Sold for traducir turco
1,746 traducción paralela
The property on that corner Friscia sold for $ 20 million.
Köşedeki mülkü Friscia 20 milyon dolara satmış.
It Just Sold For $ 150,000.
150,000 dolara satıldı.
After being betrayed by his disciple Judas and sold for 30 pieces of silver, he was crucified, placed in a tomb and after 3 days was resurrected and ascended into Heaven.
Yahuda tarafından ihanete uğrayıp 30 gümüş akçeye satıldıktan sonra çarmıha gerildi, mezara gömüldü ve 3 gün sonra dirilip cennete yükseldi.
Joseph was sold for 20 pieces of silver, Jesus was sold for 30 pieces of silver.
Yusuf 20 gümüş akçeye, İsa 30 gümüş akçeye satılmıştır.
Moo-Ryong is not one to be sold for $ 40,000.
Moo-Ryong $ 40,000 dolar için satılacak biri değil.
The resulting prints sold for 2 dollars apiece and were the models for the lithographed covers on a number of magazines.
Son resimler tanesi 2 dolardan satıldı ve birçok derginin taşbaskı kapağında sergilendi.
Sold for $ 4,500.
4,500 dolara satıldı.
You know, that veil was made especially for this wedding by amanda ravaro and it sold for $ 1.8 million.
O duvağı Amanda Ravaro düğün için yapmıştı. 1.8 milyon dolara satıldı.
I don't know. MySpace sold for like a million box. I mean...
Bilmem, MySpace milyon dolara satıldı.
No, it's sold for like a billion.
Hayır, neredeyse milyara satıldı.
No? Sold for 2,000 euros.
Yok mu arttıran?
She sold it to you for the right to put her choices on the block.
Külotunu onun istediklerini seçmen karşılığında sattı sana.
I would think a sold-out concert would be good news for Charlie Waffles.
Charlie Waffles için biletleri şimdiden tükenmiş bir konserin iyi olacağını düşünmüştüm.
Charlie's first sold-out concert can be yours on D VD for only 29.99.
Charlie'nin ilk konser DVD si sadece 29.99 dolara sizin olabilir.
Agent Sinclair, there's a wild rumour that Ultraworld just sold on the black market for 50,000 bucks.
Ajan Sinclair, Ultraworld'un kara borsada 50,000 dolara satıldığı yönünde bir dedikodu var.
AUCTIONEER : Sold to the gentleman for eight pounds!
Beyefendiye 8 paunda sattım!
- Sold! To the man in the blue argyle sweater for $ 500. This antique confederate battle flag.
Mavi baklava desenli süveter giyen adama 500 $'a satıldı bu eski müttefik iç savaş bayrağı.
They're all sold out. No Mario for big sis. Tammy, I am so sorry, and I know I promised.
Enflasyondan sonra, asıl petrol fiyatlarının katlandığını görebiliriz.
According to CIA, annually the USA forward from fifty up to hundred thousand girls, Boys and women employed for prostitution or sold into sexual slavery.
CIA tahminlerine göre, satılmak veya seks işçiliğine zorlanmak amacıyla yılda 50000 ile 100000 arası kız çocuğu, erkek çocuğu ve kadın ABD'ye kaçırılmaktadır.
There would be no eulogies for Bob no photographs of his body would be sold in sundries stores no people would crowd the streets in the rain to see his funeral cortege no biographies would be written about him no children named after him.
Bob için övgüler düzülmedi. Cesedinin fotoğrafı tuhafıye dükkânlarında satılmadı. Kimse cenaze kortejini görmek için yağmurda sokaklara dökülmedi.
I sold out Arthur for 80 grand and a contract and you're gonna kill me?
Arthur'u 80.000 be bir anlaşma karşılığı sattım ve sen beni öldürecektin?
Just sold him a kilo of inositol for 20 fucking grand.
Ona 20 bin dolara 1 kilo inositol sattım.
Joe told me the whole neighborhood's been boarded up or sold off, except for...
Joe bütün mahallenin kepenk indirdiğini veya satıldığını söyledi. - Sadece...
One of these dolls sold at auction this morning for $ 4,000.
Bu oyuncaklardan birine açık artırma ile.. 4,000 dolar ödendi.
Yeah, he sold it fifteen years ago for seven grand... to pay his nursing home bills.
Evet, on beş yıl önce bakım evinin kirasını ödeyebilmek için yedi bin dolara heykelini sattı.
I was away for a month and you all sold it.
O, idealler ve prensipler savaştı.
Sold it for nothing.
Yok pahasına sattık.
He had sold them to demons in exchange for the power to conquer the world.
Onları şeytanlara sattı, karşılık olarak dünyayı fethetme gücü aldı.
You scavenged and sold your blood for this.
Bu para için sen çöpleri eşeledin, kanını sattın.
For your fucking information, I sold all my weed.
Lanet bilgin olsun diye söylüyorum, bütün otları sattım.
He says that if he would have won that truck, he could have sold it for five times what it's worth because of what Frank Jones has done for football.
Eğer o kamyoneti kazansaydı, onu değerinin beş katına satacağını söylerdi, Frank Jones'un futbol için yaptıkları yüzünden.
Should I fail, the galley departs tonight for Africa, where she'll be sold as a slave.
Fidye götürmezsem, kadırga bu gece yola çıkacak Afrika'da köle olarak satacaklar onu.
I sold off the house her father left for her.
Babasının ona bıraktığı evi sattım.
When this land was first set aside you could not have sold that for 10 cents an acre.
Bu topraklar ilk ayrıldığında hektarını 10 sentten bile satamazdınız.
No, I sold it for crack.
Hayır, onu, ot için sattım.
When I was a girl, my Mom sold me to men who abused me so she could get money for booze.
Küçük bir kızken, annem beni adamlara kiralar içki parasını denkleştirir, alemlere çıkardı.
Actually, you might be happy to know that you sold your interest in the company for nearly a billion dollars in 2009.
Aslında, şirketteki... payınızı, 2009 yılında neredeyse 1 milyar dolara... sattığınızı bilmek, sizi mutlu edebilir.
He sold some antiques he found for a fortune.
Şans eseri bulduğu antikaları satmış.
The marketing director at Stempel had the idea to give it a better name because Neue Haas Grotesk didn't sound very good for a typeface that was intended to be sold in the United States.
Buro Steinart Eski Yönetim Müdürü, Linotype Stempel'ın pazarlama direktörü, bu yazı karakterine daha iyi bir isim verme fikrini benimsedi çünkü Neue Haas Grotesk Amerika'da satılması planlanan bir yazı karakteri için kulağa pek hoş gelmiyordu.
For each gun that was found, three more were sold on the streets.
Ele geçirilen her bir silahın yerine sokaklarda 3 silah satılırdı.
He sold it to me... for cheap, really cheap.
Bunu bana o satmıştı hem de ucuza, çok ucuza.
Going twice... Sold to Mr. Chen for $ 1 million!
Satıyorum... 1 milyon dolara Bay Chen'e satıldı.
President Shears has sold this country to the highest bidder. It's time for blood in the streets.
Başkan Shears bu ülkeyi sattı,... en yüksek teklifi yapana.
I wish I hadn't sold that painting Yamagishi san got 40,000 yen for
Karuizawa... Yazlık evi... Geçmişe bakarak,
You do know that a bottle of the same vintage sold this week for £ 47,000?
Biliyor musun, bu mahsülden bir şişe şarap daha geçen gün £ 47,000'e satıldı.
Yes, but he had the last laugh when he sold it for 12 million, didn't he?
Evet, ama son gülen iyi güldü değil mi? O ölü hayvanı 12 milyona satmıştı.
I mean, that show must be sold out for at least two years!
Diyorum ki, şovun biletleri saatler öncesinden bitmiş olmalı!
Then I have whatever Williams-Sonoma sold me for Sookie.
Sookie'ye de Williams-Sonoma'da bana ne sattılarsa aldım.
I just pretty much sold my soul to my mother for permission.
Sadece izin alabilmek için ruhumu anneme sattım.
I sold it for $ 50.
Ben elliye sattım.
Oh, I sold it to Earl for 50 bucks.
Earl'e 50 kağıda sattım.