English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / So you're staying

So you're staying traducir turco

180 traducción paralela
So you're the ones who are staying here?
Burada mı oturuyorsunuz?
So... you're staying?
- Yani, kalıyor musun?
So you're staying with Buchholtz?
Demek, Buchholtz'la kalıyorsun.
I thank you for staying. You're so kind.
Kaldığın için teşekkür ederim, çok naziksin.
So, you're staying at Eva Miller's.
Demek Eva Miller'ın yerinde kalıyorsun.
- So you're staying at the...?
- Nerede kalıyorsunuz?
This isn't the best moment, sir, but we're not staying the night, so, um... if ever you need any financial advice, uh, assistance in deed... anything of that sort, please telephone.
Şimdi sırası değil hocam ama bu gece kalmayacağız, o yüzden mali konularda bir tavsiye ya da yardım isterseniz, ne olursa Iütfen arayın.
So you're staying home?
Evde mi kalacaksın?
So I guess you're staying for the rest of the night?
Sanırım bu gece burada kalacaksın?
So you're staying for pie?
Turtaya kalacak mısınız?
Nick if you're staying I'll gladly deliver a letter to your wife or loved one so you can say good-bye.
Nick, eğer kalıyorsan, karına veya sevgiline memnuniyetle bir mektup götürebilirim. Böylece onlara elveda diyebilirsin.
And so you're staying in this hellhole saying nothing?
Konuşmazsan bu delikte kalmaya devam edersin?
- So you're staying at Play Now?
- Yani Play Now'da kalıyor musun?
So, you're staying?
Mutfağın yanında kinde mi? Kalıyor musunuz?
So you're staying, huh?
Demek kalıyorsun, huh?
So you're staying.
Demek kalıyorsun.
- So you're staying in tonight?
- Bu akşam bir yere çıkmayacaksın yani?
- Well, DeSean... you didn't give me a good enough reason, so you're staying.
Yeterince iyi bir sebep gösteremediğin için kalıyorsun.
There's just the one DSU left, so I'm staying and you're going.
Sadece bir kabin kalmış, yani ben kalıyorum, sen gidiyorsun.
So, were you planning on staying here until we're all extra crispy?
Öyleyse, ekstra gevrek olana kadar burada kalmayı mı plânlıyorsun.
That's where we're staying, so you better get off here.
Biz burada kalacağız. Bu yüzden en iyisi burada in de konu kapansın.
So you're not staying then?
Eee... kalmıyor musun yani?
So you're staying here?
- Yani burada mı kalıyorsun? - Evet.
So, Donna, you're staying?
- Ee, Donna, kalıyor musun?
So you're not interested in staying more days as a tourist?
Demek turist olarak biraz daha kalmaya niyetin yok.
You must be so bored, all alone in your apartment I hope you're doing well, staying healthy and everything
Umarım sağlığın ve her şey yolundadır.
- So you're staying?
- Kalıyor musun?
And now with this hair emancipation of yours, you're going to unheard of lengths to make a statement to your mother about who you are so you can have a shot at staying in the band...
Artık saçların da seni özgür kıldığına göre, annene gerçekte kim olduğunu anlatabilirsin. Grupta kalmak için bir şansın olur.
- So you're staying here.
Eee'si, burda kalıyorsun.
- So? So, you're staying here.
Eee'si, burda kalıyorsun.
So you're staying at Oz?
Oz'da kalacak mısın?
Ok So, let me get this gay... you have people coming over and they're staying here?
Ben- - Ondan bir tane kalmıştı ve onu ben almak istedim! Will'e üzümlü keki, kendime de çikolata parçacıklı keki aldım ve kadınlar tuvaletinde yedim!
- So you're staying, Dickie?
- Yani kalıyor musun, Dickie?
Well... I.. uh. look, we were just finishing a conversation when you, uh... so I take it you're staying with the team even with the change of sponsorship.
Tam bir konuşmayı bitirmek üzereydik ki siz geldiniz.
Thank you so much for staying here while we're away.
Biz yokken burada kalacağınız için çok teşekkürler.
So you're OK just staying the way we are?
Yani bu halimizden memnun musun?
So you're staying?
Yani, kalıyor musun?
So you're staying here?
Burada kalacaksın, öylemi?
That's what you think, and we're staying back, so we're fine, but who knows about next year...
Bu senin düşüncen, geride duruyoruz, böyle iyiyiz. Gelecek yıl neler olacağını kimse bilemez.
So... you're not staying then?
Not hala üzerinde : " Andrew'un.
So you're staying in New York!
Yani New York'ta kalıyorsun!
So you're not staying?
Yani kalmıyorsun?
- So you're staying an extra few days. - What?
- Demek fazladan bir kaç gün daha kalıyorsun.
I'm so happy you're staying.
Kaldığın için çok mutluyum.
Meanwhile, inside are staying down trying not to make a noise, so you think we're not home.
Bu arada bizler de içeride sessizce oturur, gürültü yapmamaya çalışırız, böylece evde olmadığımızı düşünüp gidersiniz.
So you're not staying with your wife?
- Yani eşinizle beraber yaşamıyor musunuz?
So where are you staying while you're in town?
Peki, sehirde bulunduğun süre içinde nerede kalacaksın?
So you're staying here and helping your grandmother.
Öyleyse kalıyorsun ve anneannene yardım ediyorsun.
So that's why you're still staying at the house?
Peki sen neden hala o evde kalıyorsun?
So you're staying. In Smallville.
Yani Smallville'de mi kalıyorsun?
So you're staying home again.
Yine evdesiniz o zaman.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]