuğunun ben de farkındayım.
- Smells like a coup d'état.
- Askeri darbe gibi görünüyor.
Start cooking in the kitchen so it smells like home.
Mutfakta yemek yapmaya başla ki ev kokusu olsun.
Smells like Puerto Rico in here.
Porto Riko gibi kokuyor.
She'll come out when she smells the meat cooking.
Pişen etin kokusunu aldığında gelecektir.
Smells like pine, you love pine.
Çam ağacını seversin. Evet, evet.
Smells like dinner.
Akşam yemeği kokusu alıyorum.
Smells good in here.
İçerisi güzel kokuyor.
- Oh, it smells like shit.
- Bok gibi kokuyor.
It smells like JUMP.
JUMP gibi kokuyor.
Smells like you already have.
Çoktan gitmiş gibi kokuyorsun.
- And she smells.
- Ve iğrenç kokuyor.
Smells of candy apples and thyme.
Elma şekeri ve kekik kokuyor.
Smells like my grandma's condo is St. Pete.
Anneannemin St. Pete'deki evi gibi kokuyor. Lavanta yağı.
Ugh! Smells great, but I'm not hungry.
- Güzel kokuyor ama aç değilim.
Smells like shit.
Bok gibi kokuyor!
Smells like smoke.
Duman gibi.
- It smells good.
- Güzel kokuyor.
Mmm, smells good. Can't wait!
Harika görünüyor!
Smells like a fire.
Bir şey yanmış gibi kokuyor.
Uh... we can't talk about snakes or smells?
Yılanlar veya kokular hakkında da konuşamıyoruz.
You and Jeremy and Simon were like, "I wanna make old rice that smells like badussy"?
Sen, Jeremy ve Simon "Göçüam gibi kokan bayat pilavlardan yapmak istiyorum." falan mı dediniz?
If Nicky smells something worth checking out, he'll bark twice like this.
Eğer Nicky bakmaya değer birşey bulursa şu şekilde iki kez havlayacak.
It smells like old, spilled beer.
Eski el yapımı biraya benziyordu.
Smells delicious!
Lezzetli kokuyor.
But that limp smells delicious.
Ama topal adam çok güzel kokuyordu.
Smells good.
Nefis kokuyor.
Oh. Oh, smells good. Oh!
Cennet gibi.
Something smells nice.
Güzel kokuyor.
Oh, that smells nice.
Amma da güzel kokuyormuş.
It smells like coconut.
Hindistan cevizi gibi kokuyor.
I love it when he gets off work'cause his whole body smells like [Sniffs] coffee.
İşten eve gelmesine bayılıyorum çünkü bütün vücudu kahve kokuyor.
Yeah, you know what else smells like coffee?
Evet. Başka ne kahve gibi kokuyor biliyor musun?
It smells like her.
Onun gibi kokuyor.
But the top of your head, right here... it always smells like you.
Ama başının tepesi, tam burası, her zaman sen kokar.
Good? Smells good to you?
Güzel kokuyor mu size?
Mmm. He smells good, too.
O da iyi kokuyor.
And I paid to find a wife, not a squatty peasant who still smells like sheep shit.
Bir eş bulabilmek için ödeme yaptım koyun boku gibi kokan bodur bir köylü için değil.
You know, Neri smells different, and she's just talking about getting pregnant. Wait.
Neri, farklı kokuyor ve son zamanlarda hamile kalmaktan bahsediyor.
And then my hair smells like canola oil!
Ve saçımsa kanola yağı gibi kokuyor.
Because it smells great.
Harika kokuyor da.
He smells!
Çok kötü kokuyor!
It smells funny in here.
- Burası tuhaf kokuyor.
You should know. I mean... you do know what a vagina smells like.
Vajinanın nasıl koktuğunu biliyorsundur herhalde.
In my dreams, it smells like... freshly baked gingerbread and my mother's rice pudding swirled together.
Düşlerimde taze zencefilli çörek ve annemin sütlacı gibi kokuyor girdap karışımı gibi.
Smells like somebody's dying in here.
Burada biri ölmüş gibi kokuyor.
Your hair smells good.
- Hastanede bit var mı diye baktılar.
- Smells good.
- Kurabiyeler!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]