Someone's there traducir turco
6,164 traducción paralela
There's someone else here.
- Yalnız değiliz.
There's someone moving around in there.
İçeride biri hareket ediyor.
Or perhaps we'll find that in each other there's someone we're willing to be tethered to.
Belki de birbirimizde ilgimizi çekecek şeyler bulabiliriz.
Someone got there before me.
Biri benden önce davranmış.
Having someone die on you before you have said everything and forgiven everything and been there and loved them as hard as you should...
Sana yakın birisi ölmeden herşeyi söylemiş olmayı diliyorsun. Yaşanmış herşeyi affetmeyi, senin için ne kadar zor da olsa sevmeyi...
Dad, look! Someone's there.
Baba bak orada biri var.
There's someone at my door.
Kapıda biri var.
Do you realize that there are men in this class with girlfriends and wives, and if they see someone as hot as you bare-ass naked, shakin'what your mama gave ya, they'll hate what they've got at home?
O sınıfta kız arkadaşı ve karısı olan olan erkeklerin olduğunun farkında mısın? ve senin gibi taş birinin anadan doğma karşılarına geçip, salladığında, eve gittiklerinde evdekine bakıp üzülecekler?
See, the problem is with you around, there's a threat now, someone who knows her other than me.
Şimdi sen ortaya çıktın ve artık karşımızda bir tehdit var. Onu benden başka tanıyan biri var.
Smallpox, the plague, even ebola... There's people who survived the disease who have antibodies in their blood, but if I don't have someone who...
... çiçek hastalığında, vebada hatta ebolada bile kanlarında antikor olan, hastalıktan kurtulmuş insanlar vardı.
Oh, looks like someone's got a little soccer star in there.
Hissettim. Görünen o ki, birilerinin karnında bir futbol yıldızı var.
I mean, most girls say they just want a sweet guy, but there's still this primal attraction to someone who could protect you in the wild.
Yani, çoğu kız tatlı bir erkek ile birlikte olmak ister. Ama ne olursa olsun seni vahşi hayatta koruyabilecek kişinin cazibesi başkadır.
There's always someone with the same name wherever I go.
Nereyse gitsem aynı isimde biri oluyor.
There's just someone I wanted to see.
Görmek istediğim biri var.
Let's just hope there's still someone there to save.
Umalım da hâlâ kurtaracak birileri olsun.
Like... there's someone else inside there, not me.
Sanki ben değilmişim de içimde başka birisi varmış gibi.
There's no stopping someone that will stop at nothing.
Hedefine ulaşmaya kimse engel olamaz.
- There's someone else here.
- Burada birileri var.
There's someone here for you, My Love.
Seni görmek isteyen biri var aşkım.
And sometimes someone new knocks on the door of your heart and you're not sure if you have room in there for one more.
Ve bazen birisi yeni Kalbinizin kapısını çalar Ve eğer emin değilsenizDaha fazla biri için orada oda var.
But there's someone here now that I hope you guys can learn to love.
Ama birisi şimdi burada varSizlerin sevmeyi öğrenebilirsiniz umuyoruz.
When I come out, there's someone in my wagon. It's a boy maybe 13, maybe even 14 years old.
Dışarı çıktığımda arabamda birisi vardı.
You sure there's no one who speaks English, or someone who speaks Spanish?
İngilizce ya da İspanyolca konuşan birinin olmadığına emin misin?
I think someone's fuckin'in there.
- Sanırım içeride birileri sikişiyor.
- There's someone else, right?
- Başkası var, değil mi?
There's someone on the phone.
Telefonda biri var.
- There's someone here.
- Burada birileri var.
Guys, there's someone in here!
Arkadaşlar, burada birisi var!
Say you hit someone with your car, no one was there, no one saw, but maybe someone did see, but they can't say anything because if they did, they and not you would be found guilty...
Varsayalım arabanla birine çarpmış ol ve etrafta kimse yok. Kimse görmedi. Belki biri bir şey gördü ama bir şey söyleyemiyor.
There's someone out there for everyone.
Herkesin bir kısmeti var işte.
Steven, there's someone in reception to see you.
Steven, resepsiyonda seni görmek isteyen biri var.
There's someone to see you.
- Seni görmeye gelen biri var.
Here's a tip. If you're going to kill someone, don't have a company cab take you both back to his flat and then call another company cab from there to take you home a few hours later.
Sana bir tavsiye, birini öldürecek olursan şirket taksisiyle adamın evine gidip de sonra seni evine bırakması için tekrar şirket taksisi çağırma.
But... there's someone who still could.
Ama hâlen dönebilecek biri var.
But I know that's not you, and I know underneath that, there's someone who's just in a lot of pain, who needs to talk to somebody and get it out.
Ama gerçekte böyle biri değilsin. Derinlerde bir yerde çok acı çektiğini ve içini dökecek birine ihtiyaç duyduğunu biliyorum.
There's nothing I admire more than someone planting trees under whose shade they may never get to sit.
Gölgesinde oturamayacağını bile bile ağaç diken insanlara saygım sonsuzdur.
Because as I once heard someone say there's no present like the time.
Zira bir keresinde biri şöyle demişti zaman en güzel hediyedir.
There's someone in there.
İçeride biri var.
There's someone outside!
Dışarıda biri var!
There's someone dangerous outside!
Dışarıda tehlikeli biri var!
Guys, there's someone in the woods.
Gençler, ormanda biri var.
There's no way someone else having a wire and not me.
Başkasının kablosu olacak da benim olmayacak, daha neler.
There's no way Korver could have known about the bonds unless someone told him.
Biri ona söylememiş olsa, Korver'in tahvillerden asla haberi olmazdı.
If someone has so much of something already, ..there's very little you can add. Yeah.
Eğer birinde bir şeyden fazlaca varsa, ekleyecek çok az şey olur.
Elvis, there's someone downstairs.
Elvis, aşağıda birileri var.
What? David, there's someone out there.
David, orada biri var.
Honey, there's someone out there.
Hayatım, orada biri var.
There's blood caked in my hair, I'm sleeping in a tiny car that's not mine, I'm stealing bicycles, townspeople are chasing me through the streets while I search for someone who doesn't exist.
Kafamda kurumuş kan var, benim olmayan küçücük bir arabada uyuyorum, bisiklet çalıyorum, olmayan birini ararken kasabalılar sokaklarda beni kovalıyor.
There's gotta be someone.
- Birisi olmalı.
There's someone at the door.
Kapıda biri var.
When we kill someone, We're judging them, and We're saying that There's something wrong with them.
Birini öldürdüğümüzde onları yargılıyoruz ve onlarla ilgili bir sorun var diyoruz.
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48