Smell this traducir turco
997 traducción paralela
- Smell this.
- Kokla sunu.
Smell this.
Şunu bir koklayın.
In that case, smell this stew.
Bu durumda, kokla şu güveci..
Can't you smell this?
Kokuyu alamıyor musun?
Let me smell this.
Dur şunu bir koklayayım.
You'll love it. Smell this.
Biraz alayım, kokusunu çok seviyorum.
Smell this cheese.
- Şunu bir kokla.
- Can you smell this fragrance?
- Kokuyu alıyor musun?
And when may I smell this pretty posy of yours?
Şu sizin tatlı çiçek demetini ne zaman koklayabilirim?
Hope this... hope this smell of petrol goes off.
Umarım bu benzin kokusu uçar.
Hey, I bet you don't grow flowers there that smell like this.
Hey, bahse girerim sizin oralarda çiçekler böyle kokmuyordur.
If we spring this, the Allenburys are bound to smell a frame-up!
Bunu savunacak olursak, Allenbury'ler bir tuzak olduğunu anlar!
Smell this.
Koklayın.
Seems to be a strong smell of honey-suckling roses in this car.
AnlaşıIan bu arabada güçIü bir hanımeli kokusu var.
This is it. I can-a smell'em.
Demek berber burası.
All this noise and smell seems to be good for you.
Bütün bu gürültü ve koku sana iyi gelmişe benziyor.
She sure makes this old saloon smell nice!
Buradaki kokunun güzel olmasini sagliyor o!
This smell you imagined was at the same time?
Duyduğunuz şu koku da aynı anda mı çıktı?
- But there's something about this that doesn't smell right.
- Ama bu konuda doğru olmayan bir şeyler var.
The smell of this changed your mind, didn't it?
Bunun kokusu fikrinizi değiştirdi, değil mi?
I smell something in this wind and sand that's not altogether the weather.
Havada ve kumda garip bir koku var ve bunun sebebi mevsim degil.
Oh, this smell...
Bu koku...
Tama, fetch something that has this smell
Bu kokuyu unutma.
I can smell trouble a mile off, and this poor kid was in trouble.
# Belanın kokusunu bir kilometreden alırım. Bu çocukcağızın başı beladaydı.
What's this delicious smell?
Bu güzel kokan şey de nedir?
I can smell trouble right here in this apartment.
Bu dairede de belanın kokusunu alıyorum.
- They are going to smell you out on this.
- Bunun bedelini ödeyeceksin.
You can almost smell the trees! And what is this?
Neredeyse ağaçların kokusunu duyabiliyorsun!
This doesn't smell good.
Bu iyiye işaret değil.
What's that smell in this room?
Odadaki bu koku da ne böyle?
Didn't you notice an unpleasant smell of mendacity in this room?
Bu odadaki o nahoş riya kokusunu duymuyor musun?
- This time I smell gunplay.
- Bu kez burnuma barut kokuları geliyor.
The only way this little fellow can tell his mother from any other cow is by her smell.
Bu küçük dostumuz kendini koklatarak, diğer ineklerle annesine haber gönderebilir.
Here, by this tomb redolent with the smell of death.
Burada, bu ölümün boşluğuna akan mezarın yanında.
I love this smell.
Bu ota bayılıyorum.
Without this wind, the air would smell like a putrid pond.
Rüzgar olmasaydı gölün leş gibi kokusu duyulurdu.
If it gets wet... this powder gives off a nasty smell.
Çanta ıslandığında... bu toz sayesinde etrafa çok pis bir koku yayacak.
And dirt under my nails, and the smell of this place in my hair.
Tırnaklarımda kir birikti. Buranın kokusu saçlarıma sindi.
I'm sorry, lads, but the smell of this place is beginning to get to me.
Millet kusura bakmayın ama bu yerin kokusundan bıktım.
This smell gets out, we can get torn apart.
Bu koku dışarı çıkarsa bizi parçalarlar.
There's something exciting about a place like this after hours. The empty seats and the smell of greasepaint.
Saatler sonra, böyle bir yerden geriye boş koltuklar ve yağlı boya kokusu kalması ne kadar ilginç.
Suck this sweet so he don't smell the gin.
Şu şekeri em de kocan içki kokusu almasın.
This got poor smell but eyes like a hawk.
Bu ayılar koku almakta çok zayıftır... fakat gözleri bir şahin gibidir.
It was cold a bit, but the birds were singing and this smell...
Biraz soğuktu ama kuşlar şarkı söylüyordu ve bir de şu koku...
What's the odd smell in this house, inspector?
Bu evdeki koku ne, Müfettiş?
Whenever I see a psychoanalyst and a lawyer, I smell money but this time, I smell it all around me.
Ne zaman bir psikanalist ve bir avukat görsem, para kokusu alırım... Ama bu kez, tüm etrafımda kokusunu alıyorum.
This here territory is full of women you don't have to smell like lilac water to get next to.
Bu bölge, kur yapmak için leylak kokmak zorunda olmadığın kadınlarla dolu.
- This is it, I can smell the meal.
- İşte.Yemeğin kokusunu alır gibiyim.
If the smell of this book doesn't make me lose my appetite.
Tabii bu kitabın kokusu iştahımı kaçırmadıysa.
What is this filthy smell?
Bu iğrenç koku da nedir?
I mind the filth and the smell. And the screams of the soldiers in the hospitals when they operate without chloroform because the supplies have run out. What should they want me to do this time?
Kokudan, pislikten nefret ediyorum askerler üzerinde, malzemeler bittiği için kloroformsuz ameliyat yapılırkenki çığlıklardan.
this 8555
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this one 1756
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this one 1756
this isn't you 235
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is a 428
this is fun 448
this is crazy 1291
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is a 428
this is fun 448
this is crazy 1291
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is for you 917
this is the guy 68
this is not good 352
this time 1599
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72
this is serious 534
this is the guy 68
this is not good 352
this time 1599
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72
this is serious 534