For everyone traducir turco
9,041 traducción paralela
Your sad mood is spoiling the fun for everyone.
Üzgün haliniz herkesin eğlencesini baltalıyor.
Because you weren't meant to hear it. If you act on this, all you'll do is wreck your friendship and cause heartache for everyone involved.
Bu konuda eyleme geçersen eline geçecek tüm şey arkadaşlığını mahvetmek ve mevzudaki herkese keder yaşatmak.
It's best for everyone if I just leave.
Buradan taşınmam herkes için en hayırlısı.
Father Beocca. - There will be ale and food available for everyone. - Father.
- Herkese yetecek kadar ale ve yiyecek...
There's enough for everyone.
Herkese yetecek kadar var.
And as soon as anyone starts paying tuition, the entire idea of "free university for everyone" is under threat.
Herhangi bir öğrenci okul harcı ödemeye başladığı an da "herkes için ücretsiz üniversite" fikri tehlikeye girer.
I have invaded your country, essentially, to take this incredible idea that all college should be free for everyone.
Ülkenizi asıl işgal etme sebebim tüm üniversitelerin herkes için ücretsiz olması gibi fevkalade bir fikri ele geçirmek.
If everybody takes a little bit care of the neighbor, life is more easy for everyone.
Herkes komşusuna biraz ilgi gösterirse hayat herkes için daha kolaylaşır.
Citizens of Defiance, honored guests of the Votanis Collective, we gather here tonight to not only begin the process of putting the past behind us, but to blaze a new trail into a peaceful future for everyone under the sun.
Defiance vatandaşları, Votan Birliği'nin onur konuğu. Sadece geçmişi arkamızda bırakma amaçlı burada toplanmadık. Dünyadaki herkese barış dolu bir gelecek sağlamak için de toplandık.
Though our school motto is'the college for everyone', sometimes college Isn't For everyone.
Okulumuzun sloganının "Herkes için üniveriste" olmasına rağmen üniversite herkes için değildir bazen.
Spit it out, Patterson! Then that's it. It's game over for everyone in the cemetery.
Mezarlıktaki herkes için oyun biter.
- Shh. You've been fighting for everyone else for so long, taking care of everyone but yourself.
Uzun zamandır başkaları için savaşıyordun, kendin dışındakilerle ilgileniyordun.
I don't have enough for everyone, so we need to keep this on the down-low.
Herkese yetecek kadar yok. O yüzden aramızda kalması gerekiyor.
Whoever won the card game would buy drinks for everyone.
Oyunu kim kazanirsa ickileri o ismarlardi.
Now, we can do that in here, or we can go back out to the bullpen and put on a show for everyone.
Bu işi burada yapabiliriz veya nezarethaneye gider ve herkese iyi bir seyirlik sunarız.
Those are for everyone.
Bunlar hepimiz içindi.
If I don't get justice for Rachel and for everyone else, no one will.
Eğer ben Rachel ve diğerleri için adaleti sağlayamazsam, kimse sağlayamaz.
You want what's best for everyone, but here's the thing.
Herkes için en iyisini istersin, ama burada bir mesele var.
Plenty of swag for everyone.
Herkes için yeterince mal var.
It's for everyone.
Herkes için onlar.
Not just for me. For everyone.
Sadece benim için değil, herkes için.
Look, it sucks for everyone at first, but by Thanksgiving, you're gonna be having so much fun, you won't even want to go home.
Bak, herkese ilk başta berbat gelir ama Ş ükran Günü'ne kadar çok eğlenmeye başlayacak ve eve gitmek istemeyeceksin.
Good for everyone involved.
Olaya karışan herkes için.
Killing isn't for everyone.
Adam öldürmek herkesin harcı değildir.
They're funny that way. I think it would be better for everyone...
- Sanırım böylesi herkes için daha iyi olur.
Everyone's waiting for you.
Herkes seni bekliyor.
Thank you for coming, everyone.
Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim.
Everyone's heading over to our place for Christmas. You okay?
Herkes Noel için evimize gidiyor.
I've lost count of the amount of times you've been there for me and everyone you care about, but today, you saved someone who doesn't mean a thing to you.
Bana ve değer verdiğin insanlara yardım etmek için kaç kez koştuğunu sayamıyorum artık. Ama bugün, senin için hiçbir anlam ifade etmeyen birisini kurtardın.
Come on, everyone, let's get ready for photos!
Kesin. - Hadi, herkes fotoğraf için hazırlansın.
Not everyone is made for it.
Herkes bunun için yaratılmamıştır.
You just shot an American federal agent. Everyone in Prague is looking for you.
Az önce Amerikan bir federal ajanı vurdun.
We need to look at everyone who got on and off that bus For the last month and a half.
Son bir buçuk ayda otobüse binen ve inen herkesi incelemeliyiz.
Well, I think... the thing is that here, education is really seen as something that's really a public good, and the issue is once you start charging foreign students for education, you automatically open up the idea that you can charge everyone.
Bana göre olay şu ; burada eğitim gerçekten bir kamu yararı olarak görülüyor ve bir kez yabancı öğrencilerden eğitim için ücret almaya başlarsanız otomatikman, herkesten para alınabileceği fikrini gündeme getirmiş olursunuz.
Everyone knows about AutoMaidan and what we are doing for Ukraine.
SERGEY COBA OTOMEYDAN ÜYESİ Herkes OtoMeydan'ı ve Ukrayna için ne yaptığımızı biliyor.
It's always about harvey and it's clear to everyone here, whatever he does is fine with you, from hitting another partner to turning down millions for this firm.
Her zaman Harvey ile alakalıdır ve bunu buradaki herkes biliyor, her ne yaparsa senin için sıkıntı yok, ortağı yumruklamasından tut şirket için milyon dolarları reddetmesine kadar.
Everyone's fine... for now.
Herkes iyi, şimdilik.
Everyone, it's time for us to go.
Millet, gitme zamanımız geldi.
Now, everyone keep your eyes peeled for the werewolf.
Şimdi herkes kurt adam için gözünü dört açsın.
Then I guess everyone here is happy keeping things the way they are, except for one.
O zaman sanırım burada işlerin gidiş yolundan herkes mutlu, birisi dışında.
I'm grateful for everyone here.
Buradaki herkese minnettarım.
For the record, I care about everyone.
Bilgin olsun, ben herkesi umursuyorum.
Everyone, thank you for joining me today in a journey of self-discovery and reflection.
Bugün benimle kendi keşfiniz ve yansımanıza yapacağımız yolculuğumuzda bana katıldığınız için hepinize teşekkürler.
Everyone, ready for tachyon warp!
Harikaydı! Millet, kaçışa hazır olun.
Everyone fell for it.
- Herkes de yutmuş.
Do enough of it, everyone will get hungry for more.
Bu işi yeterince yap, herkes daha fazlasını isteyecektir.
Ray Dixon had files on everyone who was up for the CEO job at IDK Technologies.
- Ray Dixon'ın IDK Teknoloji'de CEO işine aday olan herkes için dosyası varmış.
Based on the age of everyone without a chip, we are searching for a man in his late 30s to early 40s.
Çipsiz kişilere bakarsak aradığımız adam 35-45 yaşları arasında.
For the past few weeks, I've been rolling my eyes at you, thinking that you had this pathological need to be liked by everyone, but I couldn't have been more wrong. All right? People are just drawn to you.
Son birkaç haftadır, herkes tarafından sevilmek gibi anlamsız bir ihtiyacın olduğunu düşünüp seni eleştiriyordum ama çok yanılmışım.
Everyone was looking for them.
Wendigo onları bulduysa.
Everyone was bound and used for experiments that were meant for animals.
Herkes kuşkusuz, hayvanlara yapılan deneylerde kullanıldı.
for everyone's sake 25
everyone 6978
everyone does 112
everyone knows that 202
everyone else 136
everyone's fine 32
everyone makes mistakes 31
everyone knows 120
everyone says 22
everyone dies 42
everyone 6978
everyone does 112
everyone knows that 202
everyone else 136
everyone's fine 32
everyone makes mistakes 31
everyone knows 120
everyone says 22
everyone dies 42
everyone is here 26
everyone else does 24
everyone's gone 34
everyone says so 22
everyone out 134
everyone's dead 32
everyone does it 23
everyone knows it 22
everyone calm down 28
everyone here 42
everyone else does 24
everyone's gone 34
everyone says so 22
everyone out 134
everyone's dead 32
everyone does it 23
everyone knows it 22
everyone calm down 28
everyone here 42