English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / So sorry about that

So sorry about that traducir turco

370 traducción paralela
I'm so sorry about that, Onaka
Özür dilerim Onaka.
I'm so sorry about that.
Çok özür dilerim.
Oh, Gretch, I'm so sorry about that.
Oh, Gretch, Bunun için çok üzgünüm.
I am so sorry about that, Martin.
Bunun için çok özür dilerim Martin.
I'm so sorry about that, Mr. Costanza.
Üzgünüm, Mr. Costanza.
I am so sorry about that.
Kusura bakma.
I'm so sorry about that.
Çok üzüldüm şimdi.
That's all right. I'm so sorry about that.
- Bunun için çok üzgünüm.
I'm- - I'm so- - so sorry about that.
Çok affedersiniz.
I'm so sorry about that.
Bunun için çok üzgünüm.
So sorry about that.
Bunun için çok üzgünüm.
- Jeez, I'm so sorry about that.
- Buna çok üzüldüm. - Hayat zordur.
Yeah, so sorry about that, I saw a bird.
Evet, beklettiğim için üzgünüm. Bir kuş gördüm de.
I'm so sorry about that.
Üzgünüm, bunun için çok üzgünüm.
I'm so sorry about that.
Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
I'm so sorry about that.
Bunun için üzgünüm.
- I am so sorry about that.
- Bunun için üzgünüm.
HE MAY COME HOME AT ANY TIME, SO SORRY ABOUT THAT.
Eve istediği zaman gelebilir, kusura bakma.
I am so sorry about that.
onun için çok üzgünüm.
Look, I'm so sorry about that day.
O gün olanlar için çok üzgünüm.
- I'm so sorry about that.
- Bunlar için üzgünüm.
But when I think back about it now I realise that, all the time I was talking, the thing that was really in my mind was to remember not to ask what it was her boss Rappalo was so sorry for.
Ama şimdi düşününce fark ediyorum da tüm o konuştuğum süre boyunca aklımdaki tek şey, patronu Rappalo'nun ne için üzgün olduğunu sormamaktı.
I'm sorry I carried on so about that paper.
Gazete konusunu fazla abarttım.
When I left the house this morning, you were asleep... so I just wanted to call you up and tell you that, uh... I, uh... I'm sorry about last night.
Bu sabah evden ayrıldığımda, uyuyordun... bu yüzden telefon açıp dün gece için üzgün olduğumu söylemek istedim.
I didn't plan on feeling something for you, it just sort of happened. So I'm sorry about that.
Sana karşı bir şey hissetmeyi planlamamıştım, bir anda oluverdi bunun için özür dilerim.
I'm so terribly sorry about that.
Çok özür dilerim bunun için.
Father Urbanus, I'm sorry about the note, but I liked the Karl Marx quote so much that I had to keep it.
Peder Urbanus, o not için özür dilerim ama Karl Marx'ın sözünü o kadar çok beğenmiştim ki, saklamak istemiştim.
Officer. I am so sorry about this. Would you let go of that?
Memur Bey, bu olanlar için çok üzgünüm elindekini bırakabilir misin?
Oh, Leslie, I am so sorry about everything that went on here tonight.
Leslie, bu akşam olanlar için gerçekten çok üzgünüm.
So sorry about that. Just one moment.
Ben bunu çıkartayım.
I know that we're talking about real people here, so I'm sorry.
Burada insanlardan bahsettiğimizin farkındayım ve özür dilerim.
So sorry, but about my coffee. I neglected to mention that I like my milk steamed.
Kusuruma bakmayın ama kahvemle ilgili olarak, sanırım sütümü kaynar sevdiğimi söylemeyi düşünemedim.
- I am so sorry about all this. - Oh, that's all right.
- Çok özür dilerim.
So, it was really uncool to just leave that message, "l'm sorry," on my machine...'cause my wife, she asked me, "What is he sorry about?"
Yani, "üzgünüm" diye telefonuma mesaj bırakman hiç hoş değildi... Çünkü karım sordu, "Ne için üzgünmüş?"
So, that's what he said he was sorry about.
Bu yüzden özür dilemiş.
I want you to know that I, for one, am so sorry about your difficulties with your little co-star, this little girl, Lita...
Bilmenizi isterim ki sizin şu küçük yıldızınız, hani şu kız,.. ... Lita'yla yaşadığınız zorluklar için büyük üzüntü duyuyorum.
So, er, sorry about that, lads. But the sooner we crack on, eh?
O konuda üzgünüm ama ne kadar erken başlarsak o kadar iyi.
I'm so sorry... about the incident, and I don't know how that could've happened.
Çok özür dilerim olay için ve böyle bir şey nasıl oldu bilmiyorum.
So we're just about to try to get that one on right now- - l'm sorry.
İşte karşınızda Smiths.
Sorry about that. I ain't a gummy bear. S-so you want to sit down and watch the movie?
- Oturup filmi izlemek ister misin?
- I'm so sorry about last night. - That's okay.
Dün akşam için gerçekten üzgünüm.
Sorry about that, sorry. So I've been discharged.
- Bunun için özür dilerim.
Well, I'm sorry that you're so unhappy. Maybe you should go to your room and think about what you have, rather than what you don't have.
Bu kadar mutsuz olduğun için üzgünüm ama... belki de odana gidip sahip olduklarını düşünmelisin sahip olmadıklarını değil.
Ben, I am so sorry about everything that's happened.
Ben, olanlar için çok üzgünüm.
Sorry, I was just so excited about the ducks that...
Ördekler beni biraz heyecanlandırdı da.
I'm so sorry... about Luke... and about you having to relive that.
Luke için ve... bunları tekrar yaşadığın için... üzgünüm.
I'm so sorry that she never told us anything about you.
Çok üzgünüm, bize sizden hiç söz etmedi.
"Thingy"? How can you be so excited about something that you refer to as a thingy? I know. I'm sorry, but I have a lot of money wrapped up in this thingy.
- Şeyine mi? "Şey" olarak tanımlayabildiğin bir ilâç seni nasıl heyecanlandırabiliyor?
I can't really talk about that right now. I'm sorry. l- - l've got so many notes to go over, and cold cuts- - l have these really wonderful cold cuts that I don't want to go to waste.
Şu anda bu konudan bahsedemem. Özür dilerim. Üzerinden geçmem gereken bir sürü not var.
So sorry to hear about that, by the way.
Bunu duyduğuma çok üzüldüm bu arada.
So just think about that the next time you're feeling sorry for yourself.
Bu yüzden bir daha hâline üzüldüğünde aklına bu gelsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]