English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / So i've heard

So i've heard traducir turco

1,383 traducción paralela
YES, SO I'VE HEARD.
- Bitirebilir miyim?
So I can assume you've also heard that he died while in police custody?
Polis gözetimi altındayken öldüğünü de duymuşsunuzdur herhalde.
So, hey, I heard your dad came over last night and he and my dad talked about Joseph Smith.
Hey, akşam baban uğramış ve babamla Joseph Smith hakkında konuşmuşlar.
I've heard so...
Duyduğuma göre...
So I've heard.
Ben de öyle anladım.
You heard about the foreclosure... and you knew I lied about the doll expo, so you came up here to help me move my stuff.
Bizim haciz olayını duydun ve bebek fuarıyla ilgili yalan söylediğimi bildiğinden taşımaya yardım etmeye geldin.
- I've heard so much about you.
- Hakkında çok şey duydum.
But I've heard of weirder systems, so I say, what the hell, give it a shot.
Ama daha tuhaflarını duymuştum, yani ne fark eder ki, deneyelim.
I've heard so much about him.
Onun hakkında o kadar çok şey duydum ki.
Oh, gosh. I've just heard so much about you from Drew.
Drew senin hakkında çok şey anlattı.
So I... assume you heard about Gilbert and I.
Ben... Gilbert ve beni duyduğunu sanıyorum.
So let's just cut the bullshit, pal, because I've heard it all.
Saçmalamayı kes dostum, çünkü hepsinden haberim var.
You mean you're doing an E! True Hollywood Story on yourself? Sandy, that's so... That's the stupidest thing I've ever heard.
gerçek Hollywood hikayesinimi yapıyorsun? Sandy, Duyduğum en aptalca şeydi.
I've heard so much about you.
Hakkınızda çok şey duydum.
I dabble in dialects, and I'm storing up notebooks of quaint vowel and consonant changes from Latin into Spanish and from Spanish into Indian Spanish against an amusing old age, so when I heard about your secret language...
Ve bu konuda bir kitap hazırlıyorum. Latince'den İspanyolca'ya ve İspanyolca'dan Yerli İspanyolcası'na. Ve gizli dilinizi duydum.
I've heard so many things about you, Darcy.
Hakkında çok şey duydum Darcy.
So I've heard.
Duymuştum.
So I've heard amazing things about you, about the Kaleidoscope.
Şaşırtıcı şeyler duydum senin hakkında, Kaleidoscope hakkında.
I've never heard of anything so ridiculous.
Hiç bu kadar saçma bir şey duymamıştım.
I never heard a passion so confused, so strange, outrageous and so variable as the dog Jew did utter in the streets.
Yahudinin sokaklarda haykırdığı kadar tuhaf öfkeli ve ürkütücü bir ses hayatımda hiç duymamıştım.
I just heard the phone ringing, so I picked it up.
Telefon çaldığını duydum ve açtım.
I've heard so many great things about you.
Hakkınızda çok şey duydum. Ben, Vincent Palmer.
So I started screaming and luckily the neighbors heard me.
Çığlık atmaya başladım ve şansıma komşular beni duydular.
I mean I've heard so much about what happened.
Olanlar hakkında birçok şey işitiyorum.
I heard it from a N Korean defector 50 years of separation and everything's so different
Bunu elli yıllık bir Kuzey Kore kaçağından duydum ve her şey çok farklı.
I heard that you're doing a special project, and I really wanted to participate in it, so I came here shamelessly.
Özel bir proje hazırladığınızı duydum ve katılmak istedim. Ve yüzsüzce buraya geldim.
- So I've heard.
- Ben de öyle duydum.
Dr. Clark and his "steady hand" haven't been seen or heard from since, so you don't have to be a brain surgeon to guess what I'm thinking.
Dr. Clark ve sağlam eli de o zamandan beri ortada yok. Aklıma geleni tahmin etmek için beyin cerrahı olmaya gerek yok.
Yeah, so I've heard.
Evet, duydum.
I've heard so much about you.
L've size hakkında çok şey duydum.
I got concerned when I heard you played poker with her friends, so I told her about your little problem.
Onun arkadaşlarıyla poker oynadığımı duyduğumda endişelenmiş ve ona küçük sorunundan bahsetmiştim.
So, look, I kind of heard you guys talking and... you know, things seem to be going pretty good for Liz... which is different and a nice change.
Konuştuğunuzu duydum ve Liz için işler iyi gidiyor gibi görünüyor. Buraya taşınmayı düşündüğünüzü biliyorum ve bana uyar demek istedim. Bu güzel ve faklı bir değişim.
So I've heard.
Öyle derler.
Ah, so I've heard.
Ben de öyle duydum.
- Julia, I've heard so much about you.
- Julia senin hakkında çok şey duydum.
I've never heard you so... free.
Kendini hiç bu kadar serbest bıraktığını hissetmemiştim.
So I've heard.
Ben de öyle duymuştum.
I've heard so much about you.
Merhaba. Hakkında çok şey duydum.
So I've heard all my life.
Bunu tüm hayatım boyunca duydum.
So I've heard.
Duydum.
The ringing I heard, it came from a stone, it was in Lionel's hand, and it had a Kryptonian symbol on it, and it was glowing, and I thought it was going to hurt Lex, so I got in between them,
Lionel'ın elindeydi. Üstünde bir Kripton sembolü vardı ve parlıyordu. Tanrım.
So I've heard.
Öyle duydum.
So I've heard.
Öyle duymuştum.
When I checked with his fiancée this morning... she said she hadn't seen or heard from him in 24 hours, so I called you.
Bu sabah nişanlısıyla görüştüğümde 24 saattir ondan haber almamış ve bu yüzden ben de sizi aradım.
I heard the good news and I'm so happy
Güzel haberleri duydum ve çok sevindim.
I've been treed by grizzly bears and tracked by Blackfeet but never was so scared as when I heard that farmer tell you about a reward for a runaway slave, no, sir.
Boz ayı korkusuyla ağaca tırmandım, Karaayak'lar tarafından izlendim, ama hiç bir zaman o çiftçinin size kaçak bir köleyle ilgili ödülü söylediği anki kadar korkmadım, kesinlikle efendim.
After all, your story is one I've heard so many times.
Sonuçta, senin hikayeni birçok kez dinledim.
I've heard so much about you.
Hakkında öyle çok şey duydum ki.
So I've heard.
Ben de öyle duydum.
So I've heard.
Bunu duydum.
I've heard so much about you...
Sizin hakkınızda çok şey duydum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]