So i traducir turco
431,780 traducción paralela
So I have to bring Penny, you can't afford it, Howard's gonna get in trouble, and this guy gets to have a great time.
Ben Penny'yi getirmek zorundayım, Sen bilet alamıyorsun Howard'ın başı belaya girecek ve bütün eğlence bu herife kalacak.
So I'll say maybe.
O yüzden belki diyorum.
But I need to earn enough money so I can go to Comic-Con.
Ama Comic-Con'a gidebilmek için yeteri kadar para kazanmam lazım.
O-O-O-Okay, hold on, so if you don't want to go and I don't need to bring you, is everything good?
Pekâlâ, dur biraz. Yani sen gitmek istemiyorsan ve ben seni götürmek zorunda değilsem, her şey yolunda mı?
I hear a noise, like a spraying sound and I feel a mist, so I turn.
Bir ses duydum, sprey sesi gibi. Ve omzumda bir sis hissedip arkama döndüm.
Good afternoon, we had a budget meeting that ran long, so I'm gonna eat my lunch while I hold this press conference.
İyi günler, Uzun süren bir bütçe toplantımız vardı, bu yüzden yemeğimi basın toplantısını yaparken yiyeceğim.
You're getting all the credit for my police work, so I want stuff from you.
Benim yaptığım polis işleri için Tüm övgüyü sen alıyorsun, o yüzden ben de senden mal istiyorum.
I knew that Taylor Swift would mess up if I watched her, so I did watch her... like a psycho.
Taylor Swift'i izlersem sıçıp batıracağını biliyordum, bu yüzden onu izledim... bir sapık gibi.
Anyway, I'm working right now, so I have to go over there.
Her neyse, şimdi çalışıyorum, bu yüzden oraya gitmem gerek.
So I can be in one of those magazines?
O dergilerden birine çıkayım diye mi? " dedim.
There was no blood, so I'm, like, " Is it dead?
Kan yoktu, bu yüzden, " Öldü mü?
So I've only been a foster mom for a few weeks now, but it's true what they say :
Sadece birkaç haftadır koruyucu bir anneyim ama söyledikleri doğruymuş :
Anyway, I'm really grateful for these meetings so I have somewhere to come and complain...
Her neyse, bu toplantılara minnettarım böylece gelip şikayet edebileceğim bir yer var.
So I said, "You know I can't have that."
Ben de dedim ki... "Bunu yiyemeyeceğimi biliyorsun."
So I said, "Screw you."
Ben de ona "Siktir" dedim.
And if I have to watch him squeeze into an Ewok costume, so be it.
Ve onu Ewok kostümü giyerken izlemek zorunda kalacaksam, öyle olsun.
Well, she's so excited, I can't do that to her.
Çok heyecanlı, bunu ona yapamam.
I should hope so.
Umarım öyledir.
I really should wear a bell around my neck so you guys can hear me coming.
Siz çocuklar geldiğimi duyasınız diye boynuma çan bağlayacağım artık.
I don't see why this has to be so complicated.
Bunu neden bu kadar büyüttüğünü anlamıyorum.
This is so generous of you, I-I, um, I don't know what to say.
Çok cömertsiniz. Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Well, I'm not so sure he's ready for Lisa.
- Lisa için hazır olmayabilir.
So, what are you saying, I was just in the wrong place at the wrong time?
Ne yani, sadece yanlış zamanda yanlış yerde mi bulundum?
Yeah, so do I.
Benim de.
I'm so sorry.
- Çok üzgünüm.
You were so little, I didn't think you would.
Öyle küçüktün ki hatırlayabileceğini sanmıyordum.
I'm so sorry.
Çok üzgünüm.
I spent so long wanting to look like one of the Kardashians, I don't even give a fuck it's the dad.
Bir Kardashian gibi görünmek için çok bekledim, babaları gibi görünmem sikimde bile değil.
And I was, like, " So, you think you got a dick better than Christmas?
Ben de, " Yani Noel'den daha iyi bir sikin olduğunu mu düşünüyorsun?
And he's so confused, like : " I don't understand it.
Kafası çok karışmış. "Anlamıyorum."
And it's so amazing, because I get to choose some of my very favorite comedians and ask them nicely if they'll support me on tour.
Olağanüstü oldu çünkü en sevdiğim komedyenlerden bazılarını seçebiliyor ve nazikçe turnede beni desteklemelerini isteyebiliyorum.
And so, I was, like, "Why haven't you called me?"
Bu yüzden, "Niye beni aramadın?" filan oldum.
So, I'm not really in contact with Joanne.
Telefonu da. Yani Joanne ile irtibatım yok.
Okay, so, what it is is I would see Kerrie at any point around the house, and if I wanted to play, I would say, "Hey, Kerrie, relax."
Oyun şu, Kerrie'yi evde herhangi bir noktada görürdüm ve oynamak istersem "Hey Kerrie, rahatla." derdim.
But the rest is just nothing, and I'm so blessed to have this outlook, because I get to do British panel shows.
Ama diğerleri bir şey değildir ve bu şekilde baktığım için mutluyum çünkü İngiliz yarışmalarına katılabiliyorum.
I went home for the hen do, and those same girls I knew from school were there, and they were, like, " So, Katherine, we haven't seen you in a long time.
Parti için eve gittim, okuldan tanıdığım o kızlar oradaydılar ve, "Katherine, uzun zamandır seni görmedik."
So, I did not attend.
Bu yüzden katılmadım.
So, I said, "Thank you," hoping he had finished his poem.
Bu yüzden, "Teşekkürler." dedim ve şiirini bitirdiğini umdum.
"I want to take you because you're not so pretty"?
çünkü çok güzel değilsin. " diyen biriyle dışarı çıkar mıydın?
So, I left, and I stayed in summer homes and on friends'couches. "
"Bu yüzden evden ayrıldım, yazlıklarda ve arkadaşların kanepelerinde kaldım."
Because the men don't lie, so now I've got to defend my father.
Çünkü erkekler haklı ve şimdi babamı savunmam gerekiyor.
So, I present the rabbit to Violet, because she's my master.
Tavşanı Violet'a verdim çünkü o benim efendim.
So, I thought, " All right, Katherine, pull yourself together.
Şöyle düşündüm : "Pekâlâ Katherine, kendini topla."
I just love my baby sister so much, I miss her so much, and I want it to be an amazing speech.
Kız kardeşimi çok seviyorum, çok özlüyorum ve müthiş bir konuşma yapmak istiyorum.
So, I wondered if, Apollo, I could practice it on you, because you're my friends.
Bu yüzden Apollo, acaba sizinle pratik yapabilir miyiz? Çünkü siz benim arkadaşımsınız.
Okay, so, I am the maid of honor, and this is time for my speech.
Tamam, ben baş nedimeyim ve konuşmamın zamanı geldi.
Once again, guys, I appreciate you so much for being here.
Bir kere daha, geldiğiniz için çok teşekkürler.
I am so honored to have been chosen as Kerrie's maid of honor today, mostly because I know it pisses off her whore friends... who wouldn't know honor if it slapped them in the face.
Bugün Kerrie'nin baş nedimesi seçilmek benim için büyük bir onur, en çok da fahişe arkadaşlarını sinir ettiğini bildiğim için... Onlar onuru yüzlerine tokat atsa tanımazlar.
So, Kerrie, to you, my beautiful baby sister, on your wedding day, I just want to say... relax.
Kerrie, güzel küçük kız kardeşim, sana, düğün gününde, şunu söylemek istiyorum... rahatla.
I don't even know where to start. I'm just so upset.
Nereden başlayacağımı bile bilmiyorum.
So, I was having a little family dinner, and my sister-mother shows up... with a rum cake.
Küçük bir aile yemeğindeydim ve kardeş-annem romlu bir pasta ile geldi.
so it's done 19
so i'm told 61
so innocent 31
so it's a win 16
so it goes 27
so it is 192
so it doesn't matter 23
so i'm 150
so it is true 19
so it would seem 69
so i'm told 61
so innocent 31
so it's a win 16
so it goes 27
so it is 192
so it doesn't matter 23
so i'm 150
so it is true 19
so it would seem 69
so it's over 58
so it's up to you 22
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so it seems 95
so i'm done 19
so in a way 17
so it was you 44
so instead 79
so i see 155
so it's up to you 22
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so it seems 95
so i'm done 19
so in a way 17
so it was you 44
so instead 79
so i see 155
so i'm like 39
so i've been told 63
so in 27
so i'm out 19
so i left 108
so i heard 89
so it's 240
so i figured 114
so it's fine 24
so i'll see you tomorrow 22
so i've been told 63
so in 27
so i'm out 19
so i left 108
so i heard 89
so it's 240
so i figured 114
so it's fine 24
so i'll see you tomorrow 22